En Sıcak Konular

Anna Hazare Hint hükümetini fena sarstı!

22 Ağustos 2011 11:10 tsi
Hindistan'da, hükümet bir çıkış yolu bulamıyor. Yolsuzlukla mücadele yasası çıkarırsa, kendi vekillerinden birçoğu soluğu cezaevinde alabilir. Hükümet için en iyi netice, hatasını kabul edip özür dilemesi ve Anna’yla müzakere masasına oturması.

Chetan Bhagat *

Bu satırları yazdığım sırada milyonlarca yurttaşım sokaklarda güçlü bir yolsuzlukla mücadele yasası için savaşıyor. Daha fazlası da televizyon ekranlarının karşısında mıhlanmış, ilk başta burnundan kıl aldırmayan Hindistan hükümetinin hatasını kabul edip özür dilemenin yollarını aradığı gelişmeleri izliyor.

Mücadelenin başını Anna Hazare çekiyor. 74 yaşındaki eylemci, parlamento yolsuzluk yapan siyasetçileri ve memurları araştırıp cezalandırma yetkisine sahip bir ombudsmanlık kuracak olan yasayı gündemine alana dek açlık grevinde.

‘Her şeye rağmen yoksuluz’

Hazare açlık grevine Nisan’da başladı ve hükümeti yasanın hazırlanma sürecine kendi ekibini katmayı kabul etmek zorunda bıraktı. Hazare’nin şiddet içermeyen, ama agresif Gandivari protesto yöntemi, yolsuzlukla mücadele davasıyla birleşerek Hintliler arasında büyük yankı buldu.

Hindistan’da binlerce sivil toplum örgütü her gün toplumsal meseleler için mücadele veriyor, fakat hiçbiri bu tür bir destek kazanamamıştı. Çekçek sürücülerinden yazılım mühendislerine, işadamlarından dini liderlere kadar toplumun her kesiminden insan, Anna’ya destek veriyor.

Bu boyutta bir destek, Hindistan’da alışılmış bir durum değil. Hintlilerin bildik tepkisi, tüm Hintli gençlerin yaşlılardan duymaya alıştığı şu tür sözlerdir: “Bu ülkede hiçbir şey değişmez”, “Muktedirlere kimse dokunamaz” ve “Sıradan insanların kaderi, acı çekmektir.”

Hindistan’da acı acı dalga geçenlerin hükmü sürer ve bu tavırlarını haklı çıkaracak sayısız sebep var. Neticede son elli yılda değişen pek fazla şey yok –yönetim, her zamanki kadar yetersiz ve yolsuzluğa batmış durumda; suçlularınsa neredeyse hiçbiri cezalandırılmıyor.

Hesap vermekle alakası olmayan otokrat, sömürgeci yöneticiler için tasarlanmış arkaik yasalar (evet evet, her şeyin suçlusu Britanyalılar) varlığını sürdürüyor ve mevcut siyasetçiler tarafından dibine kadar suistimal ediliyor. Güçlü olanın sözü geçiyor; hakikat ve adalet sık sık ayaklar altına alınıyor. Birinci sınıf becerilere ve muazzam doğal kaynaklara sahip olmamıza rağmen, hâlâ yoksul bir ülkeyiz.

Ancak 2011 Hindistan’ında bir şeyler farklı. Bütün o ‘dalga geçen amcalara’ rağmen, toplumun her kesiminden insanlar yasa için mücadele ediyor. Anne-babalarının “Hiçbir şey değişmeyecek” karamsarlığından sıyrılıp, “Değişim benim” diyorlar.

Gençlerdeki bu arzuyu ve atılganlığı son iki yıldır konuşmacı olarak dolaştığım 50 Hint kentinde fark etmiştim. Gençlerle liderlerin hevesleri arasındaki kopukluğu sezebiliyordum. Bu dalgayı belirgin hale getireninse, 74 yaşında bir insan olacağını hiç düşünmemiştim.

Hükümetin yanlış hesabı

Bununla birlikte hükümet Nisan’da Anna’yla temas kurmayı kabul etse bile, daha sonra çark etti ve yeni yasa hazırlanırken ekibini aşağıladı ve görmezden geldi. Hükümetin hazırladığı cılız ve yetersiz yasa, devlet görevlilerinin sadece yüzde 0.5’ini kapsıyor ve yolsuzlukları ortaya çıkaranlara sekte vuruyordu. Hükümet, yarısı okuma yazma bilmeyen, diğer yarısının büyük kısmı da olan bitenlere ilgisiz olan bir ülkede kimsenin farkı anlamayacağını umdu.

Hayal kırıklığına uğrayan Anna, 16 Ağustos’ta yeni bir açlık grevi başlatma tehdidinde bulundu. Hükümet kirli oyunlara başvurdu; ona bir alan tahsis etmedi veya yağmurlu havalarda çadır kurmasına izin vermedi. İnsanlar hükümetin içler acısı halini gördükçe, Anna’ya destek büyüdü.

Derken hükümet, ciddi bir hesap hatası yaparak 16 Ağustos sabahı Anna’yı gözaltına aldı. Haber hemen yayıldı ve ülke sokaklarda patladı. Akşama doğru hükümet, Anna’yı bırakmak istedi. Fakat Anna ustaca bir çalım atarak, hapisten çıkmayı reddetti ve açlık grevine orada devam etti. Ülkede coşku hüküm sürüyor, hükümetse zor durumda.

Çoğu üç kuşak öncesinden kalma iktidar sınıfı şaşkın. Sosyal ağların katalizör görevi gördüğü hareketlerin canlanışını anlamıyorlar. Deneyimli siyasetçiler olabilirler ama seçkin teknoloji enstitülerinden gelen öğrencilerle kırsal bölgelerden gelen köylülerin, hiçbir yerden gelmemiş gibi görünen Anna’yı niye desteklediğini kavrayamıyorlar.

Daha kötüsü, hükümet bir çıkış yolu da bulamıyor. Bir yolsuzlukla mücadele yasası çıkarırsa, bizzat kendi vekillerinden birçoğu soluğu cezaevinde alabilir. Çıkarmazsa insanlar sokaklara akın etmeyi sürdürecek. Hükümet için en iyi netice, hatasını kabul edip özür dilemesi ve Anna’yla müzakere masasına oturması olacaktır. Böyle olup olmayacağını zaman gösterecek.

Peki uyuklayan ve yenilgiyi kabul etmiş bir Hindistan, nasıl aniden harekete geçiverdi? Asırlardır feodal-sömürgeci kurulu düzene alışmış halkımız, niye aniden siyasetçilerine kral muamelesi yapmaktan vazgeçip, onlardan hesap verebilir olmalarını istiyor? Şu an bu sorulara cevap vermek güç, zira hâlâ hareketin ortasındayız.

Ne var ki birkaç husus açıkça ortada: Görünen o ki Hindistan, yoğun bir iyilik ve dürüstlük açlığıyla birdenbire uyandı. Anna’nın hükümeti sarsmak konusunda gösterdiği başarıyla birlikte, doğruluktan yana olmak da muteber hale geldi. Gücün her şey olduğu inancıyla yetiştirilen genç kuşak şimdi, iyilik ve erdemle ülkenin en güçlülerini rezil eden Hazare’de bir rol modeli görüyor.

İktidar bozguna uğruyor

Genç Hintlilere yapılan bu ahlak aşısı, söz konusu harekete büyük katkıda bulunacak. Hakikat iktidarı bozguna uğratıyor ve bu, Hindistan’da çok sık olmuyor.
16 Ağustos’ta Delhi’den Mumbai’ye yaptığım bir uçak yolculuğunda, havaalanı güvenlik kontrolünde bir polise takıldım. Ona polisin Anna’yı neden tutukladığını sordum. Üzerimi arayıp uçuş kartımı damgalarken resmi suskunluğunu sürdürdü. Kontrol noktasından ayrılırken kulağıma fısıldadı: “Beyefendi, amirlerim hükümetten yana olabilir, ama ben Anna’dan yanayım.”

* The Guardian, Tercüme: Radikal

Bu haber 641 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,591 µs