Çıpa nereye takılı?

Türkiye’nin ekonomik ve siyasi geleceğini Avrupa Birliği’ne bağlı görerek, bunu temel düstur kabul ederek, Körfez ve Arap ülkelerinden son yıllarda gelen yatırımları dahi AB çıpasına bağlamak, yanlış bilgiden fazlasına, bir tür körleşmeye bağlı olsa gerek.

Prof. Eser Karakaş dün gece bir TV programında, Türkiye’nin ekonomik performansını değerlendirirken çok kuvvetli AB vurguları yaptı ve bu yoldan kesinlikle ayrılınmaması gerektiğini, hatta hatta Başbakan Erdoğan’ın-son olarak Kıbrıs ziyaretinde yaptığı üzere-AB’yönelik söylemini de değiştirmesiri istedi.

İşin politik tarafına yönelik çok şey söylenebilir. Ama Prof. Karakaş’ın son 10 yılın dinamiklerini hiç anlamadığını gösteren, Arap sermayesinin dahi, Türkiye AB yolunda olduğu için geldiği tezine biraz dokunmak gerekiyor.

Birinci o ülkelerin yatırım dağılımlarına bakıldığında hayli büyük meblağların AB ile uzaktan yakın ilgisi olmayan bir çok ülkeye gittiği hemen görülebilir. Bu teknik bir nokta.

İkincisi ise daha makro bir düzeltme: Türkiye’nin Ortadoğu ve Arap-Körfez dünyası ile yeni ilişkilerini salt ekonomik ve AB bazlı düşünmek, son 10 yılın hayli bölümünü atlamış olmak, bir tür "gözleri kapalı" hâl içinde bulunmayı gerektiriyor.

Bu tartışmayı çok uzatmak mümkün fakat; Türkiye’nin bölge ile oluşan yeni ve parlak ilişkilerini-ortada hiç de böyle bir şey olmadığı halde-daha düne kadar “eksen kayması” diye eleştiren Avrupa ülkeleri ve benzer çizgidekiler düşünüldüğünde durum daha net anlaşılabilir.

Körü körüne, tartışılmaz bir AB savunusunun en azından bilimsel olmadığı açık.Eser Karakaş’ın ciddi biçimde uluslararası ilişkiler dersleri alması gerekiyor.

www.iyibilgi.com