En Sıcak Konular

AKP nerelerde hata yaptı?

0 0 0000 00:00 tsi
AKP nerelerde hata yaptı? Şahin Alpay, "27 Nisan'dan beri yaşadıklarımız Türkiye'nin AKP iktidarı altında elde ettiği kazanımların, ne yazık ki yine AKP yönetiminin yanlışları yüzünden riske girdiğini gösteriyor." diyor... İşte, yazara göre AKP'nin hataları...

AKP'ye itirazlarım

Öncelikle Recep T. Erdoğan, Abdullah Gül ve (evet) Bülent Arınç önderliğindeki AKP'nin Milli Görüş Hareketi'nin aşılmasında ve Türkiye'nin kendine özgü İslamcı akımının demokratik ve laik ilkelere bağlanmasında oynadığı rolü büyük bir takdirle karşıladığımı belirtmeliyim.

AKP'nin iktidardaki performansı beklediğimden de başarılı oldu. AKP iktidarı, özellikle AB reformları bağlamında, Türkiye'de demokratik standartların yükseltilmesine çok önemli bir katkıda bulundu; makro-ekonomik istikrarı sağlayarak, önemli bir kalkınma hamlesine imza attı. Bugüne değin Irak bataklığına bulaşmayışımız, belki bir şans eseriydi. Ama Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu'nun imzasını taşıyan, diplomasi ve diyaloğu esas alan dış politikasıyla Ankara, ABD'den İsrail'e, AB'den İslam âlemine, Afrika'dan,Hindistan'a ve Çin'e uzanan, hemen bütün dünyada saygınlığını arttırdı. AKP, Türkiye'de değişimle ve ilerlemeyle özdeşleşti. Önümüzdeki seçimlerde Türkiye halkı bu hizmetlerin kadrini bilecektir.

27 Nisan muhtırasından bu yana yaşadıklarımız Türkiye'nin AKP iktidarı altında elde ettiği kazanımların, ne yazık ki yine AKP yönetiminin yanlışları yüzünden riske girdiğini gösteriyor. Umarım Türkiye, içinden geçtiğimiz krizi aşarak demokratik süreci sürdürmeyi ve güçlendirmeyi başarır. Fakat AKP liderliği eğer Türkiye'de değişime öncülük etmeyi sürdürecekse, yaptığı hatalardan ders çıkarmayı ve yanlışlardan arınmayı bu defa da başarmalı. Buna yardımcı olmak amacıyla AKP'nin en önemli bulduğum yanlış ve hatalarını sıralamak istiyorum.

AKP'nin cumhurbaşkanlığı seçimini yüzüne gözüne bulaştırdığı apaçık ortada. AKP yönetimi bu konuyu bir parti içi mesele, "fırsat çıkmışken bir mevzinin daha ele geçirilmesi" olarak ele alarak 27 Nisan askerî müdahalesine zemin hazırladı. Oysa, muhalefetin de kabul edebileceği bir AKP üyesi cumhurbaşkanı seçilebilir ve bu kriz yaşanmayabilirdi. Askerî müdahalelerle yerleşen bürokratik vesayet rejiminin tasfiyesi, sabır isteyen, uzun vadeli ve adım adım kazanılacak bir mücadeleyi gerektiriyor. Dilerim AKP yönetimi, "fırsattan istifade" yarı-başkanlık rejimine geçiş hevesinden de derhal vazgeçer ve parlamenter rejimin güçlendirilmesini hedef alır.

AKP laikliğe bağlılığı, farklı yaşam tarzlarına ve inançlara saygısı konusundaki yaygın kuşku ve korkuları ciddiye almak, bunların giderilmesi için gerekeni yapmak zorunda. Kendi yaşam tarzlarına ve inançlarına saygı gösterilmesini isteyenler, başkalarının yaşam tarzlarına ve inançlarına saygılı olmak zorundadır. Bu ilke herkes için geçerlidir. AKP bu ilkeye bağlı olduğunu bütün fırsatları kullanarak millete göstermelidir. Bu bağlamda hemen aşması gereken birincil sorun, bir "Sünni partisi" olmaktan çıkmak; Alevi ve gayrimüslim yurttaşların partinin bütün kademelerinde temsil edilmesini sağlamaktır. AKP bunu sağlamadan ne toplumu laikliğe bağlılığına inandırabilir, ne de iddia ettiği gibi bir merkez partisi, bütün milletin partisi olabilir.

AKP iktidarına yöneltilen en haklı itiraz, "kadrolaşma" eleştirisidir. Hemen her atamada liyakatin değil sadakatin esas alındığı izlenimi yerleşmiştir. AKP, iktidarının ikinci döneminde bu izlenimi kökten silmelidir. Özerk kurullar, "sözde değil özde özerk" olmalıdır. Bunun bütün iktidarların, ülkenin yararına olduğunu kavramak gerekir. "Ak (yani Temiz) Parti" olma iddiası ispata muhtaçtır. Maalesef AKP iktidarındaki 4,5 yılın tecrübeleri (ana muslukların kapatılmış olmasına rağmen) yolsuzlukların geride kaldığına kimseyi ikna edecek nitelikte değildir. Yolsuzlukların da ekonomiyle birlikte büyüdüğü izlenimi yaygındır.

Nihayet AKP en büyük gayreti, Kopenhag Kriterleri'ni Ankara Kriterleri kılarak, bu standartların yerine gelmesi için harcamalı. Burada en can alıcı olan, hukuk devletinin yerleştirilmesi işidir. Siyasi cinayetler tümüyle aydınlatılmadıkça hukuk devleti yerleşemez. Hukukun hakim olması için mümkün olan her şeyi yapmayanların kendileri, hukuksuzluğun kurbanı olurlar.

Zaman



Bu haber 305 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,247 µs