Mavi gözlü Deccal'den Atatürk ve Ergenekon'a gönderme!

24 Temmuz 2011 12:40 tsi
İslamofobik Avrupa şoka girdi! 11 Eylül değil Oklahoma!

El Kaide'den Ensar el İslam'a kadar envaiçeşit "İslami"terörörgütünün ismi muhtemel failler arasında sayıldı. Dünkü Türk gazetelerine baktığımızda en azından bir kısmının aynen Avrupalı meslektaşları gibi suçu "olağan şüpheli"lere atmakta hiç gecikmediği görülüyor. Oslo'daki büyük patlamanın şoku yaşanırken bu defa başkente çok yakın Utoya Adası'nda kamp yapan İşçi Parti'li gençlere bir kişinin ateş açtığı haberi geldi. Televizyonlara ulaşan ilk eşkal tarifleri hiç de "Müslüman" teröristlere benzemiyordu. Adayı kana bulayan katil, sarı saçlı, mavi gözlü ve uzun boyluydu. Yani tam bir Norveçliyi andırıyordu. Gece geç saatlere kadar o kanaldan bu kanala atlarken yavaş da olsa "İslami" terör tezinin eridiği ve yerine Avrupalıların kafa konforunu bir hayli bozacak yepyeni bir tezin ortaya çıktığına şahitlik ettik. Oslo'da başbakan ve bakanların hayatına kasteden, ardından polis kıyafetiyle yaşları 14-19 arasında değişen 85 çocuk ve genci katleden Anders Behring Breivik Hıristiyan bir köktendinciydi. Polis 32 yaşındaki zanlıyı aşırı sağcı, İslam düşmanı ve Hıristiyan fundamentalist olarak tarif ediyordu. Nobel ödülleri ile andığımız dünyanın en zengin ve en huzurlu ülkelerinden Norveç şu an büyük bir şokta. Uzmanlar, saldırıyı ABD'nin Oklahoma bombalamasına benzetiyor. Yani hükümetin yaptıklarından hoşlanmayan aşırı sağcıların eylemi. Hadisenin çok daha önemli bir yanı var ki Batı basınında şu ana kadar pek tartışılmadı.
Oslo katliamı 1995'teİsrailBaşbakanı İzak Rabin'in katledilmesinden sonra yaşananlara da benziyor. Bütün dünya ve İsrail, Rabin'in katili açıklanana kadar Hamas'tan İslami Cihad'a kadar birçok örgütü potansiyel suçlu olarak ilan etmiş, katilin köktendinci bir Yahudi olduğu açıklanınca etkisi hâlâ süren bir şok geçirmişlerdi. Bir Yahudi diğer bir Yahudi'yi, hem de İsrail Başbakanı'nı öldürebilir miydi? Dün sadece Norveçliler değil Avrupalılar da televizyonlarda bir Norveçli'nin Norveç'e bunları nasıl yapabileceğini tartışıyordu. Norveç katliamı dünyaya iki mesaj veriyor: Fanatizmin, köktendinciliğin vatanı, dini, dili, milliyeti yok. Her din, her kültür, her coğrafya kendi fanatiklerini yetiştiriyor. İkincisi ve daha önemlisi son dönemlerde her kötülüğün Müslümanlardan, İslam'dan ve göçten kaynaklandığını savunan Avrupalı siyasetçiler ve partileri "ötekileri" açıkça hedef haline getiriyor. Her vesile ile İslam'a ve Müslümanlara, Çingenelere, göçmenlere hakaret eden Avrupalı siyasetçilere artık "yeter" denmesi gerektiği Norveç trajedisi ile bir defa daha ortaya çıktı.

Yüzyılın canavarı: Anders Breivik

Yüzyılın en büyük katliamını gerçekleştiren 32 yaşındaki Breivik, İslam karşıtı ve aşırı sağcı köktendinci Hıristiyan. Başkentteki bombayı patlattıktan sonra gençlik kampına gidip 85 kişiyi öldüren Breivik'in olayı ayrıntılı olarak planladığı belirtiliyor

Norveç'te önceki gün Oslo'da Başbakanlık Konutu'nun ve hükümet binalarının bulunduğu bölgede gerçekleşen bombalı saldırı ile 2 saat sonra iktidardaki İşçi Partisi'nin gençlik kampında düzenlenen saldırıda ölenlerin sayısı 92'ye ulaştı. Yetkililer, 7 kişinin başbakanlık önündeki patlamada yaşamını yitirdiği ve 85 kişinin ise Oslo yakınlarındaki Utoya Adası'nda düzenlenen gençlik kampındaki silahlı saldırıda öldüğünü duyurdu. Özelikle yaşları 14 ile 19 arasında yaklaşık 700 gencin bulunduğu Utoya Adası'nda 90 genç de yaralandı. Yaralıların bir bölümünün durumunun ağır olmasının ölü sayısını artırmasından endişe ediliyor.

AŞIRI MİLLİYETÇİ
Her iki katliamın sorumlusu olarak ise 32 yaşındaki, sarışın, mavi gözlü, 1.82 santimetre boyunda, aşırı milliyetçi ve İslam karşıtı olarak tanımlanan bir kişi gösterildi. Norveç basını katilin adını Anders Behring Breivik olduğunu yazdı. Breivik ilk önce yerel saat ile 15.20'de çiftliğinde yaptığı bombayı başbakanlık konutu önünde patlattı. Başkentte tam bir şok hakimken herkes saldırının arkasında ismi aramaya başladı. 7 kişinin ölümüne ve başkenti savaş alanına çeviren Breivik ise çoktan Oslo'nun 30 kilometre kuzeybatısındaki Utoya Adası'nda iktidardaki İşçi Partisi'nin düzenlediği gençlik kampında gitmişti. İşte normal şartlarda bugün Başbakan Jens Stoltenberg'in konuşma yapacağı Utoya Adası'ndaki katliamın detayları: İnternet üzerinden sürekli stratejik savaş oyunları oynayan katil, kimliği gizlemek için polis üniforması giymişti. Oslo'daki saldırıdan 2 saat sonra yani 17.20 sıralarında feribot ile adaya ulaştı. Başkentteki bombalarla ilgili olarak adada araştırma yapmaya geldiğini söyledi. "Cuma katliamına" başlamadan önce bir grup genci Norveççe "buraya gelin" sözleri ile yanına çağırdı ve kimlik kontrolü yapacağını söyledi. Ancak çok kısa bir süre sonra yanında getirdiği otomatik silahına ateşledi. Etrafına rastgele ateş etmeye başladı. Yanında otomatik silahının yanı sıra bir tabanca ile çift namlulu av tüfeği de vardı. Katliama başladığında ise silah sesleri arasında "Bu daha başlangıç" sözleri canını kurtarmak için kaçışanlara cennet gibi bir adayı cehenneme çevireceğine işaret etti.

YARALILARA İKİNCİ KURŞUN
Yaşları 14 ile 19 arasında değişen gençlerden büyük bir kısmı kendini suya atmıştı. Utoya Adası, 25 kilometre uzunlukta ve 12 kilometre genişlikteki Tyrifjorden Gölü'nde, kıyıya yaklaşık 500 metre mesafede bulunuyor. Panik halindeki gençler de gölü geçmek için harekete geçti. Daha rahat yüzmek için çırılçıplak kalan gençler buz gibi göle atladı. Ancak yaralılara öldüklerinden emin olmak için ikinci kez ateş eden acımasız katil, sudakilere de mermi yağdırdı. Çalılıkların ve kayalıkların arasında gençleri aramaya başladı. "Hepinizi öldüreceğim, hepiniz ölmek zorundasınız" diye bağırıyordu. Silahındaki mermiler bittikçe çantasından çıkardığı mühimmatları doldurup katliamını sürdürdü.

1.5 SAAT SÜRDÜ
Saldırganın ilk ateşi açmasından 40 dakika sonra bir SWAT timi adaya vardı. "Özel Silah Taktik Birliği (SWAT) komandolarının başkent Oslo'nun sadece 15 mil kuzeybatısındaki adaya uygun tekne bulunamadığı için 40 dakikada gelebildiği bildirildi. 15 millik Utoya yeterli hıza sahip tekneyle aslında 25 dakika mesafede. İki silahıyla tam 1.5 saat katliam yapan saldırgan polis timlerini görünce hemen teslim oldu. Katilin yakalanmasının ardından arama kurtarma çalışmaları başlatıldı. Yetkililer göl kıyısından kayalıklara çadırlardan ağaçlık alanlara kadar her yerde ceset ve yaralıların olduğunu anlattı. Çalışmalar dün de gün boyu sürdü. Hala çok sayıda kişinin can havliyle atladıkları gölde 4-5 kişinin kayıp olduğu gelen bilgiler arasında.

KESKİN NİŞANCI ŞÜPHESİ
Görgü tanıkları, ortalıkta dolaşan katilin yanı sıra bir de nereden geldiği belli olmayan kurşunların kaçışanlara isabet ettiğini ve bunun bir keskin nişancı olduğunu anlattılar. Saldırganın ifadesinde de saldırıyla ilgili her detayı 3 gün sonra çıkarılacağı duruşmada anlatacağı ifade edildi.

OKLAHOMA BENZERİ...
Oslo'daki saldırı akıllara ABD topraklarında bugüne kadar yaşanan en büyük terör eylemini gerçekleştiren ve "Oklahoma bombacısı" olarak bilinen Timothy McVeigh'i getirdi. 1995'te bir hükümet binasını bombalayarak 168 kişinin ölümüne yol açan McVeigh, 600'den fazla kişinin de yaralanmasına neden olmuştu. İki olay, arkalarında yatan nedenler ve tek kişi tarafından gerçekleştirilmiş olması açısından benzerlikler içeriyor. Breivik gibi Körfez Savaşı gazisi McVeigh de katliamı devlet otoritesine karşı gerçekleştirdi. McVeigh, zehirli iğne enjekte edilerek idam edildi.

SALDIRIDA KULLANDIĞI BOMBAYI EVDE YAPMIŞ
Saldırıyı düzenleyen Anders Behring Breivnik'in, bombayı kendi imkânlarıyla yaptığı iddia ediliyor. Tarımla uğraşan ve Norveç'in doğusunda bir organik tarım çiftliği bulunan Breivnik'in, mayıs ayında Felleskjoepet Agri adlı şirketten 6 ton gübre satın aldığını doğrulayan şirket sözcüsü Oddny Estenstad, gübrenin türüne ilişkin bir açıklamada bulunmadı. 6 ton gibi bir miktarın bir tarım işletmecisi için normal olduğunu dile getiren şirket sözcüsü, zanlıyı şahsen tanımadığının da altını çizdi.

TEKNESİYLE KURTARDI...
Kasper LLaug isimli bir Norveçli, teknesiyle adadaki çocukları kurtararak kahramanlık örneği sergiledi. Utoya yakınlarındaki Storoya adasındaki evinde olayı arkadaşından öğrenen LLaug, teknesine atlayarak adaya gitti. Kıyıya vardığında kayaların ve ağaçların arkasında saklanan çocukları gören LLaug, onlara yardım ederek birer birer tekneye çıkardı. Üç sefer yapan LLaug, büyük bir şok yaşayan çocukların duygulanıp ağlamaya başladığını söyledi.

KATLİAM ADASINDA BİR TÜRK KIZI KAYIP
Norveç'in başkenti Oslo yakınlarındaki Utoya adasında önceki gün düzenlenen ve en az 85 kişinin öldüğü silahlı saldırı nedeniyle çok sayıda gençten haber alınamıyor. Cihan Haber Ajansı muhabirinin edindiği bilgiye göre İşçi Partisi gençlik kolları üyesi bir Türk kızı da kayıplar arasında bulunuyor. Türkiye'nin Oslo Büyükelçisi Hayati Güven de Türk asıllı bir Norveç vatandaşının kayıp olduğunu doğruladı.

SALDIRIDAN EVVEL 1500 SAYFALIK MANİFESTO
Anders Breivik saldırıdan saatler evvel internete 1500 sayfalık bir manifesto yolladı. Manifesto içinde aylardır günbegün saldırının nasıl plandığına dair bir günlük yer alıyor. "Avrupa ülkelerinde siyasi ve askeri kontrolü ele geçirme ve kültürel muhafazakar politik gündem uygulama niyetinde olan küçük bir grubun parçası olduğunu" söylüyor bu metinde.

TAPINAK ŞÖVALYELERİNİ YENİNDEN DİRİLTMEK İÇİN GİZLİ TOPLANTI
Dökümanda ayrıca Tapınak Şövelyelerinin yeniden diriltmek için Nisan 2002'de Londra'da bir gizli toplantı yapıldığı yazıyor. Toplantıya sekiz Avrupa ülkesinden 9 kişinin katıldığına değiniliyor.

ERGENEKON HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ
Norveç'teki saldırıları gerçekleştiren Anders Behring Breivik, bin 500 sayfalık günlüğünde Ergenekon soruşturmasına da değiniyor. Bunu 'İslamcı hükümet AKP ile, milli menfaatleri savunan Kemalist milliyetçi laik elitlerin bir çekişmesi' olarak tarif ettiği bölümde Breivik, örgütün neden başarısız olduğunun nedenlerini şöyle açıkladı: "Bu örgüt gizli faaliyetlerini sürdürebilmek için fazla büyük bir hale gelmişti ve çok açıktan hareket etmeye başlamışlardı. Ayrıca olması gereken örgüt disiplinini de kaybetmeye başlamışlardı. "

ATATÜRK'E GÖNDERME
Breivik, yazılarından birinde Atatürk’e de tuhaf bir göndermede bulunuyor. Behring yazısında “Korkunç bir senaryo ancak şöyle olur. Çok kültürcüler Batı Avrupa’da bir Atatürk yaratırlarsa olur. O zaman bu, Batı Avrupa için uzun ve acılı bir ölüm olur, aynen Lübnan’da olduğu gibi. Müslüman bir halk, otoriter bir rejimin altında bir süre kendini kontrol edebilir ama 100 yıl ya da sonra karşısına bir olanak çıktığında o fırsattan yararlanabilir. Bu İslami demokratik savaşla birleştiğinde bir felaketle sonuçlanabilir” ifadelerini kullandı.

cha, habertürk, Samanyoluhaber, sabah, hürriyet


Bu haber 4,174 defa okundu.