Özür dileyecek! İstese de istemese de...

22 Temmuz 2011 09:09 tsi
İsrail ordu radyosu haberinde ‘Netanyahu Mavi Marmara için Türkiye’den özre hazır olabilir’ dendi. İddiaya göre Başsavcı askerlere dava açılmaması için özür önerdi.

İsrail ordu radyosu, 30 Mayıs 2010’daki Mavi Marmara olayı nedeniyle ‘İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun da Türkiye’den özür dilenmesine hazır olabileceğini’ duyururken, Haaretz gazetesi de İsrail Başsavcısı Yehuda Weinstein’ın da bu yönde tavsiye bulunduğunu yazdı.

Ordu radyosu, Başbakan’ın yakın çevresine atfen verdiği haberinde, ‘hafif bir özür’ nitelemesini kullandı. Haberde, Netanyahu’nun da evvelce özür dilemeye karşı olan, ancak hukukçuların görüşleri doğrultusunda bu tutumunu değiştiren Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Yaacov Admiror’un tavrına katıldığı öne sürüldü.

İsrail basınında daha önce verilen haberlerde, Savunma Bakanlığı ve İsrail Ordusu yetkililerinin, Mavi Marmara gemisi operasyonunda görev alan subay ve askerlere karşı açılabilecek davaları önlemek amacıyla, Türkiye’den özür dilenmesinden yana oldukları belirtilmişti.

‘Operasyonel hatalar’ vurgusu
Öte yandan Haaretz gazetesinin haberine göre de, İsrail Başsavcısı Weinstein, katliamı araştırmakla görevli BM komisyonunun yayınlayacağı raporun ardından İsrail askerleri aleyhine dava açılabileceğini düşünüyor ve bu sebeple Netanyahu’ya, Mavi Marmara’dan dolayı Türkiye’den özür dilenmesini tavsiye etti.

Haberde, Weinstein ‘özür dilenmek zorunda kalınsa bile’ rapor yayınlanmadan önce Türkiye’yle anlaşmaya varılmasının uygun olacağını belirttiği kaydedildi. Gazetenin ulaştığı kaynaklara göre Weinstein, Türkiye’nin katliamda sorumluluğu olan askerler ve sivil yetkililer aleyhine dava açılmayacağına söz vermesi halinde, İsrail’in ‘operasyonel hatalar ile gücün kötüye kullanımından dolayı’ özür dileme seçeneğinin değerlendirmesi gerektiğini düşünüyor. Başsavcı, özür metninde genel ifadeler kullanılmasını, Gazze Şeridi’ne abluka ya da bölgeye gidecek gemilerin durdurulması konusuna değinilmemesini tavsiye etti. Gazete, 27 Temmuz’da açıklanması beklenen BM’nin taslak raporunda ablukanın yasal olduğu fakat İsrail askerlerinin gemideki aktivistlere karşı orantısız güç kullanıldığı sonucuna varıldığının yanı sıra hayatını kaybeden Türklerin otopsi raporlarında vücutlarına birden fazla kurşun isabet ettiğinin belirtildiği hatırlatıldı.

‘Özür, sorumluluğu üstlenmek olur’
Ancak Başbakan Yardımcısı Moşe Ya’alon, Türkiye’den özür dilemeyecekleri ısrarını sürdürdü. Ya’alon, özrün ‘sorumluluğu üstlenmek anlamına geleceğini, İsrail’in ise sorumluluk almak istemediğini’ vurguladı. Türk yetkililerle üç kez buluşup ilişkilerin normalleştirilmesini görüştüklerini hatırlatan Ya’alon, Türkiye’nin özür beklediğini ama kendilerinin buna hazır olmadığını söyledi. Başbakan Yardımcısı, “Sorumluluk üstlenmek anlamına gelecek hiçbir özre zihnimde yer yok” dedi.

‘İlişkilerin normalleşmesi İsrail’in özrüne bağlı’
Başbakanlık Başmüşaviri Doç. Dr. İbrahim Kalın, Türkiye’nin İsrail’le ilişkileri kapsamlı şekilde normalleştirmek niyetinde olduğunu belirtirken, Türkiye’yle İsrail arasındaki bir anlaşmanın ‘İsrail’in Mavi Marmara olayıyla ilgili özrüne’ dayalı olduğunu vurguladı.

Haaretz’e mülakat veren Kalın, ‘elçinin Tel Aviv’e dönüşünden, ortak askeri tatbikatların yeniden başlatılmasına, askeri ve sivil işbirliğine, bakan ziyaretlerine ve tüm diğer alanlara yayılacağını ve ilişkilerin filo krizinden önce nasılsa o duruma geri döneceğini’ ifade etti. İsrail Başbakan Yardımcısı Moşe Ya’alon’un, ‘Türkiye’nin İsrail’le ilişkileri normalleştirme niyetinde olmayıp sadece İsrail’in özür dilemesini istediği’ yolundaki açıklamalarını ‘yanlış’ olarak niteleyen Kalın “Sanki ne zaman bir anlaşmaya varır gibi olsak, ortaya olumlu ilerleyişin yolunu tıkayacak biri çıkıveriyor” dedi. Kalın Türkiye ve İsrail arasında daha önce şekillendirilen ve İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun da onayladığı uzlaşma anlaşmasının Dışişleri Bakanı Avidor Lieberman tarafından kabul edilmediğini de doğruladı. İsrail’in özrünün anlaşmanın ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayan Kalın, “İsrail’le ilişkilerimize büyük değer veriyoruz ve ilişkilerin bozulmasından da mutlu değiliz. Ama İsrail de Türkiye’de neler olup bittiğini anlamalı. Dostlar hataları için özür diler. Olanlardan dolayı biz de üzgünüz. İsrail’le çok iyi olan ilişkileri koparmak niyetinde değildik. Türkiye, İsrail-Suriye barış sürecini geliştirmeye de çalıştı” dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Gazze’yi ziyaret niyetini de doğrulayan Kalın, bunun provokasyon niyetli olduğu iddiasını reddedip Erdoğan’ın İsrail’i ziyaretini de olanaksız görmediğini kaydetti. Kalın, 5 yıl önce kaçırılan İsrailli asker Gilad Şalit’in bırakılması müzakerelerinde Türkiye’nin yardımcı olup olmayacağı yolunda birşey söylemekten kaçındı ve iki taraf arasında gayrıresmi temas olduğunu belirtmekle yetindi.

Bu haber 1,089 defa okundu.