''Mutfakta biri mi var?''

5 Temmuz 2011 09:01 tsi
2010 Mayıs'ında Deniz Baykal'a operasyonun başladığı zaman diliminin... "Meclis'te anayasa değişikliği oylamalarının son dakikalarına" denk gelmesi tesadüf değildi...

TBMM, dün Cemil Çiçek'i yeni başkanı olarak seçerken, CHP bir kez daha "Var, ama yok"tu...

"Yemin etmeme" boykotunda ısrarlı görünüyor, CHP...

Buna mukabil...

Boykot, CHP'ye her geçen gün biraz daha kan kaybettiriyor.

*

Meclis'i kilitlemek, siyaseti bloke etmek istedilerse de, başarılı olamadılar.

Olsun; Kılıçdaroğlu, kararlı!

"Haberal ve Balbay'ın tahliye olmamaları durumunda, yemin etmeme eyleminin gerekirse dört yıl süreceğini" söylüyor.

Kemal Bey, "İki Ergenekon sanığının tahliyesi" uğruna...

Meclis'e "Gerekirse dört yıl boyunca" kast edebilmeyi düşünebiliyorsa...

Bu "kampanya"nın, kendisini de aşan bir tarafı var, demektir!

*

Seçime üç gün kala, "Evet, Ergenekon sanıkları tahliye edilmeyebilirler. Bunu daha önce Sabih Kanadoğlu da söylemişti. Neticede, konu yargının takdirindedir." diye konuşan Kemal Bey'den başkası değildi.

13 Haziran sabahı, "Yargının takdiri" falan kalmamış olmalı ki...

CHP lideri, hızlı boykotçu kesilmiş...

"Yeminsizler'in Kemal Bey"e dönüşüvermişti.

*

28 Haziran'da "Talimat verdik. Arkadaşlar, kanun teklifi hazırlıyorlar. Yarın öbür gün kanun teklifi vereceğiz" diye kesin konuşan Kılıçdaroğlu idi...

29 Haziran'da ise CHP yönetimi birdenbire "kanun teklifi" vermekten vazgeçmişti!

Gayet tabii, Kemal Bey mazurdur...

"Kara Mizah" istifa!

*

Böyle "trajikomik" durumlarda "Mutfakta biri mi var?" diye sorulması adettendir.

Öyleyse, soralım: "Kemal Bey'e suflörlük eden birileri mi var?"

El Cevap:

"Baykal Operasyonu"nu gerçekleştirenler kimlerse...

Yemin boykotunun "suflörleri" de onlardır!

Baykal'ın "CHP'yi dizayn eden bir başka dünya var" diye tarif ettiği, işte bu "cephe"dir.

*

12 Haziran Sandığı'ndan arzu ettikleri sonuç yerine açık ara yenilgi çıkınca "boykot" kartını oynadılar.

Asıl amaçları, Meclis'i Anayasa Reformu'ndan uzak tutabilmektir.

*

Tam burada, bir "ara kalıp" yapalım...

2010 Mayıs'ında Deniz Baykal'a operasyonun başladığı zaman diliminin...

"Meclis'te anayasa değişikliği oylamalarının son dakikalarına" denk gelmesi tesadüf değildi.

*

"CHP-MHP Koalisyonu" hayal ettiler; sandığa çakıldılar.

MHP, yemin boykotuna destek vermeyince fena bozuldular.

Mesela, Kılıçdaroğlu, MHP'yi kast ederek "Biz arkadaşlarımızı satmadık" dedi.

Bahçeli'nin Kemal Bey'e verdiği cevapsa her bakımdan manidardı:

"CHP genel başkanının, bizi tariz yollu itham etmesi, içine düştüğü ölçüsüzlüğün ve kafa karışıklığının bariz deşifresi olmuştur...

Siyasi delikanlılık gösterisi yapan Kılıçdaroğlu önce aynaya bakmalı ve kimin arkadaşlarını satma ile ilgili engin tecrübeye sahip olduğunu orada görmelidir."

*

Siyaseti, malum cephe tarafından rehin alınmış olan CHP; MHP'yi kaybetmiş durumda...

BDP ile birlikte "kaos"tan fal tutmaya devam ediyor.

Sonrası?

Bu yol, çıkmaz sokak.

Tamer Korkmaz / Yeni Şafak 

Bu haber 1,288 defa okundu.