Günay: Süryanice Ermenice eserler basacağız

28 Haziran 2011 10:10 tsi
Bakan Günay, daha önce Kültür Bakanlığı’nın bastığı Kürt şair ve filozof Ahmedi Hani kitabına ek olarak bu dönem Türkiye’deki diğer dillerden önemli eserleri de basacakları müjdesini verdi.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Mem-u Zin’den sonra Fakihi Teyran’ın bir Kürtçe kitabının yanı sıra, Ermenice ve Süryanice eserler basacaklarını açıkladı.

STAR’ı ziyaret eden Bakan Günay, Kürt sorununun çözümüne yönelik başlatılan milli birlik ve kardeşlik sürecine katkıda bulunacak yeni eserler basmaya devam edeceklerini söyledi. Günay, Ahmedi Hani’nin Mem-u Zin adlı eserinden sonra ‘Kürtlerin Yunus Emresi’ diye tanınan Fakihi Teyran’ın bir Kürtçe kitabını daha basacaklarını, sırada ayrıca Ermenice ve Süryanice kitaplar da olduğunu açıkladı. Bakan Günay, “Yılda birkaç tane kitap yayınlayacağız” dedi.

Günay’ın verdiği bilgiye göre, 1590-1660 yılları arasında yaşayan Kürt yazarın hangi eserinin basılacağı, Fakihi Teyran’ın ulaşılan tüm eserleriyle ilgili yürütülen çalışma sonrası belli olacak.

İşte Bakan Günay’ın mesajları:

KAZILARA AYRILAN PARA 30 KAT ARTTI: Ören yerlerinde 40’ı yabancılar tarafından toplam 150 tane kazı yürütülüyor şu an. 2000’lerin başında kazı sayımız 50 civarındaydı ve sadece 1 milyon TL ödenek ayrılmıştı. Geçen yıl bu rakamı 30 milyon TL’ye çıkarttık. Ama en az 50 milyon vermemiz lazım.

TARİHİN KOPYASI EVİNİZE GELEBİLİR: Ören yerlerini, müzeleri daha yeni elden geçirmeye başladık. 2008’de ören yerleri ve müzelerdeki hediyelik eşya dükkanlarını ihaleyle özel sektöre verdik. Şimdi gidin Topkapı’daki müzemizi görün. 3. Selim’in tespihinin, bir kapı tokmağının, eski çağ tablet yazılarının kopyaları satılıyor artık. 2007’nin sonunda 70 milyon gelirle aldığım müzelerden geçen yıl 171 milyon kazandım. Bu sene 225 milyon TL bekliyorum. Çünkü gişeleri de özelleştirdim, tüm kaçak ve kayıplar bitti.

TRUVA MÜZESİ YAPIYORUZ: Truva’da müze temelini atıyoruz bu sene. İhalesi bitti, projesi hazır. Hatay, Van, Şanlıurfa’da yeni müzeler açacağız. Kendi müzelerimizin de özel müze kalitesine gelmesi için çalışıyorum. Turizmcilerimiz bile varlıklarımızı bilmiyorlar yeterince. Antalya’da bazı turizmcileri ören yerlerine götürdüm ilk kez. Çoğu ilk defa geldiğini itiraf etti. ‘Arkada neyi sattığınızı bilin, sadece denizi satmıyorsunuz’ dedim.

31 MİLYON TURİST BEKLİYORUM: 2011’in ilk 5 ayında turist sayısı yüzde 14 arttı. Turizm geliri de her yıl dünya ortalamasının üzerinde artıyor. Bu yıl sanırım yüzde 10 civarında artacağız. 31 milyon civarında turist bekliyoruz. Bu rakamla dünyada yedinci sıraya geliyoruz.

TOPKAPI İÇİN EVİMDEN ÇOK UĞRAŞTIM: İstanbul’daki tarihi yarımadanın dünyada örneği yok. Orası için yeni bir mevzuat gerekiyor. Öyle bir çarpık yapılaşma olmuş ki Telgrafhane, askeri depolar, gecekondu gibi lojmanlar, hatta Zührevi Hastalıklar Hastanesi sarayın bahçesini doldurmuş! Polis hayat kadınlarını topluyor, saraya getiriyor, muayene ettiriyor!.. 4 yıl boyunca kendi evimle uğraşmadığım kadar uğraştım. Topkapı Sarayı’ndan hastaneyi, askeri depoları ve gecekonduları çıkardım. Şimdi o depolar etkinlik sahası olacak. Ancak tüm bunları anlatırken 3. Selim’e ait olduğu söylenen tahtın müdürün evine taşındığı haberi çıktı. Dehşet içinde kaldım. Derhal soruşturduk olayı. Muhakkik raporundan, restorasyon yapıldığı için tahtın lojmanların altındaki depoya taşındığı, bu sırada çekilen fotoğrafın da “Saraydan taht kaçırma” diye haberleştirildiğini öğrendim. İçerde memur çekişmesinden kaynaklanıyor gibi bir izlenim kaldı bende. İnsanlar bana 90 yıldır askeri depoların Topkapı’ya dahil edilmesini sormuyor da ‘o taht ne oldu?’ diyor. Acaba bizim orada yaptığımız devrimsel nitelikteki çalışmanın içi mi boşaltılmaya çalışıldı? Çok üzüldüm.

İzmir hiçbir zaman CHP’nin kalesi olmadı

Bakan Günay 12 Haziran seçimlerinde AK Parti’nin İzmir’de aldığı oyları da şöyle değerlendirdi: “Son yerel seçimde oy farkımız İzmir’de 450 bine çıkmış ve “CHP’nin kalesi” efsanesi o zaman çıkmış. Hatta ‘CHP’nin kalesi’ lafını çıkartan, biraz mahcubiyetle söylüyorum, bizim taraf. Kaybetmeye gerekçe olmuş yani. Oysa İzmir önce Serbest Fıkra’yı desteklemiş, sonra DP’nin kök saldığı bir yer olmuş. Dahası 27 Mayıs’ta ‘Hayır’ oyu vermiş ve ardından Adalet Partisi’ni sahiplenmiş bir kent. 80’den sonra da Özal’ı desteklemiş. Biz burada yanlış temelde kurgulanmışız. Doğrudan hayatın içinde çalışarak makası kapattık ve farkı 30-40 binlere indirdik. ”

Günay anayasa tartışmaları için de şu değerlendirmelire yaptı: “Yeni anayasanın nasıl bir acil ihtiyaç olduğu daha Meclis açılırken ortaya çıktı. Anayasamızın bazı hükümleri evrensel hukuka, millet egemenliği kurallarına uygun değildir. Dünya son 25 yılda çok değişti ama biz hep palyatif anayasa değişiklikleri yaptık. Gelin parlamentoda bu darbe anayasasını değiştirelim. Muhalefet de katılırlarsa Parlamentoda bu ayın içinde veya önümüzdeki ayın başında bu değişiklikleri yapabiliriz.

STAR GAZETESİ

Bu haber 496 defa okundu.