En Sıcak Konular

Tuncel: Yarın Meclis'e gitmeyeceğiz, Diyarbakır'dayız

27 Haziran 2011 17:10 tsi
İstanbul Bağımsız Milletvekili Sabahat Tuncel, yarın Meclise gitmeyeceklerini arkadaşlarıyla beraber Diyarbakır'da olacaklarını söyledi.

Levent Tüzel'le birlikte BDP il binasında basın mensuplarının sorularını cevaplayan Tuncel, somut adımlar atıldığı takdirde gidip parlamentoda çalışmalara katılacaklarını, ancak bu somut adımları atmanın kendilerine değil hükümete bağlı olduğunu ifade etti.

Bağımsız Milletvekili seçilen Sabahat Tuncel, Levent Tüzel ve BDP yöneticileri dün Şişli'de yaşanan olaylarla ilgili BDP İl binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantı sonunda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Sabahat Tuncel, "Hatip Dicle ve tutuklu milletvekillilerinin durumuyla ilgili diğer partilerle görüşmeler yapılacak mı?" sorusuna, "Biz diğer partilerle görüşsek de bu iş yine çözülmeyecek. 'Mağdur partiler bir araya gelsin görüşsün' meselesi değil bu. Bu Türkiye siyasetinin yaşadığı bir krizdir. Bu krizi nasıl çözebiliriz, dünyada böyledir. Örneğin ekonomik kriz yaşandığında herkes bu sorunu nasıl çözeriz diye olağanüstü toplanır, etraflıca tartışılır. Siyasette de böyledir, böyle olması gerekir. Dolayısıyla bu konuda bir görüşme yapılıp 'bu sorunu nasıl aşacağız' şeklinde bir yaklaşım tarzı olmalıdır." diye cevap verdi.

Adalet Ağaoğlu'nun 'Duygunuzla değil aklınızla hareket edin' çağrısının sorulması üzerine Tuncel, kendilerinin duygularıyla hareket etmeleri halinde durumun çok daha farklı noktalarda olacağını söyledi. "Biz aklımızla mantıkla hareket ediyoruz." diyen Tuncel, "Hiçbir şey duygudan bağımsız değildir. Duygusal zekâdan bağımsız bir analitik zekâ da yalnız olayları felakete götürür. Yani duygu ve analitik birliktelik olması bizi başarıya götüren şeydir. Duygudan koparılmış bir yaklaşım tamamen teknik bir yaklaşım olur o zaman da insanın hiçbir değeri kalmaz." ifadesini kullandı.

'YAŞADIKLARIMIZ BİR DARBEDİR'

Yaşananları siyasi bir 'darbe' olarak niteleyen Tuncel, "Bu siyasi darbeye evet demek bundan sonraki siyasi darbeleri onaylamak demektir. Türkiye siyasi bir darbe yaşadı. DEP'liler siyasi bir darbeyle parlamento dışına itildi. 10 yıl DEP'liler cezaevinde kaldı. Türkiye bundan çok şey kaybetti. 16 yıl sonra tekrar Kürtler parlamentoya bağımsız adaylarla geldi. Ve geçen dönem BDP'nin parlamentoda olmasının Türkiye demokrasisine çok faydası oldu. Bunu Türkiye kamuoyu da takdir eder. Herkesi bu iki durumu birlikte ele alması lazım. Kürtlere, demokrasi güçlerine, emek güçlerine yönelik yaklaşım akılcı ama duygulardan kopuk ele almak Türkiye yi felakete götürür diye düşünüyorum." şeklinde konuştu.

Meclis'e girilip girilmemesi konusunda da konuşan Tuncel, "Evet halk bizi Meclis'te çalışmamız için gönderdi. Bu konuda itirazımız yok, ama hangi Mecliste." dedi. Seçim öncesi kampanyalarının detayları hakkında bilgi veren Tuncel şöyle konuştu: "Türkiye'ye demokrasi getirmek için, Kürt sorununun çözümü için, barış için, kardeşlik için, özgürlük için mücadele etmeye gidiyoruz. Kampanyamızın temel şeyleri buydu. Eşitlik, adalet ve özgürlük. Eşitliğin olmadığı yerde adalet, adaletin olmadığı yerde özgürlük olmaz. Dolayısıyla biz bu rolümüzü oynayamayacaksak başından bu kampanyada halkımıza söz verdiğimiz bu çalışmaları yürütemeyeceksek, sadece bu oyununu bir parçası olma her şeyi kabul etme yaklaşımında olacaksak bunu kabul etmiyoruz. Biz milletvekilliğinden istifa etmiyoruz. Biz aksine milletvekili olarak halkımıza verdiğimiz sözü yerine getirebilmek için bu süreci zorluyoruz. Halkımız bu kararımızın çok doğru bir karar olduğunu ve bu karar alınmazsa bunun karşısında kendi vekillerinin duruşu karşısında büyük bir saygı duyduklarını ifade ettiler. bu önemlidir."

Meselenin bir kişinin milletvekili olup olmaması meselesi olmadığını, meselenin Hatip Dicle meselesi olmadığını söyleyen Tuncel, "Mesele bu ülkede gerçekten Kürtlerin de içinde bulunduğu Türklerin, Arapların, Çerkezlerin içerisinde olduğu yani tüm ötekilerin kendilerini öteki hissedenlerin içerisinde olduğu bir yeni başlangıç yapabilecekmiyiz. Bu ülkede yeni bir anayasa yapabilecek miyiz yapamayacak mıyız? Çünkü önümüzdeki süreç bu açıdan çok önemlidir. Bir kez daha Kürtler, emekçiler Anayasal zemin dışına itilmek istenmiyorlar. Bunu Türkiye'nin anlaması lazım. Biz 1924'ten beri yapılan anayasaların hiç birinde yokuz. Biz bu kez bu Anayasa yapım sürecinde var olmak istiyoruz. Sadece parlamentoda grubu bulunan partiler değil parlamento dışında kalmış bütün kesimlerin bu masa etrafında, öyle Başbakan'ın dediği gibi 'öyle gidip kapılarını çalacağız' biz kapımızın çalınmasını istemiyoruz. Biz aynı masa etrafında demokratik bir süreci, demokratik bir Türkiye'yi birlikte geliştirmek istiyoruz. Demokratik bir Anayasayı, eşitlikçi özgürlükçü bir Anayasayı beraber geliştirmek istiyoruz." şeklinde konuştu.

Bu haber 685 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,757 µs