En Sıcak Konular

"Hilton Operasyonu" iddiası!

0 0 0000 00:00 tsi
"Doğan Grubu ile AKP arasındaki ilişki, Hilton Oteli’nin odalarına taşındı. POAŞ’a uygulanan ceza affının ardından Başbakan Erdoğan, Hürriyet ve Milliyet’in manşetine çıktı!" Bu bir gazetenin iddiası... İddianın sahibine gelince...

Yeniçağ gazetesinin haberi:

Medya-siyaset ilişkisi her zaman Türkiye’nin gündeminde olmuştur. Meşhur ’Güneş Otel’ skandalından sonra seçim dönemlerinde genellikle, medya patronları veya adamlarıyla önde gelen siyasetçi buluşmaları otel odalarına taşınıyor.

‘Hilton Oteli’nin 8’inci katında Başbakan Tayyip Erdoğan’la sohbet ediyoruz’ cümlesiyle yazısına başlayan Doğan Grubu’nun amiral gemisi Hürriyet gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’ün köşesini okuyunca taşlar da yerine oturdu.

Özkök, uzun bir süredir Tayyip Erdoğan’ı öven yazılarla dikkati çekiyordu. Patronu Aydın Doğan’ın POAŞ’ı tarihi bir ceza almış, TMSF’nin eline geçen Sabah gazetesi 2 milyar dolarlık rant sağlayacağını öne sürdüğü Doğan’ın Hilton arazisini gündeme getirmişti. Dün hem Hürriyet hem de Milliyet gazetesinde Başbakan Erdoğan manşete taşındı. Milliyet’te sıradan bir haber yapılırken, Hürriyet gazetesinde ise Ertuğrul Özkök, Başbakan’ın bile okurken hayrete düşeceği cümlelerle Erdoğan’ı övdü.

Peki, AKP iktidarına karşı temkinli bir politika izleyen kartel medyasındaki tam da seçim arafesinde bu dönüşümün

sebebi neydi?

Şu tesadüfe bakın ki, YENİÇAĞ yazarı Sabahattin Önkibar aynı gün, ‘Aydın Doğan, Tayyip Erdoğan’la anlaştı mı?’ başlığı ile kaleme aldığı yazısında, ’Hilton’un şifrelerini kırmıştı.’ Önkibar, önemli bir isimin verdiği, “POAŞ’ın faizler hariç 1.2 milyar YTL’lik vergi cezası 2-2.5 milyar YTL’ye çıkar diye beklenirken 250 küsür milyona indi... Sadece bu tablo bile anlaşmayı gösteren bir belgedir.. Tabii bunun yanı sıra öbür önemli iş de sıradadır... Doğan Grubu Hilton arazisine gökdelenleri dikip en az 2 milyar dolarlık bir rant elde edecek.. Sabah Grubu da Doğan Grubunun Almanya’daki partneri olan medya grubuna satılacak” bilgisini yazarak, bu buluşmanın ardında yatan anlaşmayı deşifre etti.

Görünen o ki, ‘Cumhurbaşkanı’nı bile atamak isteyen’ Erdoğan, seçimler öncesinde ‘otel odaları’ buluşmasıyla partisinin ve kendisinin önüne engel çıkarabilecek unsurları, ’kazan-kazan’ formülüyle aşmaya çalışıyor.

Nazlı Ilıcak Takvim’i de çökertecek

Gittiği yeri çökertmesiyle tanınan Takvim gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak’a bir eleştiri de gazetenin Genel Yayın Yönetmeni İskender Baydar’dan geldi. Köşesinde sık sık AKP yanlısı anketlere yer veren Ilıcak’ı Baydar deşifre etti. İşte Baydar’ın Ilıcak yazısı:

“Gazetecilik zordur... Hele, “sadece gazeteci” olarak kalmak daha da zordur... Takvim gazetesini de içinde barındıran grubun uzun zaman önce aldığı bir karar var: Kendi yaptırmadığı sürece hiçbir seçim anketini yayımlamıyor. Takvim’de bu kararı delen bir isim var:

Nazlı Ilıcak. ” Ben anket yayımlamıyorum, yayımlanan ankete yorum yapıyorum “ diyerek aylardır anket sonuçlarını yazıyor Nazlı Hanım... Yayımladığı anketlerin yüzde 90’ı, ANAR’ın yaptıkları... Çoğu da Yeni Şafak Gazetesi tarafından yaptırılanlar...

Kim bu ANAR, tarafsız mı? Biz anlatalım, kararı siz verin. ANAR’ın yüzde 99.4’ü, Atlas Nehir İletişim adlı alt şirketin...

Atlas’ın üst şirketi YİMPAŞ...

Atlas’ın Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı, YİMPAŞ’ın Yönetim Kurulu Başkanı olan Dursun Uyar yapıyor... Atlas’ın 2002 seçimlerinden önce başında olan isim ise Beşir Atalay’dı... Atalay, 58. Hükümet’te bakan olduktan 12 gün sonra şirketteki payını devrederek ayrıldı. Ve ANAR’ın tüm anketlerinde AKP açık ara birinci.

CHP neredeyse kıl payı barajı geçiyor. MHP, Demokrat Parti, Genç Parti ortada bile yok. Sizce bu ANAR tarafsız mı?

Başa dönelim ve madalyona bir de tersinden bakalım...

Gazetecilik kolaydır: Beynindekini, yüreğindekini yazıya dökersen..

Gazetecilik zordur: Bir partiden milletvekili olmak için yazarsan... ”

* İskender Baydar-Takvim

Yine bir film çeviriyor

Nobel almak için, Türk milletine iftira atan Pamuk Orhan, şimdi de Cannes Film Festivali’nde jüri üyesi olmuş. Anlaşılan, ödül avına çıkan Pamuk, diasporanın merkezi Fransa’da yeni bir film

çevirecek.

AKP, Blair’e güveniyor!

Medyada AKP tasnifi yapılmış. Seçime Sabah gazetesi ile hazırlanan AKP, Kıbrıs konusunda da umudunu Star’a bağlamış, onlar da Tony Blair’e! Star’a göre, Kıbrıs meselesini Blair’den başkası çözemezmiş!

GÜNÜN TESPİTİ

Makas

AKP’nin Erzurum mitinginde çaldığı marştaki “İzindeyiz Atam, sen merak etme” bölümü makaslanmış. Atatürk’ü aldatmamaları yine de kutlamaya değer bir tutum değil mi?

* Haldun Ertem-Milliyet

GÜNÜN HABERİ

Büyük buluş!

TÜRK mucitlerin büyük başarısı! Bilimadamları, ülkeyi karanlıktan kurtaracak yeni bir buluşa imza attı ve ampulu devre dışı bıraktılar. 22 Temmuz’de ‘ampulu’ söndürün!

RTE ile IPI...

Medyamızın evelallah ve maşallah öyle gazeteleri var ki takıyyeciliğin hizmetinde hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar... Manşetleri emre hazır... Ne olmuş?.. RTE “dünya medyasına konuşmuş..”

Ne söylemiş?.. “Ordu bana bağlı” demiş... İktidara bağlı gazetelerin manşetleri bangır bangır... RTE işte budur!.. Gösteriş.. Ve laf.. Gerçekçi, ciddi ve dengeli bir siyasetçi bu lafı nasıl söylerdi: “Ordu Başbakanlık’a bağlıdır...” Ama, RTE ne diyor: “Ordu bana bağlıdır...”

“Ordu bana bağlıdır...” diyen politikacıya hemen sorulur:

- Sen kimsin?..

RTE hem zanlı..

Hem sabıkalı.

İstanbul’da gerçekleşen IPI (Uluslararası Basın Enstitüsü) kongresinde konuşan Başbakan Erdoğan, laiklik konusunda da öyle inciler saçıp döküp savuruyor ki, diyecek bir şey yok!.. Ama, IPI için diyecek çok şey var... Çünkü IPI kongresinde konuşan Başbakan, Türkiye’nin ikinci büyük medya grubuna TMSF aracılığıyla el koymuş bir politikacıdır... IPI bu konuda ne düşünüyor?.. Ne düşünebilir ki?.. Eskiden bu IPI basın özgürlükleri konusunda duyarlıydı...

Anlaşılan artık sağırlaştı!..

* İlhan Selçuk / Cumhuriyet

Dayatmaların Sonu...

Şimdi Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakan’ına “laikliğin” ne olduğunu nasıl anlatacağız? Yeryüzünün aklı olan tüm insanları, evrensel bu kavramı hep birlikte kabullenip “laik insan” derken, “Kişi laik olamaz, devlet olur” diyen bir Türk devlet adamına ne demeli?..

Şöyle mi anlatmalı: Nasıl ki demokrasiye inanan “demokrat” tır...Nasıl ki liberal “liberal” olur...

Eğer laik ülkelerdeki bilim adamları Tayyip Erdoğan’ın bu “laiklik” tanımı üzerinde dururlarsa, kitaplık rafına kendilerini asmak suretiyle intiharlar başlayabilir. Ki ben dünden bu yana kendime isim aramaktayım:

“Laikçi...”

Bu “karpuzcu” gibi oluyor ki, tutmuyor. Ya da: “Laiklikçi...” Başbakan’ın engin tanımına göre ise: Kişinin değil ancak devletin olabileceği, bu yüzden asla olamayacağım, olsam bile kendimi devlet sanmam gereken bir tuhaf şeyim. Tüm bu tartışmalar niçin?

Çünkü laiklik; din gibi yüce ve kutsal bir duygunun, günlük devlet işlerinden, zamane politikalarından, özellikle siyaset gibi kirli oyunlardan uzak tutulmasını kapsar.

Din alet edilemez. Dinini seven inançlı insanlar, yüreklerindeki bu kutsal değerin kirlenmesine asla izin vermezler. İşte; Tayyip Erdoğan ve temsil ettiği zihniyet bu nedenle insanların “laik” olmalarını istemez.

* Bekir Coşkun / Hürriyet

Anket manket...

Müteahhit bir arkadaşım var. Yüklü ödemede bulundu. Kıramadım. Onun adına anket yaptım. Sonuçlar şöyle...

CHP yüzde 1.

MHP yüzde 1.

AKP yüzde 500.

Aslında, yüzde 1.500 ama, ben biraz hata payı bıraktım... Kararsızlar var çünkü. Seçim dönemine girdiğimize göre... Ve, mesleğimizin dürüstlük seviyesi yüzde 1.500 olduğuna göre... Bu tür “objektif habercilik” örneklerine de hazırlıklı olmanız gerekiyor. Oku bunları üç gün... Kendinden bile şüphe edersin... Kendinden bile. Senin gibi düşünen bir kişi bile olmadığını; evrende yalnız, tek başına kaldığını zannedersin. Hangi ankete inanmalı? Kendine değil, illa ankete inanacaksan kardeşim... Bu işi para almadan yapana inan. Var mı para almadan yapan? Var. Vatandaşa sormuşlar... Türkiye genelinde, 2 bin vatandaşa... Hem de bir kez değil, her ay düzenli olarak sormuşlar.

Satın alma gücün nasıl? Kötü. Ne kadar kötü? Son üç yılda olmadığı kadar. Kim yapmış bu anketi? Merkez Bankası. Evet... Merkez Bankası. 5 kuruş almadan. Gerisi hikâyedir. İstediğin kadar alla pulla.

* Yılmaz Özdil / Sabah

Laf ola beri gele

Başbakan damdan düşenin halinden anlıyor mu?

* İsmet Berkan (Radikal)

Çift başlı yargı gibi bir ucube sistem anlaşılan sivil yargıyı huzursuz etmiyor.

* Mehmet Altan (Star)

Manyak mıyız neyiz?

* Ruhat Mengi (Vatan)

Türkiye’de sosyal demokrasiyi temsil eden bir tane lider yok.

* Tayyip Erdoğan (Başbakan)

Bizim bildiğimiz darbe, sanal alanda olmaz.

* Mehmet Ali Birand (Posta)

“Şizofrenik” bir hal alan ve gerçeğe tekabül etmeyen sıfatlar, etiketler ve suçlamaların şu an için bir değeri yok.

* Cengiz Çandar (Referans)

Bugünkü gençlere bir ad takmak gerekirse ben “Tık-Genç”i önereceğim.

* Can Dündar (Milliyet)

Türk demokrasisi topaldır. Çünkü “solu yoktur”.

* Doğan Heper (Milliyet)

YENİ ÇAĞ



Bu haber 268 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,330 µs