AKP’nin ‘yüzü’ ne oldu?

0 0 0000 00:00 tsi
İktidar partisinin yüzüne tam da sandık öncesi bir ‘donukluk’ geldi. Siyasi felç AKP’nin  yüzüne mi vurdu yoksa ‘yaratıcı’ ekip mi yoruldu bilinmez, parti adına konuşanlar da bu işten birinci dereceden sorumlu olanlar da

Politika başka birşeydir imaj başka bir şey. Ama ikisinin “iyisi” bir araya geldiğinde, kabul edilmeli ki kamuoyunun ilgisi “metâ” daha yoğunlaşır. Yani ister bir ürün olsun ister politik bir parti söyledikleri kadar, söyleyiş biçimi ve duruşu da önemlidir.

Ancak iktidar partisi bugünlerde gerçekten önemli bu konuyu unutmuş ya da halkla ilişkiler üzerine ciddi bir yanlışlık yapmış gibi duruyor. Şaşırıcı olan seçime gidilirken bu eksikliğin daha belirgin hale gelmesi.

Zira tüm partiler, halkla ilişkiler, reklam, imaj, şarkılar, bilboardlar, mitingler, afişler, bayraklar, internet haberd portalları ve elbette TV’ler üzerinden tüm “PR” kılıçlarını çekmeye hazırlanıyor.

Edibe Sözen AKP’nin yüzü mü?

Televizyonlarda şu sıralar en çok görünen AKP’li sima Edibe Sözen. Hatta o kadar çok görünüyor ki, AKP bir yana hükümet sözcüsü olan Cemil Çiçek’ten bile daha çok ekranlara konuk oluyor.

Oysa kişiliği veya politik tutumu bir kenara, Sözen herhangi bir “sözcülük” ya da “kapmanya figürü” olarak tamamen yanlış bir seçim. Son derece donuk ve “soğuk” ifadeyle meramını anlatmaya çalışan Sözen aynı zamanda fiziki performansıyla da güven aşılamıyor.

Sözen’in bu sıklıkta AKP teması olarak kullanılmasının gerekçelerini anlamak biraz mümkün. Bu seçimlerin kadınların üzerinden yapılacak olması, kadınlara yönelik söylemlere önem sağlıyor. Elbette bunların bir kadının ağzından yapılması elbette-basit olmakla beraber-iyi bir fikir.

Üstelik Sözen, “başı açık” ve iyi eğitim almış bir kişilik. Yani meziyetler tamam. Ancak halkla iletişim ve reklam kalıplarının gerektirirdiği sıcaklık ve yalınlıktan tamamen uzak. Yanlış seçim olduğu bas bas bağırıyor.

Reklamcının yaptığını düşman yapmaz…

İkinci büyük hata AKP’nin seçim-propaganda işlerini dana önce de yürütmüş, Başbakan Erdoğan’ın siyasal iletişim danışmanı Erol Olçak’ın devirdiği çam, daha doğrusu yıktığı orman ise siyaset iletişimi dersi olarak okutulsa yeridir.

Olçak tüm seçimin kadınlar üzerinde kurulacağı, mitinglerin bile kadınlarla yürütüldüğü zamanda çıkıp, “Kadınlar da, kitleler de yoktan anlamaz” demesi hakikaten inanılır gibi değil.

Bu “açıklanamaz” hataların belki de en çaplılarından biri olarak anımsanmalı. Zaten ileişim stratejisi açısından da söylenecek başka hiçbir şey bulunmuyor.

Bumerang!

Nihayet nispeen basit ama bütün içinde önemli bir başka kabahat da, Tayyip Erdoğan’ın Erzurum mitinginde yaşananlar.

Devlet işi icabı burada olduğu söylense de şurası gerçek ki Başbakan’ın ilk seçim mitingi Erzurum oldu. Burada bir Ercan Saatçi şarkısı çalındı. AKP formatına uygunluğu ne kadar su götürür ayrıca tartışılmalı ama bu şarkının kullanılmaması için resmi ihtar yedri AKP ve bu imaj işlerini işi gereği daha iyi anlayan Saatçi’den de “yazılı açıklama” geldi.
Sanki Dışişleri Bakanlığı açıklaması gibi.

Burada da AKP’nin basiret gösterdiğini kabul etmek lazım! Suçu valiliğin üzerine attı. Valilikte hiç sektirmeden organizasyon firmasına.

Seçim çalışmalarının iyice hızlanacağı ve siyasi girdabın durulmaya başlayacağı an, AKP daha büyük iletişim silahlarını elbette oraya çıkaracaktır. Fakat anlaşılan o ki bu silahların “geri tepme” katsayısı şu sıralar hiç de iyi hesaplanmıyor. AKP’nin şu ana kadar ki imaj mühimmatı, top güllesinden çok sahibini vuran bumeranga benziyor. 

 

Bu haber 259 defa okundu.