Bakan Bağış: Allah bu ülkeyi koalisyonlardan korusun

7 Haziran 2011 16:17 tsi
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''Allah bu ülkeyi zulümden korusun, koalisyonlardan korusun, baskıcı rejimlerden, faili meçhul cinayetlerden korusun. Hep beraber Türkiye'nin kalkınması için çalışalım. Seçimlerden sonra iktidar muhalefet el

Radyo Trafik'teki ''İstanbul konuşuyor'' programına katılan Bağış, canlı yayında seçim sürecini değerlendirerek, vatandaşların sorularını yanıtladı.

Halkın istikrar istediğini belirten Bağış, ''Vatandaş, Türkiye'nin koalisyonlarla yönetildiği, faili meçhul cinayetlerin hortladığı, işkencelerin ayyuka çıktığı, devletin baskıcı günlerine geri dönmek istemiyor. Vatandaşımız, Türkiye büyüsün, gelişsin, zenginleşsin, şeffaflaşsın, adalet, kalkınma gelişsin istiyor'' diye konuştu.

AK Parti iktidarında vatandaşın Türkiye'deki gelişmeleri çok iyi izlediğini ifade eden Bağış, vatandaşın Türkiye'nin ulaşımda, eğitimde, sağlıkta, emniyette nereden nereye gelindiğini gördüğünü söyledi.

Bakan Bağış, hiçbir seçimde sokaktaki insanı bu kadar kararlı görmediğini belirterek, şöyle devam etti:

''Bu arada siyasetin trafiği de son derece yoğun. Biz ne diyoruz? 'Hatalı sollama ölüm, hatalı oylama zulüm getirir.' Allah bu ülkeyi zulümden korusun, koalisyonlardan korusun, baskıcı rejimlerden, faili meçhul cinayetlerden korusun. Hep beraber Türkiye'nin kalkınması için çalışalım. Seçimlerden sonra iktidar muhalefet el ele verelim, sandığa saygı duyarak, birlikte Türkiye'nin sorunlarını çözelim.''

Egemen Bağış, bu seçim kampanyasının aslında 12 Eylül referandumu öncesi Meclisteki tartışmalarla başladığını, kendilerinin Anayasa değişikliğini o zaman gündeme getirdiklerinde muhalefete Anayasa'yı birlikte değiştirme çağrısında bulunduklarını anımsattı. Anamuhalefet ve muhalefet liderlerinin ise görüşmeyi kabul etmediklerini belirten Bağış, ''Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı sizin ayağınıza kadar gelip, sizinle Türkiye'nin en önemli belgesi olan Anayasa'yı konuşmak istiyor, sizin verdiğiniz cevap 'çay içersin, gidersin' olmamalıydı'' dedi.

Bağış, CHP'deki genel başkan değişiminden Türkiye'nin sorunlarını beraber çözebilecekleri bir yapı oluşur diye çok umutlandıklarını ifade ederek, şunları söyledi:

''Ancak maalesef sayın Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Halk Partisini 'Cumhuriyet çark partisi'ne dönüştürdü. Her gün bir açıklama yapıyor. Birkaç saat sonra da o açıklamasından geri adım atıyor ama şu bir gerçek ki, bu seçim dönemi de geçecek. Bundan sonra biz tabii ki, onlarla işbirliği yapmaya çalışacağız ama milletim şunu unutmasın; bunlar seçim kampanyası boyunca kendi vatandaşına 'beyinsiz' deme saygısızlığını ortaya koydular, 'göbeğini kaşıyan adam' dediler, 'bidon kafalı' dediler, 'koyun' dediler. Bu millet kendisini bu kadar hakaret eden bir anamuhalefet partisine gerekli cevabı sandıkta verecektir. O 'göbeğini kaşıyan adam' dedikleri insanların sandıkta kimi nasıl kaşıdığını göreceğiz.

Bu milletin gerçekten muktedir olması için uğraşan bir iktidar partisi var. Bu ülkede rahmetli Menderes de, rahmetli Özal da demokratikleşme adına çok önemli adımlar attı ama onların attığı adımların kurumsallaşmaması için, ikisinin de arkasından neler yaşandığını biliyoruz. Birisi maalesef bir darbeden sonra idam edildi, diğerinden sonra gelen arkadaşlar da statükonun şantajlarına boyun eğmek zorunda kaldılar ve bir 28 Şubat süreci yaşandı. Şimdi biz diyoruz ki, demokratikleşme, şeffaflaşma adına atılan adımları kurumsallaştıralım. Bu ülkede herkesin dilediğince yaşayabilmesinin güvencesi AK Parti'dir, hükümetimizdir, sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'dır.''

-2050 TÜRKİYESİ-

Bağış, Türkiye'deki şeffaflaşmadan rahatsız olan çevrelerin olduğunu belirterek, ''Ben diyorum ki, 12 Haziran seçimleri Çanakkale Zaferi'ni andırıyor. Gerçekten biz burada aynı anda yedi düvele karşı mücadele veriyoruz. Üç muhalefet partisi, birbirlerine zıt olduğunu zannettiğiniz kutuplar kol kola girmişler, yanlarında birtakım çeteler, örgütler, terör örgütleri, dışardan birtakım baskı grupları, uluslararası medyanın yönetimi konumundaki bazı lobiler, hep AK Parti'ye yükleniyor'' diye konuştu.

Bu seçimin belki de 2050'nin Türkiye'sini şekillendirecek seçim olduğunu ifade eden Bağış, şöyle konuştu:

''Onun için biz burada diyoruz ki, hak hukuk, milletin iradesi. Milletim eğer şu son dokuz yıldaki çalışmalardan memnun değilse benim zaten ona boynum kıldan incedir. Şimdi Türkiye farklı bir Türkiye oldu ama Türkiye'nin gerçekten geride kalan günlere değil, daha ileriye gitmesi lazım. O yüzden bizim el ele vermemiz lazım. Onun için 'Durmak yok yola devam' diyoruz.''

Türkiye'nin 47 yıl aradan sonra ilk defa Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesi olduğunu hatırlatan Bağış, Türkiye'de her alanda bir gelişme sağlandığını söyledi.

Bağış, 2002'de Türkiye'de 96 bin araç satıldığını, bu rakamın 2010'da 560 bine çıktığını, 2011'in ilk üç ayında ise bu rakamın iki katına çıktığına işaret ederek, şöyle dedi:

''Bu trend devam ederse demek ki, 2011 yılında bu ülkede 1 milyonun üzerinde araç satılmış olacak. Demek ki, Türkiye, Atatürk'ün hayalini kurduğu çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkıyor. Eskiden her birimizin evinde telefon yoktu ama şimdi her birimizin cebinde cep telefonları var. Bizim çocuklarımız şu anda internetle eğitim görüyor. Türkiye'nin gerçekten bugün dağ köylerinde bile sadece ücretsiz ders kitabı dağıtmakla kalmadık, aynı zamanda her okula bilgisayar laboratuvarları kurduk. Şimdi üç yıl içerisinde birer tablet bilgisayar vereceğiz, diyoruz. O incecik bilgisayarın içinde bütün kitapları olacak. Ders notlarını içine alacak. Hatta internet bağlantısı olacak. Bizim çocuklarımız Harvard Üniversitesinin kütüphanesine bağlanarak, oradaki son tartışmaları takip edebilecek. Biz gerçekten çılgın ve cesur projeler üretebilecek bir neslin hayalini kuruyoruz.''

-ŞİLE'YE FİLM PLATOSU PROJESİ-

Hollywood filmlerinin artık, dünyanın çeşitli yerlerindeki film setlerinde çekildiğini belirten Bağış, kendilerinin de bir tasarı hazırladıklarını ve kanunlaşırsa film teşvikleri verilebileceğini söyledi. Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Türkiye'de gerçekten bir cennette yaşıyoruz. Şile, Şile bezi ile tanınan ve yazları maalesef denizde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın acı haberleriyle bizim kulaklarımıza gelen bir yer. Artık Şile'nin de imajını değiştirmek için bu vesile olur diyorum.

Şile için ikinci bir projem daha var; orada alan imkanı olduğu için golf sporuna yönelik çok önemli çalışmalar da yapılabilir. Hem golfu zenginlerin sporu olmaktan çıkarmak için orada öyle bir alan yapalım ki, hem turistleri çekelim hem de fakir fukaranın çocuklarına da orada istihdam alanı yaratarak golf sporunu öğrenmelerini sağlayalım.

Şu anda bu fikir aşaması ancak Şile'ye film platosu yapma fikrini ortaya atan ilk kişi rahmetli Turgut Özal'dır. İlk o bunu dillendirmiş. Biz de gerçekten rahmetli Özal'ı çok takdir eden bir insan olarak, onu örnek almaya çalışan bir siyasetçi olarak, onun hayallerini gerçekleştirme konusunda Başbakanımızın kararlılığını biliyorum. Biz de o kararlılığa destek vermeye çalıyoruz.''

Bir vatandaşın, ''Eski BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın 'dağa çıkanlara terörist denilmez' sözünü nasıl değerlendiriyorsunuz'' diye sorduğu Bağış, şöyle konuştu:

''Ne denirmiş peki? Sabah namazını kıldırmak için görevinin başına giden bir imamı katleden zihniyete ben terörist derim. Kendi çocuklarını, okudukları öğrenci yurdunda yakmaya kalkanlara ben terörist derim. Bunun halk hareketiyle alakası yok. Kendi halkına düşmanlık yapanlar hiç kusura bakmasın, sayın Demirtaş belki terörist diyemeyebilir, belki korkuyordur ama günahsız insanlara saldıranlar teröristtir. Teröristin de ne dini olur ne ırkı olur ne dili olur.

Terör, uluslararası bir sorundur. Ona karşı da uluslararası bir çözüm gerekir.''

Öte yandan Bağış, radyo programı sonrasında Yunanistan Yeni Demokrasi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ponus Panagiotopoulos ile basına kapalı görüştü.

A.A.

Bu haber 776 defa okundu.