Japonlar “yecüc”leşiyor mu?

0 0 0000 00:00 tsi
Japonya, saldırganlaşma kararı aldı! Japon senatosu, ülkenin uluslararası operasyonlara katılmasını engellediği gerekçesiyle anayasayı değiştirecek. Bu karar neden alındı! Dünyanın dengesini sarsacak bu kararı Öztürk ve Batu iyibilgi için tartıştı...

Japon senatosu, ülkenin uluslararası operasyonlara katılmasını engellediği gerekçesiyle anayasada değişlik yapılmasının önünü açan yasayı onayladı. Japonya'da senato, çeşitli başlıklarda referandumun önünü açan yasayı onaylayarak, 60 yıl sonra ilk defa ülkedeki barışçı anayasanın revizyonunun yolunu açtı. 2010’da yürürlüğe girecek olan referandum yasası, senatoda anayasal reformdan yana olan sağcı çoğunluğun oylarıyla onaylandı. Yasa, meclis tarafından geçen ay kabul edilmişti.

Barışçı anayasanın şimdiki zamana uygun olmadığını savunan 52 yaşındaki Liberal Demokratik Parti Başkanı ve Başbakan Şinzo Abe, kısa bir süre önceki açıklamasında, "Mevcut anayasanın revizyona ihtiyacı var, çünkü temel yapısı artık merkezi hükümet ve yerel yönetimler arasındaki ilişkileri yürütmeye yetmiyor, ayrıca dış politika ve savunma politikası konularında idari sistemde meydana gelen önemli değişikliklere karşılık vermiyor" demişti.

Kasım 1946'da çıkarılan anayasa, 3 Mayıs 1947'de Japonya’nın yenilgisinin ardından ülkeyi işgal eden ABD güçleri tarafından hazırlanmıştı. Anayasanın 9. maddesi, Japonların meşru müdafaa durumu hariç askeri güce başvurmasını yasaklıyor. Sağ çoğunluğa göre, bu madde, Japonya'nın uluslararası operasyonlara katılmasını engelliyor.

Japonya’da yayın yapan Yomiuri gazetesinin yaptığı bir ankete göre Japonların yüzde 46’sı anayasa değişikliğini desteklerken yüzde 39’u ise karşı çıkıyor. Yasa, Japonya’nın yeniden askeri bir güç olarak dünya sahnesine çıkmaya çalışması olarak yorumlanıyor.

Peki dış politika uzmanları bu karara nasıl bakıyor? Japonya neden böyle bir karar aldı. İyibilgi yazarı ve dış politika uzmanı Cevdet Batu ve Japonya'yı yakından tanıyan ekonomist Doç. Dr. İbrahim Öztürk bu son gelişmeyi iyibilgi için yorumluyor.

Cevdet Batu bu kararın Asya'nın yükselen gücü Çin'e karşı alınmış bir karar oluduğunu söylüyor. Japonya ve Almanya'nın 2. Dünya savaşındaki saldırgan ve yıkıcı tutumundan dolayı ABD'nin baskısıyla askeri olarak teşkilatlanmalarının engellendiğine dikkat çeken Batu sözlerini şöyle sürdürüyor:

"ABD, Japonya'yı 1945 sonrasında tahakkümü altına aldı. Ayrıca Japonya, ekonomik olarak da ABD'ye bağımlı durumda. Bu nedenle ABD'nin desteği olmadan, askeri anlamda teşkilatlanmaları zor görünüyor. Yaklaşık iki yıl önce ABD'nin en önemli birlikleri, Japonya'ya kaydırıldı. Bu nedenle bu kararın, Asya'nın yükselen gücü Çin'e karşı ABD'nin de isteği ile alınmış olması ihtimali yüksek."

Çin ile Endonezya arasında yapılan ittifak anlaşmasıyla Çin'in nüfuzunu Güney'e kaydırmasının ABD'yi ürküttüğünün altını çizen Batu, ABD'nin yükselen Çin ve Asya tehdidine karşı Japonya'yı tampon olarak kullanmak istemiş olma ihtimali yüksek" yorumunu yapıyor. Batu'nun üzerinde durduğu ikinci ihtimal ise, ABD'nin küresel gücünü yitirmeye başladığını hisseden Japonya'nın Çin tehditine karşı kendi askeri gücünü oluşturmak istemesi. Cevdet Batu, bu durumda da Japonya'nın ABD'yi karşısına almayacağı görüşünde. Amerikalı düşünce kuruluşlarının Japonya'nın ABD ekseninden çıkacağı endişesi taşıdığını bu yüzden silahlanmasına karşı çıktığını belirten Batu, ancak Japonya böyle bir karar aldığında ABD'nin kerhen kabul edeceğini belirtiyor.

Doç. Dr. İbrahim Öztürk de, Batu'nun yorumunu destekleyen bir görüş bildiriyor. Japonya'nın tüm ekonomik kurumlarının ABD'nin elinde olduğunu vurgulayan Öztürk, Japonya'nın bu nedenle, silahlarını ABD'ye doğrultmasının mümkün olmadığını, ABD'nin de bu karara göz yumduğunu anlatıyor. "Japonya ne kadar barışçıl görünse de, dünya savaşlarında uyguladığı işkenceler, ırza geçme eylemleri, Çin'i işgal girişimleri nedeniyle Mançurya, Çin gibi Asya halklarınca asla dost kabul edilmiyor" şeklinde konuşan Öztürk, "Japonya, boğazına kadar ABD'nin müttefik ve mahkumu" diyor...

Japonya'nın uluslararası arenada saldırganlaşmasının doğuracağı yıkımları ise tahmin etmek oldukça güç... Zira, dünya ikinci bir ABD'yi kaldıracak durumda değil...

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,341 defa okundu.