En Sıcak Konular

Dünyayı altı komutanlığa böldüler!

0 0 0000 00:00 tsi
Dünyayı altı komutanlığa böldüler! Washington yönetiminin üst düzey bir yetkilisi, dünyayı altı Amerikan bölge komutanlığı arasında bölen altı hattan ikisine atıfta bulunarak, “Türkiye, Avrupa; Irak ise Merkezi Komutanlığa dahildir” diyor. İşler de burada karışıyor... İşte Amer

Washington Post'un haberi:

Kuzey Irak, ABD’yi sınavdan geçiriyor       
Anlaşmazlığın kökleri, tarihte gömülü. Modern Türkiye ve Irak ile sarılı bir bölgede yaşayan on milyonlarca etnik Kürt, yüzyıllardır uzak başkentlerin egemenliğinden kaçmaya çalışıyorlar. Şimdiki zorluklar, Pentagon ve Dışişleri Bakanlığı kuvvetleri arasındaki çekişmeyle birleşiyor. Yönetimin üst düzey bir yetkilisi, dünyayı altı Amerikan bölge komutanlığı arasında bölen altı hattan ikisine atıfta bulunarak, “Türkiye; Avrupa, Irak ise Merkezi Komutanlığa dahildir” diyor. Aynı şekilde, Türkiye ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Avrupa ve Avrasya İlişkileri Bölümünün, Irak ise Yakın Doğu İlişkileri Bölümü’nün görev alanına giriyor. Dışişleri Bakanlığı ve Pentagon’daki hamileri Türkiye’nin kızgınlığını paylaşıyorlar. Tartışmaya taraf olan bir yönetim görevlisi, “Bir numaralı öncelik bir NATO müttefikini birliğin içinde tutmaktır,” dedi.

Başkan Bush’un Irak’taki yeni stratejisi Bağdat’taki şiddet olaylarının durdurulması üzerine yoğunlaşırken, yönetimin sıkça bir istikrar adası ve gelecek için bir model olarak düşündüğü kuzeydeki Kürt bölgesinde sorunlar patlama noktasına geliyor.

Ortak sınırın Irak tarafında kamp kuran kaçak Kürt savaşçılar konusunda Türkiye ve Irak’ın uzun süredir devam eden anlaşmazlığı, geçtiğimiz ay yeni boyutlara ulaştı. Irak Kürt Yerel Hükümeti başkanının Türk Kürtleri arasında bir ayaklanmaya yol açma tehdidine karşı Türkiye, doğrudan askeri müdahale uyarılarıyla ve Washington’a öfkeli bir şikayetle karşılık verdi.

Ankara, sınırın kendi tarafına binlerce askerini yığdı ve ABD ordusunun Irak’ta bulunan 150 bin askerinin yapmaması halinde kampları kendisinin boşaltacağı uyarısında bulundu. Türkleri memnun etme çabasındaki Bush yönetimi kısa bir süre önce Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın Irak konusundaki kıdemli yardımcısını Türkiye’nin üst düzey diplomatik ve askeri liderleriyle görüşmeye gönderdi. Irak koordinatörü David M. Satterfield Türkiye’de yapılan bir televizyon mülakatında, Iraklı Kürt liderleri suçladı ve yönetimin gereğini yapacağı taahhüdünde bulundu. Satterfield, “Kürt liderler, terör ve teröristler konusunda daha çok çaba göstermelidir.” dedi.

ABD’nin Irak Büyükelçisi Ryan Crocker, ABD ve Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olarak tanımlanan Kürt İşçi Partisi’nin (PKK) silahlı kamplarına karşı bölgesel hükümetin daha sert önlemler almasını teşvik amacıyla Bağdat dışına ilk ziyaretini Kuzey’deki Kürt bölgesine yaptı.Yönetim, ayrıca Bush tarafından NATO müttefiki Türkiye ile Irak arasında bir çatışma olmasını önlemek amacıyla atanan emekli General Joseph W. Ralston’un aracılığıyla çabalarını arttıracağını açıkladı.

Anlaşmazlığın kökleri, tarihte gömülü. Modern Türkiye ve Irak ile sarılı bir bölgede yaşayan on milyonlarca etnik Kürt, yüzyıllardır uzak başkentlerin egemenliğinden kaçmaya çalışıyorlar. Şimdiki zorluklar, Pentagon ve Dışişleri Bakanlığı kuvvetleri arasındaki çekişmeyle birleşiyor. Yönetimin üst düzey bir yetkilisi, dünyayı altı Amerikan bölge komutanlığı arasında bölen altı hattan ikisine atıfta bulunarak, “Türkiye Avrupa, Irak merkezi komutanlığa dahildir” diyor. Aynı şekilde, Türkiye (ABD) Dışişleri Bakanlığı’nın Avrupa ve Avrasya İlişkileri Bölümünün, Irak ise Yakın Doğu İlişkileri Bölümü’nün görev alanına giriyor. Aynı yetkili sorunun sorumlusu ve çözümü ile ilgili olarak olaya nasıl bakıldığının önemli olduğunu söylüyor.

Türkiye’nin bakış açısına göre, Irak ile sınırı şimdiden bir savaş bölgesi. Asi Kürtlerin saldırıları, 600’ü sadece geçtiğimiz yıl olmak üzere son yirmi yılda 30 bin Türkün ölümüne neden olmuştu. Saddam Hüseyin’in Türk ordusuna sınırı geçme izni verdiği halde Türkiye, Irak Kürt Bölgesel hükümetini, Türkiye içindeki Kürt azınlıkların ayrılıkçı arzularını teşvik eden PKK’nın neredeyse engellenmeden eylemlerine izin vermekle suçluyor. Dışişleri Bakanlığı ve Pentagon’daki hamileri Türkiye’nin kızgınlığını paylaşıyorlar. Tartışmaya taraf olan bir yönetim görevlisi, “Bir numaralı öncelik bir NATO müttefikini birliğin içinde tutmaktır,” dedi ve “Terörist teröristtir diyen bir politikamız var. NATO’lu müttefikimize saldırıyorlarsa onu savunmaya ya da kendisini savunmasına izin vermeye mecburuz.” diye ekledi. Diğer yetkililer, çoğunluğu Müslüman bir nüfusa sahip tek NATO ülkesi Türkiye’de ordunun desteklediği laik seçkinlerin, genel seçimlerin ülkenin İslamlaşmasına katkıda bulunacağından endişe duyduklarına dikkat çekiyorlar.

3 bin 500 ile 4 bin arasında savaşçısı olduğuna inanılan PKK, seçim söylemlerini belirgin bir şekilde etkiliyor. PKK tehdidi ve artan ABD hoşnutsuzluğu, laik ve İslami Türkiye’nin anlaştığı nadir konular arasında bulunuyor. Son birkaç yıl içinde yaşanan değişiklik sonrasında, son kamuoyu yoklamalarına göre, nüfusun sadece yüzde 12’si ABD’ye olumlu bakıyor. Diğer bir yönetim görevlisi, “Buradaki asıl soru 70 milyon Türk’ü Batı’yla müttefik olarak nasıl tutacağımızdır” dedi.

Türkler, ABD yönetiminin en azından NATO’lu bir müttefikine terör tehdidiyle mücadelede yardım edebileceğini düşünüyorlar.

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Beyaz Saray’ı 2004’te ve geçtiğimiz yıl ziyaret ettiğinde Başkan Bush’a ABD askerinin sınırda yardım etmesini önermişti, fakat Bush Irak’taki ABD “varlıklarının” başka yerlerde meşgul oldukları gerekçesiyle bunu reddetmişti. ABD Merkez Komutanlığı Centcom ve Dışişlerinin Yakın Doğu Bürosuna göre PKK sorunu, Sünni asiler ve daha Güney’deki Şii milislerin ayaklanmasına karşı dikkati dağıtmaktadır. Bu yetkililer, Çoğunluğu Kürt olan Irak Hükümeti askerlerinin, PKK’ya karşı savaşmayacağını belirtiyorlar. Yönetimden bir yetkili, Kürt bölge yetkililerinin, “PKK’nın kendi çıkarlarının aksine faaliyet gösterdiğini anladıklarını, ancak (örgütün) birçok unsuruna sempati duyulduğunu kabul ettiklerini” söyledi.

Centcom, bazı ABD askerlerini bu işe ayırsa bile, Kürtlere yönelik Amerikan saldırılarının Irak Kürtleri arasında bölücü eğilimleri artırabileceği görüşünde.

Bazı üst düzey yetkililer, Türkiye’nin Irak’a harekat düzenlemesinin, kendi Kürtleriyle sorunları olan İran’ın benzer bir harekatta bulunmasına neden olabileceğine inanıyorlar. Bir Dışişleri Bakanlığı görevlisi, diğerlerinin çizgilerin Irak tarafında Washington’un itidal istediği konusunda ısrar etmesine rağmen, yönetimin Türkiye’ye şimdiden Kuzey Irak’ta harekete geçmesi için yeşil ışık yaktığına dair endişe duyanlar olduğunu belirtiyor.

Petrol zengini Kuzey Irak kenti Kerkük, anlaşmazlıkları daha da zorlaştırıyor. Savaş sonrası Irak anayasası, kent nüfusunun Kürt bölgesinin bir parçası olmak isteyip istemediğine yönelik Aralık ayında referandum yapılmasını öngörüyor. Türkiye, bu referandumu Kerkük’ün büyük azınlığı olan Türkmenlerin haklarına bir tehdit olarak göreceğini açıkça belirtmişti. Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin oğlu ve Irak Kürt Bölgesi’nin Washington Temsilcisi olan Kubad Talabani, Türkiye’nin Kürtlerin Kerkük’ü almasının “bağımsız bir Kürt devleti” anlamına geleceğine inandığını söyledi ve referanduma karşı “Türk gruplarının aktif bir şekilde çalıştıklarını gördük” dedi.

Kerkük’e yönelik Türk müdahalesi iddiaları, geçtiğimiz ay Irak’taki Bölgesel Kürt hükümeti lideri Mesut Barzani’nin, Türkiye’nin Irak’ın içişlerine karışmaya devam etmesi halinde misilleme yapma tehdidiyle alevlendi.

Barzani, Irak Kürtleri için Türkiye’nin Güneydoğusundaki 30 milyon etnik kardeşlerini ayaklandırmanın kolay olacağı uyarısında bulundu. Türkiye’nin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, sınır ötesi bir harekat yapma uyarısında bulunarak karşılık verdi ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ABD’nin Barzani’yi dizginlemesini istedi. Ankara, Bağdat ve Washington’a sert ifadeli notalar gönderdi ve Erdoğan da açıkça “Barzani’nin kendi sözleri altında ezileceğini,” söyledi.

Beyaz Saray, güçlü söylemlerle ve Satterfield ve Crocker’ı göndererek Türkiye’nin tarafında yer aldı. Türkiye şimdilerde yatışmış görünüyor. Washington Büyükelçiliği Elçi Müsteşarı Tuluy Tanç, “Erteleyin diyorlar, ancak PKK kampları konusunda birileri tarafından birşeylerin yapılmasını istiyoruz. Kuzey Iraklılar yapamıyorsa, ABD yapamıyorsa, biz yapmak istiyoruz,” diyor.

(The Washington Post gazetesi - 8 Mayıs 2007, Makalenin kendi başlığı ”Türk-Kürt Anlaşmazlığı ABD’nin Stratejik İttifaklarını Sınıyor” dur. Dünya Gündemi)



Bu haber 294 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,914 µs