Dabbet’ül ârz İran’da!

0 0 0000 00:00 tsi
Dünyanın en önemli ve ünlü astro-fizikçisi, evreni en iyi anlayan adam neden Tahran’a gitmek ister? Hem de ülkesi ve ABD, İran’la kanlı-bıçaklıyken, hem de ayın 13’üne gelen bir Cuma günü(!), hem de yerçekimsiz ortamda ‘yükseldikte

Stephen Hawking tartışmasız biçimde astro-fiziğin, evreni anlamamızı sağlayan formülasyonların en şâşalı ismi kabul ediliyor. “Zamanın Kısa Tarihi”ni yazacak, evrenin daralmadığını, genişlediğini söyleyecek denli iddialı bu bilim adamı şimdi İran’a gitmek istiyor.

Ve gidecek. Temmuz ayının 13’ünde. Gerçi Batı’da ayın 13’üne gelen Cuma günleri pek hayra yorulmaz ama İslam açısından “Cuma”nin bir sakıncası bulunmuyor. Yine de Hawking gibi renkli bir ilim insanının tercih ettiği tarih ilginç.

Hayırdır?..

Evreni ancak gözleriyle izleyebilecek kadar ağır bir rahatsızlığı (amyotrofik letaral skleroz) bununan Hawking’in renkli kişiliğinden kimsenin şüphesi yok. Bu bedeni tamamen işlevsiz kılan hastalıkla 47 yıldır uğraşmasına rağmen, özellikle işi ile ilgili eğlenceli olayları kaçırmıyor.

Son örnek kendisi için özel olarak yaratılan “yer çekimi” bulunmayan bir odada yaptığı “uzay dansı”. Böylece Hawking ilk kez ve bu denli rahat biçimde vücudunun bir parçası haline gelmiş olan sandalyesinden kopmuş oldu.
Hawking’in neden özellikle İran’a gitmek istediğinin kesin sebebi bilinmiyor.

Ama resmi açıklaması İran Temel Bilimler Araştırma Merkezi Başkan Yardımcısı Sameddin Erfei tarafından yapıldı; “Profesör Hawking’in İran’a gelmek istiyor. Biz de bunu memnuniyetle kabul ederek gerekli hazırlıkları yaptık. İngiliz bilim adamı ziyareti sırasında İranlı fizikçilerle görüşecek ve konferans verecek.”

Mesaj ne?..

Elbette bu resmi açıklama taraflar düşünüldüğünde yeterince tatminkâr değil. ABD-İngiltere ve İran’ın arası Irak Savaşı’ndan bu yana oldukça kötü. Hatta savaşın sınırına sıkça gelindiği biliniyor.

Ancak yine şaşırtıcı son “örtülü” girişimler, Batı dünyasının bu iki başat ülkesi ile İran arasında bir dialoğun başlamak üzere olduğunu gösteriyor. Her iki tarafın sert diplomasi duvarları şimdilik sadece büyükelçilerin görüşmesine imkan veriyor ama bu gelişmenin ABD ikinci başkanı tarafından ilan edilmiş olması önemli.

Yani iki mevzii arasında bir yakınlaşma başlayacak. İşte bu yakınlaşmanın bir parçası olarak Stephen Hawking’in ziyareti tasarlanmış olabilir. Ancak bu sefer de başka bir gariplik ortaya çıkıyor.

O da Hawking’in bilimsel alanı. Küresel “fizik”in dehası kabul edilen bir bilim adamının, son zamanlarda uzay silahları, nükleer silahlar ve enerji konusunda sıçramalar yapan, yani Fizik disiplinin konusu içinde bulunan çalışmalarına her şart altından devam edeceğini açıklayan bir ülkeye gönderilecek “barış elçisi” olarak Hawking isim mi acaba?

Silah yapacak değil ya?

Hawking barışçıl kimliği ile de tanınan ve dünyanın sonu ile ilgili olarak daha duyarlı olmaya davet eden bir kişilik. Yani İran’a tehlikeli fiziki sırlar vermesi mümkün değil. Ama tersi mümkün. Yani İran’a “bu ‘atom’ işlerinden hayır gelmeyeceğine” ikna edebilir.

İran’da barış ve bilim yolunda uzlaştırıcı mesajlar vereceği kesin olmakla birlikte zamanlama ve nedeni açıklama da yine naif kalıyor bu ihtimal. Sonuç olarak Hawking’in İran ziyaretinin perde arkasında ne olduğuna ilişkin ancak spekülasyon üretilebilir.

O halde biz de öyle yapalım… Hawking fiziki evren üzerinden uhrevi konulara da ilgi duyuyor. Evrenin genişlemesi ile ilgili teorisi aslında semavi dinlerin “kıyamet” anlayışını da hem sorguluyor hem de yeni bir bakış getiriyordu.

Hayyam'ı öğrenmeye gitmiştir!

Hatta o zamanki tartışmalar ve evren konusundaki sarsıcı tezleri yüzünden Prof. Yaşar Nuri Öztürk tarafından, Kur’an’da ismi geçen “Dabbet’ül ârz” olabileceği yönünde iddia da ortaya atılmıştı.

1985 yılından bu yana sesini de yitirmiş, yazıları sese dönüştürebilen bilgisayarı sayesinde insanlarla iletişim kurabilen bu “derin” bilim adamı, belki de, Putin’in en çok okuduğu şair ve filozof olarak dünya basınına ilan ettiği kişinin memleketini merak etmiş olabilir?

Bu haber 1,952 defa okundu.