En Sıcak Konular

Özal’ın mezarını yapan mermercinin sırrı!

0 0 0000 00:00 tsi
Özal’ın mezarını yapan mermercinin sırrı! Ahmet Özal, “Mustafa Bey, kaseti annemle bana da gösterdi” dedi, “Hayretle izledim… Mermer parçaları işleniyor, sonra birbirinin yanına konuyordu, tamam, fakat adam ortada görünmüyordu… Saatler ve saatler boyu sadece mermerle

Mahremi öldürdük-Taha Kıvanç
Ne garip bir ülke olduk; 'mahrem' endişemiz kalmadı. İki kişi arasındaki sırları herkesle paylaşıyor, dört duvara emanet edilen bilgileri ekranlara taşıyoruz. Hem de yüzümüz kızarmadan…

En son tartışma konumuzu biliyorsunuz: Bir bakan, Bakanlar Kurulu'nda, cumhurbaşkanlığına aday gösterilen arkadaşlarını överken, nereden gerek duyduysa, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a da değinmiş ve “O içki içerdi” demiş… Oysa bakanın övdüğü cumhurbaşkanı adayı, bir televizyon programında, Turgut Özal'dan söz etmesi gerektiğinde, Çankaya Köşkü'nde verdiği iftar dâvetinden söz etmişti.

Turgut Bey içki içmiş olsa ne olur, içmemiş olsa ne olur? Türk milleti, 8. Cumhurbaşkanı'nı üç özelliğini öne çıkartarak tarihe tevdi etti zaten: Sivil, demokrat ve dindar cumhurbaşkanı…

Cenaze törenine katılanlar, kilometreler boyunca, kendi elleriyle yazdıkları bu üç sıfatlı pankartları taşıyarak yürüdü.

Konunun gazete (Vatan) manşetinden televizyon ekranına (Habertürk) taşındığı günün akşamı Ahmet Özal'la birlikte oldum. Masamızda “Sekiz yıl Turgut Bey'e danışmanlık yaptım” diyen reklâmcı Nail Keçili de vardı. Siyasete atıldığı ilk günden başlayarak hemen yanı başında olmuş Güneş Taner de katıldı bir ara sohbetimize. Nail Keçili, “Sekiz yıl boyunca bir kez bile içki içmedi; elinde tuttuğu ya elma suyuydu, ya da vişne suyu…” dedi. Güneş Taner de hiç tanık olmamış içki içtiğine Turgut Bey'in… Ahmet Özal ise özlediğini her halinden belli ettiği babasına dair gerçek hayat öyküleri anlattı.

Bir ara RTÜK'ün müdahale etme ihtiyacı duyduğu 'Sırlar Kapısı' türü diziler var ya, Amerikan televizyonlarındaki karşılığı 'X Files' olan; Ahmet Özal'ın anlattığı bir öykü diziye bölüm olarak çekilse çok izlenebilir…

Vefatından iki hafta önce içinde annesinin de bulunduğu babasının makam otosuyla İstanbul/Vatan Caddesi'nden geçiyorlarmış… “Rahmetli Menderes'in Anıt Mezarı hizasına geldiğimizde babam otomobili durdurttu” dedi Ahmet Özal. Başını pencereden dışarı çıkarıp mezar alanına doğru bakmış Turgut Bey ve oğluna dönerek şu cümleyi sarf etmiş: “Öldüğümde ne yap et, benim cesedimi buraya gömdür…”

Böyle durumlarda ne denir? “Allah gecinden versin, sen daha çok yaşayacaksın…” Bunları söylemeye çalışan Ahmet Özal'a, babası, “Tamam da” demiş, “Ülkemizde cumhurbaşkanları devlet mezarlığına gömülüyor; ben ise öldükten sonra da halkımla birlikte olmak istiyorum.

Sen bu dediğimi unutma yeter.” Ahmet Özal, “Babamı bu olaydan iki hafta sonra kaybettik” dedi.

Vasiyeti üzerine Adnan Menderes'in mezarının da bulunduğu alana gömüldü Turgut Özal. Alanın düzenlemesiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Mezarlıklar Müdürü ilgileniyormuş… “Adı Mustafa Bey'di” dedi Ahmet Özal… Mezarın bir bölümü pembe mermerli olacakmış, ama istendiği gibi bir usta bulunamamış; hem işten anlayan hem de fazla para talep etmeyen… Bir gün sakallı biri ortaya çıkıvermiş…

Adam Bursa'nın bir köyündenmiş… Mermer ustasıymış… “Ben parasız da yaparım” demiş… İşi üstlenmiş ve mükemmel bir biçimde sona erdirmiş… Mustafa Bey ortaya çıkan işin kalitesini görünce, “Niye adres almadım?” diye hayıflanmış… Çalışanlara sorduğunda adamı hatırlayana rastlamamış… “İşte şu adam” diye göstermek üzere alana kurulmuş kameraların çektiği görüntüleri izlemeye başlayınca, bir de ne görsün?

Ahmet Özal, “Mustafa Bey, kaseti annemle bana da gösterdi” dedi, “Hayretle izledim… Mermer parçaları işleniyor, sonra birbirinin yanına konuyordu, tamam, fakat adam ortada görünmüyordu… Saatler ve saatler boyu sadece mermerler…”

Dediğine göre, Mustafa Bey adamın peşine düşüp Bursa'ya gitmiş, uğramadığı köy bırakmamış… Sonra, bir gün, Eyüp'te soruştururken, “Senin kimi aradığını biliyorum, boşuna arama” diyen biri çıkmış ve 'Sırlar Kapısı' aralanıvermiş… “Mustafa Bey işini gücünü bıraktı, hakikatin peşine düştü” diye bitirdi öyküyü Ahmet Özal…



Bu haber 677 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,734 µs