En Sıcak Konular

Sandığa doğru: Partilerin avantajları ve dezavantajları!

0 0 0000 00:00 tsi
Sandığa doğru: Partilerin avantajları ve dezavantajları! Seçimlere yaklaşık iki ay kala tüm partilerin genel durumuna bir bakmak gerekiyor. Kimin ne avantajı var, hangi partinin handikapları neler. İyibilgi siyasi partilerin karnesini çıkarıyor. İşte sandık yaklaştıkça sistematik olarak yenileceğimiz, siyasi pa

Adalet ve Kalkınma Partisi:

Avantajlar: AKP’nin en büyük avantajı iktidar partisi olması. Hükümetin ve yerel yönetimlerin idaresine sahip olmak seçimler süresince bir seri avantajı kullanabilmek demek. Bu her zaman “işe yarar”! İkinci avantajı ise pek çok iktidarda görülen oy erimesinden çok az nasiplenmesi. Bir düşüş yaşadığı doğru. Ama bu kayıp 5 yıllık iktidar döneminden sonra denebilir ki pek az partiye nasip oldu. Keza AKP’nin oylarında da bir kemikleşme görülüyor. Özellikle Cumhurbaşkanlığı sürecinde yaşananlar partinin taban oylarında “acaba” diye düşünenlerin yeniden partilerine dönmesine sebep oldu. Buna “mağduriyet psikolojisi” diyenler çoğunlukta. İşe yarar mı yaramaz mı tartışmalı ala dezavantaj olmadığı kesin. Yine AKP iktidarının ekonomik “başarıları”-genellikle halka yansımadı serzenişi ile karşılansa da-genel olarak pozitif bir bakış yarattı. Özellikle makro sayaçların artı da olması, enflasyon ve tabii halk nezninde kabul görür mü bilinmez, uluslar arası kurumların ve yabancı yatırımcının “moral veren” duruşu da avantaj.

Dezavantajlar: Kalanı avantaj hanesine yazılsa da gideni elbette dezavantaj. AKP’nin klasik iktidar yıpranma payı şu an yüzde 4-5 çizgisinde görünüyor. Bu sandıktan milletvekili sayısının azalması olarak çıkacak. Payı ne kadar? Şimdiden söylemek imkansız. AKP tüm iktidarı boyunca en sert eleştirileri laiklik üzerinden aldı. AKP içinde 2003 seçimlerinde “Bir de bunu deneyelim” diye oy veren ve şu an kararsız seçmen üzerinde yine nispi bir etkisi olacak. Ancak partinin taban oyunu etkileyeceği sanılmıyor. AKP’ye yönelik eleştiriler içinde “yolsuzluk” kalemi büyük yer tutmadı. Seçik sürecinde dedikodusu Ankara’da pek sık yapılan bu türden büyük dosyalar açılmazsa buradan büyük puan kaybedeceğini söylemek zor. Ama “kadrolaşma” iddiaları için aynı şeyi söylemek mümkün değil. AKP, iktidarı döneminde göreve getirilen kadroların yarattığı negatif etki sandığa yansıyabilir. Kaydı ne kadardır bilinmez ama “koltuğunu kaybedenler”in de “çevre” etkisi buna eklemlenebilir.

Demokrat Parti (ANAP-DYP):
ANAP:

Avantajları: Anavatan Partisi’nin tek başına iktidar olmak bir yana, yüzde 10’luk barajı aşma ihtimali dahi bulunmuyordu. Birleşme sonrası bu durumun göreceli olarak sandığa yansıyacağı tahmin edilebilir. Eski ANAP’lıların da bu durumu destek vereceği kestirilebilir. Ek olarak Erkan Mumcu’nun pozitif etkisini söylemek gerekiyor. Erkan Mumcu ANAP’ın oylarını artırdı ve lider olabileceğine ilişkin şık işaretler verdi. Demokrasi ve AKP’den ayrılış gerekçesi üzerinden netleşmesi, mahkemelik olduğu AKP’yi ayağına kadar getirmesi artı. Merkez sağ’ın birleşmesinin de ANAP (DP) üzerinde yine nispi bir katkısı olacak. Siyaset açısından önemli bir konu olan para ANAP’da yok. Hatta bazı borçlar ödenmiş olsa da yine yüklü bir fatura Genel Merkez muhasebesinin önünde duruyor. Ama birleşme bu sıkıntıyı da aşabalir. Sonuç olarak Mumcu ve ANAP oyları özellikle son 1.5 ayın konjonktürü ile biraz arttı. Keza sağ’daki birleşme sırasında milletvekillerini kontrol edebilmesi de prim yaptı. Son Anayasa değişiklikleri üzerindan yaptığı “demokrasi” katkısı ise ne denli pozitif etki yapar şüpheli! Birleşmeden önce yüzde 5 civarında seyreden oylarının şimdi ne halde olduğuna ilişkin karine yok.

Dezavantajları: Ayrıntılı bir bakış Merkez Sağ birleşmenin ANAP’a ne kadar yaradığını biraz tartışmalı kılıyor. Zira mitinglerde kendini gösteren bu çağrının sahiplerinin ne kadar ANAP’lı olduğu şüpheli. Fakat birleşme kararından sonra ANAP tabanından ve yerelde yaşanan kan kaybı gerçek. Yüksek sayıda ANAP’lı birleşmeden sonra partisini terk etti ve sorumluluğun Mumcu da olduğunu söyledi. Hatta bazı illerde aday dahi bulunamama sıkıntısı başgösterdi. Oy verirken bunu anımsayacakları kesin.

DYP:

Avantajları: Mehmet Ağar’ın parti liderliğine glemesiyle birlikte DYP’de bir hareketlenme olduğu gerçek. Ancak bu gerçek, lider karizmasından çok Ağar’ın bir “merkez sağ” gelenek olan “meydanları gezme” azmkinden kaynaklanıyor. Klasik Anadolu oylarına her zaman talip olmuş, zaman zaman da almış bir gelenkten gelen DYP, Ağar’la birlikte bu “turları” tazelemiş bulunuyor. Ancak partinin bu oyların tamamına hatta hallice kısmına ulaştığı söylemek çok iddialı olur. Ağar’ın “baraj konuşacaksak hiç oturmayalım” söylemine rağmen DYP baraj sınırında(ydı). Yine de Ağar isminin ve emeğinin partiye avantaj getirdiği gerçek. Çünkü Ağar gerçekten de özellikle taşra teşkilatını toparladı ve moral verdi. DP’den gelen merkez sağ eğilimin liderliğine de kendisini oturttu. Birleşmeden sonra bu ivmenin hızlanacağı da varsayılabilir. Özellikle sadık merkez sağ seçmenlerinden bile mahrum kalmaya başlamış hareket, bu dostları yeniden kazanabilir. Ek olarak DYP’nin kıratına eskiden binmiş yüksek tecrübeye sahip kimliklerin katkısı da unutulmamalı.

Dezavantajları: Yukarıdaki son cümle iki yüzlü bir bıçak olarak da okunabilir. DP, AP ve nihayet DYP geleneğinden gelen, daha doğrusu bu geleneği yaratan kuşak DYP için aynı zamanda handikap. Çünkü geniş bir partili ve sempatizan kitlesi merkez sağ da bu isimleri artık saygı değer hatıralar, onursal liderler olarak görmek istiyor. Ama aktif olarak partide görmek istemiyor. Bu yüzden çoğu zaman Ağar’ın akıl hocaları görüntüsü veren bu tablo ters tepiyor. Ağar’ın çok tartışıyan ve teröre bir çözüm olarak sunduğu “dağdan inip ovada siyaset yapsınlar” formül DYP de hayli sıkıntı yarattı ve bunun sandıkta izdişümleri olacağı da bir gerçek. Bu açılımın parti ve seçmen kitlesi tarafından benimsenmediğini söylemek yanlış olmaz. Ağar üzerinden açılan ikinci yara Cumhurbaşkanlığı oylamaları sırasında üzerinde hakimiyetini yitirdiği vekiller yüzünden oldu ve liderliği açıkça sorgulanır hale geldi. Bunlar yetmezmiş gibi birleşmeden sonra ANAP gib DYP’de kendi teşkilatlarında hatrı sayılır kan kaybı yaşadı. DYP için söylenecek bir başka nokta ise-belki de sıkışık konjonktür-yüzünden herhangi bir projesinin-bulunmaması demeyelim-kamuoyuna yansımaması. ANAP için bu eksi biraz daha az. Kalkınma projeleri bilinmese de demokrasi projelerinin var olduğu anlaşıldı.

Cunhuriyet Halk Partisi:
(CHP-DSP)

Avantajları: Eskisine göre özel bir avantajı yok. Türkiye’de sol hareketin TBMM’de uzun süredir sadece CHP eliyle temsil edilmesi bir odak bozukluğu yarattı. CHP yoğun eleştirilere uğramasına rağmen, kendi seçmeninin ağzından sık duyulan “ne yapalım, kime verelim” çaresizliğinden hala nemalanıyor. Konjonktürün getirdiği belki de yegane avantaj, “yeter artık bırakıyorum CHP’yi” demeye başlayan seçmeninin, laiklik tartışmaları ve AKP karşıtlığının bilenmesi yüzünden partilerine sarılması. Bu Deniz Baykal’ın şansı olarak görülebilir. Ama Baykal “konformist” bir lider olarak da kritize ediliyor. Yani halinden memnun, ana ve sol muhelefet olarak taşın altında eli bulunmayan, bir şekilde barajı aşarak TBMM’ye nasılsa girecek bir lider ve parti imajı çiziyor. Ardı sıra yapılan mitinglerden gelen “birleşin” mesajının asıl sahibi de merkez sağ’dan çok CHP’ydi. Buna rağmen pürüzler hala sürüyor. Doğruları söylelmek gerekirse yine kimse CHP’den iktidara gelirse ne yapacağına ilişkin bir projeksiyon da işitmiş değil. Popüler konular üzerinden muhalefet yapıyor ve bundan en memnun olan, hatta destekleyen de iktidar partisi. Birleşme ve laik çıkışın CHP’yi artı oy getireceği varsayılabilir. Yani bir avantaj. Fakat bu yeni oy anlamına geliyor mu yoksa kayıplar mı telafi ediliyor belli değil. DSP ise herhangi bir avantaja sahip değildi birleşmeye kadar. Anketler oy oranlarını çok düşük gösteriyor. Fakat CHP’ye eklemlenen DSP oylarında ayrıca artış olacaktır. Barajı aşamama kaygısıyla kaçan oyları dönebilir. Ecevit ismi elbette ve hala artı. Ama birleşme yolunda hayli ilerlemiş iki partinin sinerjisi rahatlıkla barajı aşmalarını hatta yüzde 14-17’lik aralığı yakalamalarını mümkün kılacak. Üstelik pek az partiye nasip olan bir avantajı da bulunuyor iki partinin. İkisin de para sorunu yok.

Dezavantajları: Her iki partinin de dezavantajları çok. Belirttiğimiz gibi Baykal’ın liderliğine inanç tam değil. Ama asıl sorun bu sol partilerin sağlam ikinci adam ya da yeni lider adayları çıkar(a)mamaları. İki partinin de özel projeleri bulunmuyor. Siyasal ve sosyal bir motivasyon da görülmüyor. DSP içinde birleşmeye karşı çıkanlar da çok. Bu yüzden Zeki Sezer TBMM yerine DSP Genel Başkanlığı’nda kalmayı yeğliyor. Detaylara girmeden söylenebilir ki, anti-AKP söylemi ve irtica korkusu ve ek olarak da birleşme dışında oy zeminleri bulunmuyor. Ama bunlar da TBMM için yeterli.

Milliyetçi Hareket Partisi:

Avantajları: MHP yaklaşan seçimlerde toplumsal bağlamda en sağlam zemine basan parti sayılabilir. Cumnhurbaşkanlığı seçimlerinin ve gerginliğinin yarattığı gündem değişikliğine kadar yükselen yeni milliyetçilikten söz ediliyordu. Bu vaka ortadan kalkmış değil. MHP’nin yaptığı açık ve işin özüne yönelik ikazlar dışında yaşanan çekişmelere katılmaması herhangi bir yara almasını da engelledi. Yine partiden, yeni projeler ve seçime yönelik sıkı çalışmaların işaretleri geliyor. MHP güçlü ve bu gücünü koruyor. Yüksek ihtimalle sandıktan kendisin memnun edecek bir sonuçla ayrılacak ve bir çok adayını Meclis’e sokacak. Kaldı ki partinin merkez sağ’a doğru bir yönelişi de bulunuyor. Nasıl olur belli değil ama başarılması halinde yüzdesini artırabilir.

Dezavantajları: Seçim yolunda artıları kadar riskleri de çok olan bir parti MHP. Türkiye’de milliyetçi hareket büyük oranda tek odaklıydı. Ama şimdi görülüyor ki MHP’nin son kongresinden gelen bir baş kol daha bulunduğu gibi BBP gibi ivmesi yükselen bir rakibi de var. BBP’nin yüzde olarak daha az olsa da bir seçmen tabanı bulunuyor ama asıl kan MHP’den gelenlerle kendini gösteriyor. Son 1 yıl içinde birçok tanınmış MHP’li BBP’ye geçmiş durumda. Bu duruman analizi detaylı çıkarılabilir ama şurası gerçek ki bu durum MHP’ye oy kaybettirecek. Partinin bir riski daha bulunuyor. O da Batı’nın Türkiye’de yükselen milliyetçilikten duyduğu huzursuzluk. Bunun için sadece MHP’nin değil BBP’nin de dışarıdan gelen provakasyonlara dikkat etmesi gerekiyor.

Genç Parti:

Avantajları: Genç, yakışıklı, zengin ve temizliğin simgesi beyaz gömlekli bir liderden daha fazlasına sahip değil! Ama şaşalı reklamların seçmen kitlesi üzerinde-kimi yorumculara göre halkın söylenenlerin doğru olamayacağını da bilerek-etkisi bulunuyor. Yine Cumhurbaşkanlığı seçim sırasında kendisini ziyaret eden Abdullah Gül’ü kabul etmemesi ve bunun Gül’e değil AKP’ye karşı “yiğitçe” bir tutum olarak algılanmış olması da bir faktör. Geçen seçimdeki oyu bir kıstas sayılmamalı. Şu anki oy oranı bilinmiyor. Ama rahatlıkla söylenebilir ki, hemen tüm partiler içinde günlük hayatta adı en sık anılan siyasi oluşumlardan biri. Yani 22 Temmuz’da açılacak sandıklardan bu partiye oy çıkacak.

Dezavantajları: Dört başı mamur biçimde anlatılmış hiçbir projesi bulunmuyor. Sadece büyük vaatlerde bulunuyor. Bu elbette bir seçim taktiği ama güven sorunu yaratıyor. Elbette önemli bir negatif de Uzan ailesi hakkındaki bitip tükenmeyen olaylar ve dosyalar. Bunların tamamen unutulduğunu söylemek imkansız. Bilinmeyen bir başka handikap partinin bir kadrosunun bulunmaması. Emin Şirin veCem Uzan dışında kim nedir, hangi görevdedir bilinmiyor, tanınmıyor. Partinin para sorununun olmadığı anlaşılıyor. Partinin PR çalışmalarının bir parçası olan Cem Uzan’ın tartışmalı ortamlardan uzak tutulması iyi fikir ama herhangi bir partinin lideri ile karşı karşıya geldiğinde nasıl bir kompozisyonun ortaya çıkacağı şüpheli! Bu durum Cem Uzan’ın Türkiye’nin meselelerine ne denli hakim olduğu konusunda ciddi şüphe yaratıyor.

www.iyibilgi.com



Bu haber 679 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,065 µs