'one minute' çıkışı | " /> 'one minute' çıkışı | "/>

En Sıcak Konular

İkinci 'one minute' çıkışı

14 Nisan 2011 08:23 tsi
İkinci 'one minute' çıkışı
Başbakan Tayyip Erdoğan, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde (AKPM) Avrupalı parlamenterlere seslenerek, "Türkiye'ye Fransız kalmayın" mesajı verdi.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde (AKPM) Avrupalı parlamenterlere konuşan Erdoğan, Fransız kadın üye Marland-Militello'nun azınlıklarda ibadetle ilgili sorusuna "Arkadaşımız Fransız mı? Türkiye'ye de çok Fransızsınız" dedi.

Başbakan Tayyip Erdoğan, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde (AKPM) Avrupalı parlamenterlere seslenerek, "Türkiye'ye Fransız kalmayın" mesajı verdi. Fransa'da iktidardaki UMP (Halk Hareketi Birliği) partisinin Başkan Yardımcısı Muriel Marland- Militello'nun "Dini azınlıkların ibadet yerlerine erişim hakkına sahip olduğunu nasıl ispat edersiniz" şeklindeki sorusuna kızan Erdoğan, "Arkadaşımız Fransız mı? Türkiye'ye de çok Fransızsınız. Dini azınlıkların sigortası benim" diye çıkıştı. Avrupa'ya demokrasi dersi veren Erdoğan, "Avrupa'da yükselen ırkçılık bizi tedirgin ediyor" dedi. Erdoğan'ın bu çıkışı, "İkinci one minute" vakası olarak değerlendirildi. Erdoğan'ın Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu'nda İsrail Cumhurbaşkanı Peres'e tepki gösterirken söylediği "One minute" sözleri uzun süre gündemde kalmıştı. "Türkiye'nin AB üyeliği istismar aracı olarak kullanılamayacak kadar hayatidir" diyen Erdoğan dünkü toplantının soru cevap bölümünde şunları söyledi:

IRKÇILIK TEDİRGİN EDİCİ  

Avrupa içinde yükselen ırkçılık, ayrımcılık, hoşgörüsüzlük, Avrupa halklarını tedirgin ettiğinden çok daha fazla, çevre coğrafyalardaki halkları tedirgin etmekte ve kaygılandırmaktadır. Haçlı seferlerini derin hafızasından silemeyenler barış vaat edemez. Popülizm uğruna, oy alabilmek ve seçilebilmek hırsıyla, en temel insani değerlerin baskı altına alınması Avrupa'ya yapılmış en büyük haksızlık olacaktır.  

Fransa'dan uyarladığımız laiklik, yanlış uygulamalar nedeniyle özgürlükler üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılmış, adeta demokratikleşme karşısında bir duvar olacak şekilde yorumlanmıştır. Türkiye, İslamdemokrasi- laiklik gibi kavramların pekala bir arada varlığını sürdürebileceğini tüm dünyaya ispat etmiştir. Türkiye, içinde bulunduğu coğrafya için son derece anlamlı bir model haline gelirken, laikliğin Avrupa'da yeniden tartışılıyor olması, özgürlükleri kısıtlamanın bir aracı haline dönüştürülüyor olması, ironiktir.  

Ortadoğu ve Kuzey Afrika'dan yükselen özgürlük ve hak taleplerine, Avrupa kulak tıkayamaz. Demokrasiyi kimi toplumlar için henüz erken görmek, en az ırkçılık kadar tehlikelidir. Artık trajedilere odaklanmak durumundayız.  

Türkiye, tüm bu coğrafyada, her ülkeyle, her etnik ve inanç grubuyla iletişim kurabilen, çözüm geliştirebilen, barış ve uzlaşma çabalarında aktif rol alabilen bir ülkedir. Türkiye'nin AB'ye üyeliği, kimi ülkelerde iç politika malzemesi yapılmayacak, seçimlerde istismar aracı olarak kullanılamayacak kadar hayatidir.

BASIN ÖZGÜR  

Son haftalarda, basın üzerinde, ifade özgürlüğü üzerinde baskı, kısıtlama, yasaklama olduğuna dair iddialar gerçeği yansıtmıyor. 8 yıl öncesine kadar, çetelerden ve mafyadan talimat alarak manşet atan bazı basınyayın organları, bugün tamamen özgür biçimde yayınlarını sürdürmektedir. Herkes, özgürce, eleştirilmekte; anlaşmazlıklar ise hukuk çerçevesinde ele alınmaktadır. Bazı tutuklama ve gözaltıların Avrupa'da basın özgürlüğüne müdahale olarak algılandığını biliyoruz. Avrupa'da, darbeleri teşvik eden onlarla ilişkili gazete ve gazetecilerin olmadığını da hatırlatmak isterim.  

Şu anda Türkiye'de, tutuklu ve hükümlü olarak 26 gazeteci hapistedir. Bu gazetecilerden hiçbiri, gazetecilik faaliyetinden dolayı tutuklanmış değildir. Son dönemde yaşanan gelişmelere ilişkin haberleri, Avrupa'nın belli çevrelerden değil, daha objektif kaynaklardan edinip değerlendirmesini temenni ediyoruz. Az önce AKPM Genel Sekreteri Jagland'la bu konuyu görüştük. Kendisine 'yardımcılarınızı ülkemize gönderin. Yerinde gelip incelemeleri kaynağında yapsınlar. Bunun böyle olmadığını görecekler' dedim.  

(Yargıdaki bazı kurumlar ifade özgürlüğünü kısıtlamak için kullanılmıyor mu?) Yazılarından, düşüncelerinden dolayı değil çeşitli suç örgütleriyle, darbecilerle olan ilişkileri sebebiyle bir yargı süreci söz konusu. Bunları yargı belgelediği için yürütmeye bir görev verilmiştir. Yürütmenin bir adım atması söz konusu değildir. Temenni ederim ki bunlar da bir an önce neticelensin. Uzun süreli tutukluluk noktasında da rahatsızız. Ne kadar süratle neticelendirirlerse bizler de memnun oluruz.  

(İmamın ordusu kitabı sansüre uğradı. Ahmet Şık tutuklandı. Bunun sebebini söyler misiniz?) Bu kitapları toplatan ben değilim. Basılmamış dediğiniz kitapla ilgili, hani bu tutuklanan medya mensuplarının belge bilgileri dediğimiz olay var ya işte bu belge bilgiler ardından neyin geldiğini gösteriyor ki yargı, yürütmeye 'bu hazırlığın üzerine gidin' diyor. Bunun üzerine gidildiğinde ortaya bu çıkıyor. Bombayı kullanmak suçtur. Ama bombanın hazırlanmasındaki malzemeleri kullanmak da suçtur. Bombanın kullanılmasında ne varsa, bunun ihbarı gelmişse güvenlik güçleri bunu toplamaz mı? Gider onları alır.  

Eğer daha önce gelmiş bilgiler içinde bu tür hazırlıkların olduğu varsa, yargı kararını vermiştir, güvenlik güçlerimizden 'şu adreste bir hazırlık vardır gidin onu alın' demiştir. Bu kitap daha sonra internet sitelerine girmiştir. İçinde ne var, orda var. Bu, yürütmenin yapmış olduğu bir eylem değil, yargının aldığı bir karardır. Hep işinize geldiğinde bağımsız yargıdan bahsediyorsunuz ama Türkiye'ye gelince bağımsız yargı istemiyorsunuz. Yürütmeye bağımlı yargı istiyorsunuz. Türkiye'de yürütmeye bağımlı yargı yok. Bağımsız yargı var.

SEÇİM BARAJINI SİZE SORMAYIZ  

('Neden Türkiye'deki seçim yasasındaki yüzde 10'luk barajı indiremediniz?) Şu anda ben Fransa'da Romanların ihraç edildiğini görüyorum. Demokrasi bu mu? Fransa'da kişisel inanç özgürlüklerine saygının olmadığını görüyorum. Türkiye'yi yargılayanlar önce kendilerine bir baksınlar. Yüzde 10 barajını indirmek ya da indirmemek demokrasiyle ilgili bir sorun değildir. AB'de de yüzde 7-8 barajı var. Ülkemize yeni sıkıntılar yaşatmak istemiyoruz. Yeri geldiğinde halkımızla müzakeresini yaparız, indirin diyorsa indiririz. Ama bunu size soracak değiliz.  

(Dini azınlıkların ibadet yerlerine erişim hakkına sahip olduğunu nasıl ispat edersiniz?) Sizi ben Türkiye'ye davet etmek isterim. Türkiye'yi yakından takip etmiyorsunuz. Duyduklarınızla hareket ediyorsunuz. Arkadaşımız Fransız mı? Ama Türkiye'ye de Fransız. Türkiye'ye çok Fransızsınız. Ortodoks patriği seçilmesi Lozan anlaşmasına göre St. Sinod Meclisi'nde yapılır. TC vatandaşı olmadığı halde şu andaki Ortodoks patriğinin seçimine biz göz yumduk. Şu anda bizim vatandaşımız durumundalar. 'Sümela Manastırı'nda ayin yapmak istiyoruz', dediler. 'Hay hay' dedik. Tarsus'ta Alman dostlarımıza her yıl gelip ayin yapabilirsiniz dedik. Van'da Ermeni Ortodoks kilisesi kendi kasamızdan restorasyonunu yaptırıp ibadete açtık. Ülkemizde bizim ne kadar farklı dini azınlık varsa hepsinin ibadetini yapması noktasında sigortası benim.  

(Türkiye Ermenistan'la protokol imzaladı. İmzanızın anlamı nedir?) Sınırın kapalı tutulması veya açılmasıyla ilgili olarak Ermenistan halkının hak ve hukukunu koruma noktasında taahhütlerimiz var. Biz kardeş Azerbaycan halkının, hakkı ve hukukunu da Ermenistan'a yediremeyiz. Adımlar atılsın biz kapıları açmaya hazırız. Ermenistan yönetimi diasporaya karşı ürkeklik içinde. Biz kimseden ürkmüyoruz. Ermenistan diasporaya karşı ürkekliğini atabilirse bu sorun çözülecektir. Yoksa bizim Ermenistan'a karşı kin ve nefret duygumuz söz konusu değildir.

AB'den heyet geliyor

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "Türkiye'de basın özgürlüğünü gelin yerinde inceleyin" çağrısı üzerine Avrupa Konseyi Türkiye'ye bir heyet gönderme kararı aldı. Genel Sekreter Jagland, Erdoğan ile görüşmesinde, basın özgürlüğü konusunun ayrıntılı bir şekilde gündeme geldiğini söyledi. Erdoğan'ın konuşmasının ardından basın mensuplarının yanına gelen Jagland basın özgürlüğü konusundaki gelişmelerden "endişe duyduklarını" söyledi, heyetin en kısa zamanda Türkiye'ye gideceğini belirtti.

Ermeni dostu ve De Gaulle hayranı

Doktor bir ailenin kızı olan Muriel Marland-Militello, 30 Haziran 1943'te Fransa'da doğdu. Paris Üniversitesi'nde Doğu dilleri ve siyaset bilimi üzerine öğrenim gören Marland-Militello, daha sonra Fransa'nın eski OECD Daimi Temsilcisi ve Legion d'honneur (Onur Nişanı) sahibi Büyükelçi Philippe Marland ile evlendi. 2002'den bu yana iktidardaki Halk Hareketi Birliği bünyesinde (UMP) milletvekilliği yapan, Fransız Parlamentosu'ndaki Ermeni Dostluk Grubu'nun da başkan yardımcılığını yürüten Marland-Militello, Ocak 2011'de Dağlık Karabağ'ın Azerbaycan toprağı olmadığını teyid eden bir deklarasyona imza atan 30 kişi arasında yer almıştı. Fransız siyasetçi internet sitesinde, siyasete Fransa'nın efsanevi lideri Charles de Gaulle'e duyduğu hayranlık nedeniyle girdiğini belirtiyor.

DIŞ BASIN NASIL DEĞERLENDİRDİ?

WALL STREET JOURNAL: Türkiye'nin açık sözlü Başbakanı Erdoğan'a Fransızlardan bahsetmeyin. Bu aralar, Türkiye'de Fransızları eleştirmek çok prim yapıyor. Analistler Erdoğan'ın çıkışını ikinci "One minute" olayı olarak nitelendirmeye başladı bile.

REUTERS: Erdoğan, peçe yasağını uygulamaya koyan Fransa'yı dini özgürlükleri ihlal etmekle suçladı. AFP: Erdoğan, Avrupa'nın, Arap dünyasından yükselen özgürlük çağrılarını dikkate alması ve desteklemesi gerektiğini söyledi.

'BU ŞAKAYI ASLA UNUTMAYIZ'
Avrupa Parlamenter Meclisi Sosyalist Grup Başkanı Andreas Gross, "Başbakan'ın kullandığı 'Fransız kalmak' esprisi çok hoşuma gitti" derken Başbakanın tepkisinde haklı olduğunu söyledi. NTV'de konuşan Gross, "Asla unatamayacağımız bir şaka oldu. Ben de bazen Fransızların, çok da fazla bilgi sahibi olmadıkları konularda konuştuklarını düşünüyorum. Bazen diğer insanları küçümsüyorlar. Bence Fransızların bir kısmı gayet de hak ediyor. Ben de yapacağım bundan sonra bu şakayı" diye konuştu.


Yahya Bostan - Sabah




Bu haber 1,085 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,938 µs