Müze müdürü şövalyelere özendi!
0 0 0000 00:00 tsi
Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi zindanındaki yazı ile ilgili iddialar farklı bir boyuta taşındı. Müze müdürü sadece yazıyı yazdırmamış, kendi amblemini de tarihi eserlerin üzerine kazıtmış.
Hafta başında Sabah Gazetesi manşetinde, Bodrum Sualtı Müzesindeki zindanın girişinde bulunan 500 yıllık "Tanrının Bulunmadığı Yer" anlamına gelen "Inde Deus Abest" sözlerinin şikayet üzerine silineceğini duyurmuş ve haber gündeme bomba gibi düşmüştü. Tarihi eserlere saygısızlıkla suçlanan Bakan Koç, basın mensuplarını uyarmış ve Yazının 500 yıllık değil, 12 yıllık olduğunu hatırlattıktan sonra, Güvendiğiniz kişiler bir ay sonra sizi mahcup edebilir siteminde bulunmuştu.
Tartışmaya yeni bir boyut ekleyen ise iki gün önce yazının eski değil sahte olduğunu ileri süren Murat Bardakçı oldu. Bardakçı, Hürriyet Gazetesindeki yazısında, klasik dönem Latincesinde U harfinin kullanılmadığını, U yerine V yazıldığını, dolayısıyla zindan girişindeki yazının eski değil, sahte olduğunu belirtmişti.
Yazıyı tarihi eserin üzerine kazıttığı gerekçesiyle eleştirilerin hedefi haline gelen Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesinin eski müdürü Oğuz Alpözen iddiaları yanıtlamaya çalışırken Bardakçı, Alpözenin bir skandalını daha ortaya çıkardı. Bardakçıya göre Alpözenin kendisine şövalye arması çizdirdiği, mermere işlettiği armaları kaledeki caminin minaresiyle müzenin 5 değişik yerine monte ettirdiği ve yine kaledeki bir kuyunun kapağına da kendi adından ilham alarak Oğuz boylarının sembolünü kazıttığı ortaya çıktı.
İşte Bardakçının söyledikleri:
BODRUM Sualtı Arkeoloji Müzesindeki zindanın girişinde yeralan ve "Tanrının Bulunmadığı Yer" anlamına gelen "Inde Deus Abest" sözlerini bir teknisyene yazdırdığı iddia edilen müzenin eski müdürü Oğuz Alpözenin kendisine şövalye arması çizdirdiği, mermere işlettiği armaları kaledeki caminin minaresiyle müzenin beş değişik yerine monte ettirdiği ve yine kaledeki bir kuyunun kapağına da kendi adından ilham alarak Oğuz boylarının sembolünü kazıttığı ortaya çıktı.
Eski yüzyıllarda Bodruma hákim olan Saint Jean Şövalyeleri tarafından Bodrum Kalesinin kumandanlığına tayin edilenlerin kendilerine arma yaptırıp mermere kazıtmaları ve bu mermerleri kale duvarlarına koymaları bir gelenekti. Şövalyelerin bu ádetini yüzyıllar sonra yeniden hayata geçirmeye çalışan Oğuz Alpözenin arması, altta yan yatmış bir anforanın üzerinde ayyıldız, onun üzerinde de çift kuleli bir kaleden oluşuyor.
Müzede, Oğuz Alpözenin yedi ayrı yerinde arması bulunuyor. Karyalı Prenses, Uluburun ve Cambatığı salonlarının giriş kapılarının üzerinde ve Komutan Kulesinde birer "Alpözen arması" var. Kendisinden önce görev yapmış olan müdürlerin isimlerini de arma halinde mermere nakşettiren Alpözen, Geçitkuleye bu armalarla birlikte kendi armasını yerleştirmiş. Altıncı arma ise çok daha ilginç bir yerde bulunuyor: Alpözen, Refahyol iktidarı döneminde büyük tartışmalardan sonra inşa edilen minareye de armasını koydurmuş ve arma, minarenin şerefesine çıkan müezzin ile aynı hizada duruyor. Armaların bazılarında şekillerle beraber "Oğuz Alpözen" kelimeleri, bazılarında ise sadece "O.A." harfleri yazılı.
Oğuz Alpözenin ismini "ölümsüzleştiren" bir diğer işaret ise, Uluburun batığının sergilendiği salonun avlusundaki kuyunun üzerine nakşedilmiş. Sergi salonunun altında eski devirlerden kalma bir sarnıç, avlunun kenarında da sarnıçtan su çekmeye yarayan bir kuyu var. Birkaç yıl öncesine kadar sıradan bir kapakla örtülen kuyunun üzerine taca benzer bir iláve yaptıran Alpözen, yeni kısımdaki çıkıntılara iki ayyıldız koydurmuş ve ayyıldızların ortasına da adından esinlenerek Oğuz Boyunun işaretlerini kazıtmış.
Kendi armalarını kendileri yapan "Hidalgo"ların, yani Ortaçağda yaşamış topraksız şövalyelerin arma heveslerini çağrıştıran Bodrumdaki bu arma macerasının ayrıntılarından sonra, bir hususu yeniden hatırlatmam gerekiyor:
Önceki gün "Latince kitabelerde U harfi yerine V kullanılır, Bodrum Arkeoloji Müzesindeki zindanın girişinde bulunan ve tartışmaya konu olan yazı hatalıdır, dolayısıyla da yenidir" diye yazdım ve kitabelerden yahut Latinceden anlayan-anlamayan çok sayıda kişiden değişik yorumlar geldi.
Şimdi tekrar söyleyeyim: Latince kitabelerde "U" harfi yerine "V" kullanılır. Oğuz Alpözenin iddiama cevap olarak gösterdiği kitabenin üçüncü satırındaki "CAPITANEVS" kelimesinde de "U" değil, "V" vardır, bu harf satırdaki boşluğu doldurmak maksadıyla diğerine göre geniş şekilde kazılmıştır, "E" ve "U" harfleri zaten birleşmez ve bu, kitabelerde sık rastlanan bir durumdur. İsimlerinin başında "Latince profesörü" unvanını taşıyan ve "Zindanın girişindeki Latince cümle eski devirden kalmadır" iddiasında bulunan kişilerin de klasik kaligrafi bilgilerini gözden geçirmeleri gerekir.
iyibilgi haber merkezi
Bu haber 460 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle