Cumhurbaşkanını halk seçmeyecekse
0 0 0000 00:00 tsi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendisinin 'Çankaya kriterleri'ni açıkladı, bu arada çeşitli tartışmalarla ilgili görüşlerini de belli etmiş oldu. Belli olan görüşlerden biri, Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesi tartışmasıyla ilgili. Başbakan Erdoğan buna yanaşmıyor.
Halen sürmekte olan cumhurbaşkanlığı ile ilgili tartışmanın yapılıyor olmasının yegâne sebebi olası cumhurbaşkanı adayının eşinin başının kapalı olma ihtimali değil ve olmamalı. Bizim aslında Cumhurbaşkanı'nın sistem içindeki yerini, demokrasi içindeki ve siyaset içindeki yerini tartışmamız lazım.
Bugün Anayasamızda var olan yetkileriyle Cumhurbaşkanları pek çok açıdan sistemin merkezi ve bir nevi sigortası durumunda. Tabii, iktidarla aynı partiden veya onunla olağanüstü bir uyum içindeki cumhurbaşkanları söz konusu olduğunda bu 'sigorta' görevi yeterince işlemiyor. Diğer durumda ise Meclis iradesi ile Cumhurbaşkanı çatışıyor durumu doğuyor.
O yüzden, eğer bugünkü yetkilerde bir değişiklik olmayacaksa, bir-iki ilave yetki verilerek (seçim ilan etme yetkisi dahil) Cumhurbaşkanı'nı halkın iki turlu bir seçimle seçmesi, Çankaya tartışmalarını bitirebilir. Çünkü Cumhurbaşkanı da meşruiyetini doğrudan yüzde 51'lik halk oyundan almış olur.
Ama eğer Başbakanımız bu konuyu hiç tartışmadan kestirip atacaksa ve tercihi Cumhurbaşkanı'nın mevcut sistemle seçilmeye devam etmesiyse, o zaman belki de Cumhurbaşkanı'nın yetkilerini kısıtlamayı ciddi biçimde tartışmalıyız.
Yetkileri çok azaltılmış (sadece kanunları geri göndermek, yayımlamak veya Anayasa Mahkemesi'ne başvurmakla sınırlanmış, atama yetkisi ise sadece müsteşarlar için işleyen, tek başına hiçbir şey yapamayan sembolik düzeye indirilmiş) bir Cumhurbaşkanı da bir çözüm olur. O zaman sahiden yürütme sisteminin merkezi Başbakanlık olur, yasamada tanınan az sayıda yetkiyle Cumhurbaşkanları bir nevi sigorta olmaya devam ederler.
Bu saydığım iki seçenek, yani ilave yetki verip Cumhurbaşkanı'nı halka seçtirmek veya yetkilerini budayıp mevcut seçim sistemini
korumak hemen gerçekleştirilebilir şeyler. Ve açık söyleyeyim, halkın kesin isteği de Cumhurbaşkanı'nın doğrudan seçimle seçilmesi yönünde.
Ancak kişisel görüşüm, bu iki yöntemin de aslında Türkiye'de demokrasinin ve yönetsel yapımızın kusurlarını gidermeye yetmeyeceği yolunda.
Cumhurbaşkanı'nı bu sistem içinde doğrudan halkın seçmesi halinde yönetimde iki başlılık kaçınılmazlaşacaktır. Cumhurbaşkanı'nın
yetkilerinin sınırlanması ise zaten var olan kuvvetler birliği eğilimini iyice arttıracaktır.
Ve her iki durumun da kendine göre çok ciddi sakıncaları var, unutmamak gerek.
Bana göre yapılması gereken, Cumhurbaşkanı'nı halka seçtirirken ona kendisine bir hükümet oluşturma yetkisi de vermektir. Yani, sert kuvvetler ayrılığı prensibini hayata geçirip yürütme ile yasamanın tek bir güce dönüşmesi önlenmelidir.
Bunun anlamı başkanlık sistemidir.
Neden başkanlık sistemi? Sorunun yanıtını aramaya yarın devam edelim.
Bu haber 243 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle