Ülkeyi güçlü yapan ordu değil politik siyasi yapısı

8 Nisan 2011 08:27 tsi
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, resmi ziyaret için gittiği Endonezya dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı...

Cumhurbaşkanı Gül, bir ülkeyi güçlü yapan şeyin siyasi yapısı olduğunu belirterek “Demokrasinin, hukukun olduğu yerde ekonomi hızlı yükselir; olmadığı yerde zenginler yatırımı dışarı yapar” dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bir ülkeyi yapan şeyin silahlı kuvvetlerinde olmadığını belirterek  “Bir ülkeyi güçlü yapan o ülkenin siyasi yapısıdır” dedi. Gül, resmi ziyaret için gittiği Endonezya dönüşünde uçakta gazetecilerle yaptığı sohbette şunları şöyledi: “Demokrasisi hukuku, bu olunca ekonomi onun üstüne yükseliyor. Hukukun olduğu yerde ekonomi  hızlı yükselir hukukun olmadığı yerde zenginler yatırımı dışarı yapar. Hukuk ve ve güvenlik teşkilatınız da güçlü olacaktır. Dünyanın bu günkü gerçeği budur.”

Nihai kararı savcılar verecek

1.7 milyon üniversite adayını ilgilendiren sınavla ilgili tartışmalar konusunda Gül, şunları söyledi: “Başkandan (ÖSYM Başkanı Ali Demir) bilgi almıştım. Bana anlattı. Bir ana kitabın olduğunu 1.7 milyon kişiye ayrı kitap basıldığını, basına dağıtılan nüshanın öğrencilere verilmediğini söyledi. Bana, tatmin oldunuz mu denildi? Ben de kendi açımdan ‘tatmin edici buldum’ dedim. Bu demek değildir ki nihai olarak konuyla ilgili bir karar verdim. Burada hepimizi tatmin edecek olan savcılar esastır. Gazetelerde bu yönde bazı serzenişler gördüm. Nihayet oraya başkanı tavsiye üzerine atayan kişiyim. Kendisinden aldığım bilgiler bana mantıklı geldi. Ama ne diyecektim?  Bilimadamı olarak bana olup bitenleri bütün açıklığıyla anlattıktan sonra yok deyip de öğrencilerin kafasını mı karıştıracaktım.”

En ufak bir şüphe olmaması lazım

‘Bu tür sınavlarda hep sorunlar yaşandığı’ yorumları üzerine Gül şunları söyledi: “Çok önemli değişiklikler yapıldı.Her şey şeffaf. Türkiye’de insanların hiç şüphe altında kalmayacağı bazı işler vardır. Biri budur. Üniversiteye giriş imtihanlarıyla ilgili en ufak bir şüphe en ufak bir tereddüt olmaması lazım.”

Ortadoğu’da artık diktatörlük olmaz

CumhurbaŞkanI Gül’le uçakta yaptığımız sohbet Kuzey Afrika’daki halk olaylarına geldi. Gazetecilerin “Ortadoğu’da bir kökten dincilik korkusu var. Bu korku devam ederse Ortadoğu’nun tekrar diktatörlüğe meyil etmesinden endişe duyuyor musunuz” sorusu üzerine Gül “Hiç endişem yok. Bugünkü dünyada mümkün değil. Mısır’da konuştuğum generallerde durumun bilincinde. Bu korku istismar edilen bir olay. Türkiye’de de bir dönem olmadı mı? Bunlar yaşadık. Türkiye ile ilgili olmadı mı” dedi.

Generallerin hepsi çok realist

Mısır’ın “toparlayamazsa” bölgedeki durumun ne olacağı sorulduğunda ise Gül, şunları söyledi: “Hayır hayır o kanaatte değilim. Ben Tantavi dahil tüm generallerle üç saat çok açık konuştum. Hepsi gayet realist. Tüm siyasi hareketlerin başkanlarıyla karma olarak hepsiyle oturdum konuştum. Beş dakika boş vaktimiz olmadı. Onları da çok gerçekçi buldum.  Hıristiyanlar, Müslümanlar hepsi bir aradaydı. Hıristiyanların temsilcisi Kifaye de oradaydı hepsi kol kola.

Sorumluluk ve demokrasi törpüler

Ben onlara (Mısırlı generallere) şunu söyledim: ‘Sizi korkuturlar. Bırakırsanız fundamantalistler gelir derler. Bunlara kulak asmayın’ dedim. Sorumluluk ve demokrasi herkesi törpüler. Hak ve hukuk şeffaflık, adalet söz konusu olduğunda demokrasi daima marjinal şeyleri hizaya  getirir. Herkese hitap eder hale getirir. Tabi şunu eklemeliyim, şiddete zora karışan, zorla birisine birşey empoze etmeye çalışan, birisini değiştirmeye çalışan gruplar muhakkak ki her yerde var. Ben bunları bu değerlendirmemin dışında tutuyorum.”

Peres’e davet geri adım değil

CumhurbaŞkanI Gül’e İsrail Cumhurbaşkanı Peres’in en yoksullar konferansına çağrılması da soruldu. Gül, “Perez’in davet edilmesi taviz gibi algılandı...” hatırlatması üzerine şöyle dedi: “Türkiye’nin İsrail’den talepleri ve beklentilerinde en ufak bir gerileme söz konusu değil. Bu toplantıyı BM ile birlikte yapıyoruz. En az gelişmiş ülkeler zirvesi. BM’ye üye olan bütün dünyadaki devletlerin devlet başkanlarına davet gidiyor.

Başkasına bakıp hareket etmedik

Öyle ülkeler vardır ki birbirleriyle savaş halindedir ama bir toplantı yapılıyorsa o çerçevede gelir. BM’nin New York’taki toplantısına İran da gider, Libya da gider. Herkes nasıl giderse bu da öyle... Biz de kuralları uyguluyoruz. Yoksa toplantının Türkiye’de yapmamak gerekir. Biz başkasına bakarak hareket etmedik. Özgüveni olan bir ülkenin yapacağı bir davranış bizimki. Davet etmemeyi hiç düşünmedim doğrusu. Başka bir sebeple biz birisini davet etmez isek, öbürleri de ben gelmem derse gelmezsen gelme deriz o başka. Geçmişte böyle şeyler de oldu bazen.”

BM’nin yapılanması tartışılıyor

Gül, “BM’nin alınan İsrail kararlarını uygulamadığı ama Müslüman ülkeler sözkonusu olduğunda kararları uygulamada hiç tereddüt etmediği” yorumu üzerine şu değerlendirmeyi yaptı: “Biliyorsunuz. İsrail ile ilgili ne karar alınırsa alınsın veto eden bir ülke  var. O kararları haklı ya da haksız ayırımı yapmaksızın gözü kapalı bir şekilde veto eden bir ülke var. Onun için BM’nin yeniden yapılandırılması dünyanın en büyük sorunlarından birisi... BM hala ikinci dünya savaşı sonrasının şartlarını taşıyor. Uluslararası arenada bunlar konuşuluyor.”

Filistin hallolursa dünya rahatlar

Endonezya Cumhurbaşkanı’yla görüşmesinde Filistin konusunun da gündeme geldiğini kaydeden Gül, şunları söyledi: “Filistin meselesi sadece Arap dünyasını veya Filistin halkını ilgilendirmiyor. Dünyanın en uzak noktası Endonezya’dan Filipinler’e ta Afganistan’a kadar bir çok olaylar kendisini Filistin’deki haksızlıkla gerekçelendiriyor. Ekstrem şeylere kaynak oluyor. Onun için Filistin meselesinin çözülmesi dünyaya büyük bir rahatlama getirecektir. Her yerdeki problemlerin çözümüne büyük katkısı olacaktır.”

star

Bu haber 851 defa okundu.