Özal siyaseten şimdi öldü!

0 0 0000 00:00 tsi
Demokrat Parti tekrar kuruluyor. DYP-Anavatan Demokrat Parti çatısı altında birleşiyor. Ancak Anavatan ve DYP’nin ağır topları bu birliktelikten rahatsız. Aydın Menderes “millet değil devlet kurdurdu” diyor. Devlet derken Demirel’i

Osmanlı modernleşmesinin önemli isimlerinden Ali Paşa’nın yaptığı bir analiz günümüzde hala geçerliliğini koruyor. Ali Paşa Osmanlı Devleti’ndeki siyasi yapıyı şu şekilde tarif ediyor: Bir devlette iki türlü güç bulunur. Birisi aşağıdan gelir, diğeri yukarıdan. Bizde yukarıdan gelen gücü dengeleyecek alt kuvvet yok. Yukarıdan gelen güç öylesine baskındır ki onu dengelemek için Avrupa sefaretlerini papuççu muştası gibi kullanmak zorunda kalıyoruz.

Ali Paşa’nın aslında günümüzü de resmeden bu değerlendirmesi yaptığımız kimi tartışmalara açıklık getirecek mahiyette. Her ne kadar gelişen Türk demokrasisi aşağıdan yani halktan gelen gücü belli oranlarda etkin hale getirmeyi başardıysa da son elli yılda Türk demokrasisinin tecrübe ettiği dört askeri darbe aşağıdan gelen bu gücü oldukça zayıflattı. Öte yandan son olarak 12 Eylül’de gerçekleşen “aşağıdan gelen gücü zayıflatma” girişimi ise Turgut Özal’ın yükselişi ile eridi.

Turgut Özal’ın ölümünün üzerinden on yıldan fazla bir zaman geçti. Ancak Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Özal, bugünlerde sıklıkla hatırlanıyor. Özal’ın dışa açık, liberal, demokrat ve özgürlükçü, toplumun dinamiklerini hesaba katan siyasi ilkeleri tekrar bir çatışmanın ortasında kalmışa benziyor. 

Siyasetin duayenleri Özal ile Demirel ilkeleri arasına kalın bir çizgi çekiyor. Özal’ın “aşağıdan gelen güç ile uyumlu” siyaseti, Demirel’in “topluma rağmen yukarıdan belirlenen” siyaseti ile bugüne kadar çatıştı durdu. Uzun siyasi yaşamında darbelerle sık sık yüzleşip şapkasını alıp gitmesinden midir nedir, Demirel’in kimi kırılmalarda toplum mühendisliğine soyunduğu bilinen bir gerçek. Daha doğrusu o toplum mühendisliğine ortak olduğu… Özellikle 28 Şubat süreci sonrası gelişmelerde Demirel’in nasıl inisiyatif kullandığı, siyaseti “yukarıdan” belirleme çalışmalarına nasıl doğrudan katkı sağladığı çeşitli tartışmalarda sık sık gündeme geliyor.

Bu çerçeve içerisinde, Anavatan ve DYP’nin birleşmesi nasıl yorumlanabilir? Eğer DYP’nin önemli isimlerinden Aydın Menderes’e kulak verirsek, iki partinin birleşmesinden oluşan Demokrat Parti’nin toplumsal bir talep sonucu oluşmadığı, “siyaseti yukarıdan belirlemeye çalışanların” bir girişimi olduğu söylenebilir. Menderes bu partinin “millet değil, devlet tarafından” kurulduğunu belirtiyor. Yani Demokrat Parti “bürokratik elitin” toplumu belirleme, yönlendirme çalışmasının bir ürünü olarak ortaya çıkıyor. Toplumsal taleplere hitap etmiyor. Özal’ın mirası Anavatan’ın da bu çalışma içerisinde yer alması “Özal siyaseten şimdi öldü” yorumlarına neden oluyor. Çünkü Demirel inisiyatifinin etken olduğu “yukarıdan” kurulan bu parti ile Özal’ın halka dönük, gücünü ve meşruiyetini halktan alan, toplumun talep ve dinamiklerini hesaba katan siyasi ilkeleri rafa kalkıyor.

www.iyibilgi.com

Bu haber 300 defa okundu.