Dolmabahçe’de neler konuşuldu?

0 0 0000 00:00 tsi
Önceki gün Başbakan ile Genelkurmay Başkanı iki saati aşacak şekilde baş başa görüştü. Erdoğan'ın Dolmabahçe Sarayı'ndaki ofisinde yapılan görüşmede neler konuşuldu? İşte son duyumlar...

Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut'un konu ile ilgili yazısı....

"Dolmabahçe’de neler konuşuldu?

Önceki gün Başbakan ile Genelkurmay Başkanı iki saati aşacak şekilde baş başa görüştü.

Konu hakkında bir açıklama olmayınca da ister istemez spekülasyon başlıyor

Globalleşme sürecinin tam göbeğinde yer alsa da dış etkenlere bağımlılığı hayli fazla olan Türkiye, bütün bu özelliklerine rağmen dışarıya hayli kapalı bir yaşam sürmeye çalışıyor.

Kendi içine kapalılık, azgelişmişliğin bir göstergesidir aslında...

Türkiye, ekonomik dinamizm açısından hayli dinamik bir şekilde dışarıya açıktır ama siyaseti ve sorunlarımızı ele alış biçimimiz-alışkanlıktan olsa gerek-hâlâ çok fazla lokal ve taşralı.

Siyasetçimizde lokal sorunlara hakimiyet bekliyoruz da esaslı bir dünya görüşü ve felsefe beklememiz de bu nedendendir.

Önceki gün Başbakan ile Genelkurmay Başkanı iki saati aşacak şekilde baş başa görüştü.

Konu hakkında bir açıklama olmayınca da ister istemez spekülasyon başlıyor.

Bir demokraside yapılabilecek en büyük yanlışlardan birisi budur.

Üst düzeyde bir buluşma yapılıp basına bilgi verilmezse, basın özgürlüğünün olduğu yerde spekülasyonu engelleyemezsiniz.

Basın ve hükümet sözcüleri, işte böyle kritik günler için vardır.

Ulusal güvenlikle ilgili açıklanmaması gereken konular da görüşülmüş olabilir tabii... Ama öyle şeylerin de bir makul anlatılma biçimi vardır muhakkak.

Arayan, istekli olan yöntemini de bulur.

Bu gibi buluşmalardan sonra açıklama olmaması tehlikelidir de...

Çünkü özellikle bizim gibi ekonomisi söylentilere çok duyarlı ülkelerde açıklama olmaması yanlış anlamalara ve krizlere yol açabilir.

Dolmabahçe’de neler konuşulduğunu Başbakan veya Genelkurmay Başkanı’ndan biri direkt açıklama yapmazsa öğrenemeyeceğiz şimdilik, öyle gözüküyor.

Aslında ideali Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’nın birlikte basının önüne çıkıp söyleyebileceklerini söylemeleridir.

Bunun hayal edilmesi bile insana mutluluk veriyor. O basın toplantısı Türk demokrasisinin sembol fotoğrafı olsaydı iyi olmaz mıydı?..

Neyse hayali bırakalım, gelelim gerçeklere... Madem şu anda konu hakkında spekülasyon var, o zaman ben de katılayım kervana ve Dolmabahçe’de neler konuşulduğunu düşündüğümü söyleyeyim.

Bence Dolmabahçe’deki görüşmede terör ve yapılabilecek dış operasyonlar konuşuldu.

Lütfen unutmayalım; Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt 12 Nisan’da çok önemli bir konuşma yaptı.

Bu konuşmanın yapıldığı yerde semboller taşıyordu ve birçok işaret gönderiyordu. Org. Büyükanıt ‘basın bilgilendirme toplantısı’ adı verilen bu toplantıyı Genelkurmay karargahında, kuvvet komutanlarının da hazır bulunduğu bir şekilde düzenledi.

Üzerinde hak ettiği şekilde ayrıntılı tartışılmayan bu konuşmada TSK, terör hakkında ve kendi lafıyla ‘terörün yaşama, eğitim ve lojistik destek alanı’ olarak gördüğü Kuzey Irak konusunda kapsamlı bir yeni doktrin ortaya koymuştur.

Bu açıklama internet sitesine konulan bildiriden çok daha önemlidir. Çünkü Türkiye’nin geleceği ile ilgilidir.

İnternet sitesinde, üzerinde fırtınalar koparılan bildiri ise çok konjonktürel, bir açıdan son derece de rutin olan gelişmeydi.

Biz o bildiriden sonra ‘siyasi kriz, darbe, ekonomik kriz’ diye tartışmaya başladık. Ortalığı toz duman kapladı ama o toz duman içinde ülke güvenliğini ilgilendiren esas tehlike de unutulur gibi oldu.

Oysa Genelkurmay’ın o tehlike hakkında görüşü netti ve 12 Nisan açıklamasında gereken uyarı yapılmıştı.

O konuşmada neler deniliyordu; bir kere daha anlatmaya gerek var galiba:

- Barzani’nin açıklamaları ve Kuzey Irak’taki PKK faaliyeti hakkında konuşan Büyükanıt; ‘bu açıklamaları asker olarak kabul etmemiz mümkün değil’ dedi. Vurgulamaya dikkat çekmek istiyorum; Genelkurmay Başkanı ‘asker olarak’ vurgulamasını yaparak Barzani ile diyaloga girebilecek sivil çevrelere dolaylı uyarısını yapıyor ve sonra da devam ediyor: ‘Kuzey Irak’a operasyon yapılmalı mı?’ diye sorduktan sonra Büyükanıt ‘iki unsuru var bu sorunun’ diyor ve hemen o unsurları açmaya başlıyor:

‘Birincisi asker olarak bakıldığında evet yapılmalı. Fayda sağlar mı? Evet sağlar.

İkincisi bir hudut ötesi operasyon için siyasi karar olmalı.’

İşte bütün bu yaklaşım asker ile hükümet arasındaki daha büyük anlaşmazlığın nüvelerini içeriyor.

Cumhurbaşkanlığı meselesinde de anlaşmazlık var tabii ki ama Kuzey Irak ve teröre yaklaşım konusu çok daha uzun vadeli ve ülke güvenliğini ilgilendiren bir anlaşmazlık konusu olarak ortaya çıkıyor.

Bütün bunların yanı sıra ilkbaharda terör örgütünün tekrar hareketleneceği de istihbarat kaynakları tarafından teyit edilen bir gelişme.

Havaların erken ısınması o hareketlenmenin tarihini öne çekmiş durumda. Genelkurmay Başkanı, terörle mücadele doktrinini ortaya koyduğu konuşmasında, terör örgütünün yaptıklarını, nasıl konuşlandığını ve içeriden nasıl siyasi destekler aldığını da anlatıyor.

Yaklaşan ve görünen bu tehlikenin püskürtebilmesi açısından hükümetin ve askerlerin tam bir koordinasyon içinde olmalarına gerek var.

‘Cumhurbaşkanlığı seçimi, internet bildirisi, darbe söylentileri’ derken askerler ile hükümet arasındaki ilişkiler çok gerginleşti. Yaklaşan terör dalgası karşısında bu, Türkiye’yi zayıf bırakan bir durumdur.

İşte bu nedenle Dolmabahçe’de öyle sanıldığı gibi internet bildirisinin filan görüşüldüğünü tahmin etmiyoruz.

Çünkü o konu aslında nettir. Taraflar söyleyeceklerini söylemişlerdir ve bu konu şimdilik askıya alınmıştır.

Şu anda asıl işleri Türkiye’nin güvenliğini sağlamak olan Başbakan ve Genelkurmay Başkanı baş başa görüşmelerinde yaklaşan ve görünen tehdide karşı koordinasyonun temellerini atmışlardır.

Eğer bir sınır ötesi operasyon gerekiyorsa-ki askerler gerektiği düşüncesindedirler-bu son görüşme sonrasında siyasi otoritenin operasyon için karara varması daha rahat olacaktır.

Vatandaşların, bizim okuyucularımızın devletten beklentisi, en azından bu konuda tam bir uyum göstermesidir.

Bu yazı da vatandaşlardan yazılmış bir mektuba aracılık yapmak amacını taşımaktadır aslında..."

Akşam 

 

Bu haber 236 defa okundu.