En Sıcak Konular

'Türkiye önemli aktör'

25 Mart 2011 08:51 tsi
'Türkiye önemli aktör'  

Türkiye çok karmaşık ve tehlikeli bir alanda rolünü arttırıyor...

Almanya’nın eski Dışişleri Bakanı Joschka Fischer’e göre Arap dünyası geri döndürülemez bir sürece girdi. Bu tarihi süreçte bölgede Türkiye’nin rolü giderek artıyor.

KAMU Diplomasisi Koordinatörlüğü’nün organize ettiği, Başbakanlık Başdanışmanı İbrahim Kalın’ın moderatörlüğünde düzenlenen “21. Yüzyılda Küresel Düzeni Yeniden Düşünmek” konulu konferans için Ankara’ya gelen Almanya eski Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da meydana gelen isyan hareketlerini ve Libya müdahalesini Star’a değerlendirdi.

Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da son aylarda yaşanan gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Öncelikle, durdurulamayacak tarihi bir hareketlenmeye tanıklık ettiğimizi düşünüyorum. “Arap Uyanışı” olarak adlandırılan bu süreci kimse öngörmemişti. Nasıl sonuçlanacağı da bilinmiyor. Otoriter rejimlerden kurtulmak isteyen, hukukun üstünlüğü ve demokrasi talep eden bu halkların yanında yer almalıyız. Avrupa’nın Akdeniz’de çok önemli çıkarları var, aynı şekide Türkiye’nin de. Süreç hepimiz için büyük bir etki doğuracak. Bu gelişmeleri bir tehdit değil fırsat olarak görüyorum.

Bu ülkelerden göç edenler düşündüğümüzde özellikle Avrupa için büyük riskler söz konusu. Avrupa buna hazır mı?

Bu halihazırda süren bir olgu. Hazır olmalısınız. 1989’da Berlin Duvarı yıkıldığında da biz de aynı şeyleri yaşamıştık. Batı’ya özellikle de Almanya’ya doğudan insan akını oldu. Bununla başa çıktık. İkinci olarak, geçici göç için yasal kapılar açmak da işe yarayacaktır. Diğer taraftan Kuzey Avrupa ülkelerinin ekonomileri daha iyi olsa da kuzey Akdenizli üyelerin o kadar değil. Fakat üye ülkeler bunun da üstesinden gelecektir.

Halk ayaklanmalarının yaşandığı ve bazılarında baskıcı liderlerin devrildiği bu ülkeler, tabandan bir demokrasi deneyimi yaşayabilecek mi?

Süreç ekonomik ve sosyal kalkınmayla birlikte ilerlerse evet. Libya ekonomisi fırsatlar sunuyor, Mısır’da biraz daha karmaşık. Şimdi yatırımlarımızı, ekonomik desteğimizi bu iki ülkeye yönlendirmeliyiz. Koca bir genç nüfusun ekonomik anlamda iyi bir geleceğe ihtiyacı var. Ama elbette herşey bir gecede olup bitmiyor. 

Peki bu ülkelerin geçmeleri gereken en önemli sınav nedir?

Dönüşüm. Biz Avrupalılar da 1989 sonrasında aynısını yaşadık. Hem zamana ihtiyaç var hem de maliyeti yüksek bir süreç. Sadece ekonomik, sosyal alan değil zihniyetler de değişim geçirmeli. Bu devrimler neden oldu diye sormak lazım. Ülkeler, genç nüfuslarına ekonomik ve sosyal bir gelecek sunmakta yetersiz kaldılar. Şimdi hepsinin başarısı bunu sağlayıp sağlayamayacaklarına bağlı. Mısır ve Tunus’ta eğitimli genç nüfus büyük rol oynadı. Askeri türden bazı yapılar olsa da, iktidarı teslim etmedikleri takdirde orada kalamayacaklar artık. Çünkü cin şişeden çıktı, geriye dönülemez.

Sosyal medya bu isyanlarda nasıl bir rol oynadı sizce?

Arap dünyası küreselleşmenin dışında değil. El Cezire gibi uluslararası televizyon kanalları var. Hepsi aynı dili kullanıyor. Ve yönetimler artık medyayı kontrol altına alarak, zihinleri kontrol edemezler. İnternet ve sosyal medya için de aynısı geçerli. Artık hiçbir şey gizli kalmıyor.

Sırada hangi ülkeler var?

Suriye büyük bir mesele. Türkiye’nin komşusu, güçlü ilişkileriniz var. Oradaki her türlü huzursuzluk ya da değişimin Türkiye’ye de etkisi olacak.

Ya Suudi Arabistan?

O en büyük mesele. Dünya ekonomisine katkısının büyüklüğü hesaba katılırsa... El Kaide’nin etkin olduğu Yemen’le de bağlantılı bir durum söz konusu. Çok büyük bir risk var.

Bahreyn’deki çatışmalar, bölgede bir mezhep kavgasını tetikler mi?

Bahreyn’de görünmeyen başka bir çatışma da Suudi Arabistan’la İran arasında. Çok tehlikeli bir durum bu. Umarım insanların taleplerine karşılık verilecek bir yol bulunur ve çatışmayı önleyecek reformlar yapılır. Umman, Körfez Emirlikleri, Ürdün gibi anayasal monarşi olma yolunda ilerlerlerse bu başarılır.

Son gelişmeler gösterdi ki AB’deki çelişkiler de büyüyor?

Kesinlikle. Hala klübe katılmak istiyor musunuz (gülüyor)? AB gerçekten iyi durumda değil. Önemli aktörleri arasında çelişkiler derinleşiyor. Özellikle de Almanya ve Fransa arasında işler iyi gitmiyor. Eğer bu ikisi arasında işler iyi gitmezse, AB de iyiye gitmez ne yazık ki.

Dağılma gibi bir risk olabilir mi?

Hayır. Çünkü herkes çok ağır bedel ödeyecektir bu durumda. Ama eylemlerimizde bölünmüşlükle karşı karşıya kalabiliriz. Şu anda Fransa ve İngiltere’nin birlikte hareket ettiğini görüyoruz. Ama bu sürdürülebilir değil. Durum ekonomik krizle, kuzey güney ayrımıyla iyice karmaşık hale geldi. Dış politika konusunda da Fransa ve Almanya arasındaki ayrılığa dayanan bölünmüşlük söz konusu şu anda. Sarkozy de Merkel de kendi ülkelerinde zayıf durumdalar, iç politikanın baskısı altındalar. Bu da hem AB, hem de dış politika konuları için bir talihsizlik.

Nicolas Sarkozy’nin Libya konusundaki çıkışını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Neticede BM Güvenlik Konseyi bu kararı almasaydı Bingazi Kaddafi’nin güçleri tarafından ele geçirilecekti. Bu bir felaket olabilirdi. Karar, rejim değişikliğini öngören bir karar değil. Buna Libya’nın kendisi karar verecek. Kaddafi’nin bir geleceği olacağına inanmıyorum. Ama bu uluslararası kolalisyonun işi değil. Onun işi insani bir felaketi önlemek, ‘uçuş yasağını’ uygulamak ve ülkeye silah girişini önlemek. Bu kadar.

Sarkozy’nin bunu iç politika meselesi olarak kullandığı söyleniyor.

Pazar günkü seçimi kaybetti, bunu unutmayın. Türkiye’yi Paris’e davet etmemek mantıksızlıktan da öteydi. Çünkü Türkiye bütün bölgede çok önemli bir rol oynuyor, NATO  mütefiki  ve AB’ye üyelik süreci devam ediyor. Sarkozy’nin motivasyonlarını sorgulayabilirsiniz ama yanlış motivasyonlar doğru bir sonuca götürüyorsa, aslolan sonuçtur. Tam tersi de geçerlidir. Bu politika.

Peki ya Almanya’nın tutumu?

Bingazi’nin ele geçirilmesini kabul eder miyiz? Hiçbirşey yapmazsanız bu evet demektir. Ben hayır tarafındayım, çünkü Kaddafi’yle eskiden olduğu gibi yürüyemeyiz. Çok ağır bedeller öderiz. Rusya ve Çin çekimser kaldı, benim ülkem de çekimser kaldı. Bu çok üzücü.

Türkiye, bu ülkelerin dönüşümünde  nasıl bir rol oynayabilir?

Türkiye çok karmaşık ve tehlikeli bir alanda rolünü arttırıyor. Bölge için de çok önemli ve pozitif bir örnek. Arap ülkelerinin çoğu Türkiye’yi bir başarı hikayesi olarak görüyor. Birçok reformcu, Türkiye’nin bir rol model olabileceğini düşünüyor. Bu ülkeniz için hem bir sorumluluk hem de fırsat; hem de hepimizin çıkarına bir durum.

İsrail- Filisitin gerilimi de son günlerde yeniden yükseldi. Neden şimdi?

Yıllar sonra Kudüs’e bir bombalı saldırı oldu. Roketler geri geliyor. İsrailli yerleşimcilerin masum çocukları katledildi. İki hafta önce İsrail’deydim, durum farklıydı. Bunun ardında “Arap Uyanışı”na karşı bir atak için İsrail-Filistin çatışmasını alevlendirmek mi var, bilmiyorum. Durum tehlikeli hale geliyor. Birilerinin bundan bir çıkarı olmalı. Ama İsrailliler ve Filistinliler’in birlikte yaşamaktan başka bir seçeneği yok. Bu da ancak toprakları konusunda uzlaşmaya varmalarıyla mümkün olabilir.

Nevra Yaraç - Star



Bu haber 1,786 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,912 µs