En Sıcak Konular

Cumhurreisi kimin reisi?

0 0 0000 00:00 tsi
Cumhurreisi kimin reisi? Cumhurbaşkanını halkın seçmesi gündemde. Bazı muhalefet partileri buna şiddetle karşı çıkıyor. Fehmi Koru, halka cımhurbaşkanını seçtirmek istemeyenleri analiz ediyor: "Onlar cumhurbaşkanını cumhurun başkanı yani 'halkın lideri' olarak görmüyor..."&nb

Yenişafak yazarı Fehmi Koru analiz ediyor....

Gözümüzün önünde cereyan eden olayın, arkasında yabancı damga da bulunan, daha önce birkaç kez yaşanmış bir projenin tekrarı olduğunu fark edelim artık. Halkın oyuyla seçilmiş hükümetlerin yerinden edilmesi, siyasi kadroların iradeleri üzerinde uygulanan baskılarla yönlendirilmesi, ya da siyasî sistemin işlevsiz hale getirilmesi projesi bu…

Geçmişte benzer projeler yüzünden yerinden edilen hükümetler oldu… Görevine devam eder görünme sevdalısı hükümetler çıktı, istemedikleri kararlara imza atmak zorunda bırakıldılar… Şimdiki onların değişik bir versiyonu: Birileri çeşitli bürokratik güçleri kullanarak sistemi kilitlemeye çalışıyor…

Yaşananı önceki örneklerden farklı kılan, işbaşındaki hükümetin, 'erken teşhis ve kesin tedavi' yöntemine başvurmasıdır. Başına getirilmek istenenin ne olduğuna, kimler tarafından teşvik edildiğine ve sonuç almak için kullanılan araçlara doğru teşhis koydu hükümet; derhal uygulamaya koyduğu tedbirler de şimdiye kadar etkili oldu. Hükümetin hemen erken seçime gitme kararı ve cumhurbaşkanını halka seçtirme girişimi projeyi sahneye koyanları şaşırtmışa benziyor.

Meclis'in erken seçim kararını ters yüz edemez, anayasayı değiştirip cumhurbaşkanını halka seçtirme girişimini boşa çıkartamazlarsa, uğursuz planlarını başarıya ulaştırmaları mümkün olmaz. Halkın denklem içerisine çekildiği her ortam onları devre dışı bırakır çünkü…

Bu süreçten hükümetin ve Ak Parti'nin tek başına çıkması mümkün değildir. Demokratik sistemden hayat bulan bütün güçlerin, siyasi partiler ve gerçek anlamdaki sivil toplum örgütlerinin de, sandığın halk önüne getirilmesine yardımcı olması gerekir. Bu da, bütün sivil güçlerin şapkalarını önlerine koyup yeni bir durum muhakemesi yapmasını gerektiriyor.

Özellikle de, cumhurbaşkanı seçimi sürecinde yanlış davranan siyasi partilerin…

CHP, her zamanki refleksleriyle tepki verince, yanlışlığa kapı araladı bu süreçte; cumhurbaşkanını cumhurun başkanı yani 'halkın lideri' olarak görmek yerine, 'devletin en yüksek bürokratı' olarak kabul etmekten kaynaklanan bir yanlış bu. Halkla ilişkisi kopuk bir devlet anlayışının günümüzde yeri olmadığını unuttu CHP liderleri…

Daha büyük bir yanlış ise CHP'nin peşine takılan Anavatan ve Doğru Yol partileri tarafından yapıldı. Uzun yıllardan beri ilk kez ele geçmiş bir fırsattı sivil birini Çankaya'ya cumhurbaşkanı olarak çıkarmak; Abdullah Gül'ün bilinen özellikleriyle halk tarafından o makama lâyık görüldüğünü de kolayca fark edebilirlerdi. ANAP ve DYP liderleri, ne hikmetse, bu kolay değerlendirmeyi yapamadılar. 'Halksız cumhuriyet' kitlelerden beklentisi olmayanların tercihi olabilir, ama siyasî partilerin böyle bir lüksü olabilir mi? Hele o partiler 'sağ' platformda siyaset yapıyorlarsa?

Projenin sahipleri hükümetin benimsediği 'erken teşhis-kesin tedavi' yöntemiyle kısmî bir felç yaşıyorlar; ancak bu durumun uzun süreli olup olmayacağı pek çok unsura bağlı. Bu unsurların en önemlisi de, gıdasını demokrasiden alan bütün sivil güçlerin, aynı kararlılıkla sandığın ortaya konması yolunda çaba göstermeleridir. Karar Meclis'ten de çıktı, ama ne olur ne olmaz; seçimi yaptırmama, cumhurbaşkanı halka seçtirmeme, süreci durdurma yolundaki telkinlere kulak asmamak gerekiyor.

Demokratik güçler oyuna gelmez ve Türkiye içine sokulduğu süreci demokratik sistemini zedelemeden aşmanın yolunu bir defa bulursa, bundan sonraki uğursuz projeler de işlevsiz kalacaktır. Unutmayalım: Dünyanın hiçbir yerinde demokratik haklar zahmetsiz kazanılmadı.



Bu haber 339 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,605 µs