6 Mayıs 2007: İki kıyamet senaryosu

0 0 0000 00:00 tsi
Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği Cumhurbaşkanlığı seçimleri ilk tur oylaması 6 Mayıs Pazar günü tekrar yapılacak. Şu an için Türkiye 22 Temmuz’daki erken seçime kilitlenmiş görünüyor. Ancak iyibilgi “6 Mayıs’a dikkat” diyor

“Son bir haftada Türk siyasetinde ne oldu” sorusunun yanıtı “ne olmadı ki” şeklinde özetlenebilir. Birlikte bakalım… Bir hafta önce AKP’nin Cumhurbaşkanı adayı açıklandı ve Türkiye aylardır tartıştığı “kim çıkacak” konusunu kapatıp başka ufuklara yelken açtı. Ardından Cuma günü Cumhurbaşkanlığı seçimleri ilk turu yapıldı. CHP birinci oturumu, Genel Kurul’da 367 milletvekili bulunmadığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne götürdü. Bu sırada, tam da o gece geç saatlerde, Türk demokrasi tarihine “27 Nisan muhtırası” olarak geçecek Genelkurmay bildirisi yayınlandı. Bitmedi… Ardından Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanlığı seçimleri ilk turunu iptal etti. O da yetmedi… Erdoğan erken seçim dedi ve ekledi: “Cumhurbaşkanını halk seçecek!”

İşte bir haftada olan biten bu… Sadece yukarıdaki paragraftan yaşadığımız son bir haftanın Türkiye’nin orta ve uzun vadeli geleceği için ne kadar belirleyici olduğunu anlayabiliyoruz.

Erdoğan’ın kazancı!

Peki, şimdi ne oldu? Gelin, 6 Mayıs’ı hesaba katarak, bu kez Erdoğan’ı değerlendirelim…

Hemen belirtelim… Erdoğan bu işten kazançlı çıkmışa benziyor. Bu sadece “mağdur” duruma düşmesinden kaynaklanmıyor. Zira mağdur olma her zaman oy getirmeyebilir. Bunu daha önce çok kez görmüştük.

Erdoğan kazançlı çıkıyor… Çünkü Erdoğan bu gelişmelerle seçim öncesinde önemli bir güç temerküz etti. Parti içinde tekrar “tek adam” haline geldi. Çünkü özellikle Cumhurbaşkanlığı sürecinde Abdullah Gül ve Bülent Arınç yıprandı. Yıpranmaya da devam ediyorlar. Seçim öncesinde Erdoğan’ın milletvekili adaylarını belirleyeceği de düşünüldüğünde bu Erdoğan’ın elini oldukça güçlendiriyor. Elbette bununla sınırlı değil… Erdoğan, Abdullah Gül’ü aday göstererek, daha önce özellikle başörtüsü ve benzeri konularda tatmin edemediği ve kendisinden kaçan tabanına mesaj veriyor. Bitmedi… Erdoğan, muhtıra sonrasında “vakarını koruyarak” kitlelere “buradayım” mesajı veriyor ve sadece “dik duramadığı için” kendisinden kaçacak oyların gitmesini engellemiyor, ayrıca kutuplaşan toplumun muhafazakar sağına hitap ediyor. DYP’sinden Anavatan’ına diğer muhalif partilerin oy kaybetme riski artarken, Erdoğan’ın kendi oyunu koruyacağı ve hatta yükselteceği konuşuluyor. Elbette bunun bir sebebi de CHP… CHP’nin “kriz” politikası sadece toplumda kutuplaşmaya yol açmıyor, ayrıca hem sol hem sağ kitleleri iki parti arasında tercih yapmaya zorluyor.

O iki senaryo

Buraya kadar erken seçim öncesi yaşanan siyasi şekillenmeye değindik. Erdoğan’ın parti içinde de elinin güçlendiğini tekrar vurgulayalım. Ancak şunu soralım: 6 Mayıs’ta ne olacak?

6 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığı ilk tur oylaması yapılacak. Peki, hiç hesapta yokken Pazar günü 367 milletvekili salona girer ve Gül’ü Cumhurbaşkanı olarak seçer mi?

Bu küçük de olsa bir ihtimal! Ancak o zaman hemen şunu soralım: Böyle bir ihtimal gerçekleşirse Genelkurmay’ın verdiği muhtıra ne olacak? Yani sonuç alınmamış olacak! O zaman AKP “diyet” ödemek zorunda kalacak mı? Daha açık soralım: Arınç AKP’den ayrılacak mı?

Hiç belli olmaz… Evet, AKP bundan sonra merkeze yönelmek, merkeze yönelmek için de ya içindeki Milli Görüşçüleri merkeze entegre etmek ya da onları dışlamak, onlardan kurtulmak zorunda kalacak. Pazar günü eğer Gül Cumhurbaşkanı olursa AKP kendi içinde fire vermek zorunda bırakılabilir. Hatta bırakılacaktır… Zaten Bülent Arınç’ın son zamanda yaptığı çıkışlar ve son olarak “Sezer’e vekalet” iddiasında ortaya koyduğu tavır dikkatlerden kaçmıyor.

İkinci senaryo: Bölünme!

Elbette bu küçük bir olasılık! O halde ikinci senaryoya geçelim: 6 Mayıs’ta Gül Cumhurbaşkanı seçilemedi… Ki bu çok büyük bir olasılık… O zaman doğrudan seçimlere gidilecek! Ancak seçimlere gidilirken AKP merkeze yönelmek isteyecek. Merkeze yönelmesi için yeniden ya içindeki “istenmeyenleri” merkeze entegre edecek ya da onları kendisinden ayıracak. Şimdi şunu soralım: Böyle bir durumda AKP bölünür mü? İstenen bu mu?

Gelin bu sorunun yanıtını 6 Mayıs’tan sonra verelim…

www.iyibilgi.com

Bu haber 293 defa okundu.