Çanakkale Zaferi milli bayram oldu!

0 0 0000 00:00 tsi
18 Mart Çanakkale Zaferi bundan böyle resmi bayram olarak kutlanacak. Türkiye’de tatillerin çokluğundan yakınan ‘işkolik’ler bu gelişmeden hoşlanmayabilir. Fakat bu bayramın başka bir anlamı var. iyibilgi yorum

AK Parti Samsun Milletvekili Cemal Yılmaz Demir’in, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü ile 12 Mart İstiklal Marşı'nın aynı coşku ile kutlanması konusunda Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanun'da değişiklik yapılması için verdiği kanun teklifi kabul edildi. Böylece, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü, 30 Ağustos Zafer Bayramı, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'dan sonra 5'nci resmi tatil günü oldu.

Bu haber bir gazetenin Gündem sayfasının en alt köşesinde küçük bir kutucuğun içerisinde bulunuyor. Diğer gazetelerin bu habere ilgisi ise yok. Hâlbuki bu ‘küçük’ haber içerisinde önemli mesajlar taşıyor. Taşıdığı en önemli mesaj ise ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihe bakışı ve yorumlayışı ile ilgili yaşadığı dönüşüm.’

Bu önerinin AKP milletvekili Demir tarafından verildiğine bakılmasın. Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı öncesi, imparatorluk mirasına yönelme eğilimi yeni değil. İmparatorluk döneminde yaşanmış bir olayın resmi bayram olarak kutlanacak olması, bu ‘imparatorluk ile yüzleşme ve ona yönelme’ eğilimini ‘resmileştirdiği’ kesin. Fakat daha öncesi gelen açılımlar, bu resmileşmenin altyapısını oluşturuyor.

Örneğin bu açılımlardan biri Orgeneral Hurşit Tolon’dan gelmişti. Tolon 17 Mart 2005’te, yanındaki kalabalık bir heyetle İstanbul’un İngilizlerce işgal edildiği 16 Mart 1920 günü Şehzadebaşı Karakolu’nda şehit edilen Osmanlı askerlerinin mezarını ziyaret etmişti. 47 yıl üstüne tekrar yapılan bu ziyaret, Hürriyet gazetesinde ‘Unutmadık töreni’ manşetiyle verilmişti. Bu ziyaretin önemi ise TSK’nın ‘İmparatorluk askeri’ni yeniden kucaklamasıydı.

Aynı günlerde eski Başbakan Bülent Ecevit’in başlattığı bir tartışma da yukarıdaki ziyaretle anlam bakımından paralellik taşıyordu. Ecevit, ‘Vahdettin hain değildir’ demiş ve tartışma başlatmıştı. Kimileri tartışma sırasında ‘Vahdettin haindir’ dedi, kimileri bunun aksini iddia etti. Fakat önemli olan, Türkiye’de Başbakanlık yapmış bir kimsenin ‘İmparatorluk dönemi’ ile ilgili ‘resmi’ tabularımızdan birisini tartışmaya açmış olmasıydı.

İşte Çanakkale savaşı’nın yıldönümünün resmi bayram olarak kutlanacak olması yukarıda saydığımız ve sayamadığımız diğer tüm gelişmelerin bir ürünüdür. Türkiye ‘tarih sathında’ ufkunu genişletiyor. ‘Tarihine sahip çıkıyor’. Tabi konjonktürel gelişmelerin, Soğuk Savaş sonrası yaşanan bölgesel değişikliklerin Türkiye’yi bu vizyona ‘ittiği’ni de göz ardı etmemek gerekiyor.

iyibilgi haber merkezi

Bu haber 1,063 defa okundu.