En Sıcak Konular
Mecburi müttefikler
20 Ocak 2011 12:57 tsi
Çin ABD'ye, 'IMF'le stand-by yapın' der mi(ş)...iyibilgi Ankara
Çin lideri Hu Jintao Washington’da uygulanabilecek en yüksek protokol ile ağırlandı. İki ülke arasındaki rekabet söylencesi tüm dünyayı o kadar sarmıştı ki, herkes temaslar sırasında ne olabileceğini merak ediyordu.
Bir şey olmadı. Olamazdı da. Çünkü ABD ve Çin “hâla müstakbel rakip”ler. Zaman geçtikçe rekabetleri daha keskinleşecek elbette eşyanın doğasına uygun olarak ama şu anda ekonomik bağımlılıkları birbirlerini çukura çekebilecek kadar sıkı.
Bu yüzden Beyaz Saray’da hem ikili hem de heyetler arası görüşmelerin ağırlıklı ortalaması, ekonomi ve ticaret konularına denk düştü. Zaten imzalanan anlaşmalar da bu bağlamda.
Herkesin merakle izlediği-beklediğimi demek yoksa-Tayvan, Kore, silahlanma, demokrasi, insan hakları, DTÖ gibi çatışma ihtimali bulunan başlıklar kısmen masaya geldi.
Ama dediğimiz gibi asıl mesele paraydı ve alışıldık teamüllerin tersine, bu sefer keseyi açan Çin oldu. Beijing hükümeti yaklaşık çeyrek milyon ABD’linin istihdamını destekleyecek maddi külfetin altına girdiği gibi, çok sayıda yolcu uçağı satın alınmasına da imza attı.
Aslında Çin açısından durum yine de avantajlı. Küresel kriz başladığından bu yana Çin, başta Avrupa olmak üzere (Almanya’dan da yüzer yüzer Mercedes almıştı) ve dünyanın çeşitli bölgerine para yatırıyor.
Tabii karşılıksız değil. Öyle ki doğu Avrupa ülkelerine yardım/yatırım yapıyor ama karşılığında yine inanılmaz fiyatlarla ihaleler alıyor. Bu durum para kazanmak isteyen modern Avrupa ülkelerini elleri boş bırakıyor, kriz devam ediyor, borcu yine Çin veriyor. (Bu sarmalı hatırlayan çoktur dünyada.)
ABD ile ilişkilerinde ise durum biraz daha farklı. Ama çok değil. Bir kere Çin “anormal” dolar rezervine sahip. Trilyonlar seviyesinde. ABD para basarak ülke içindeki yatırım-iş olanaklarını destekliyor ama enflasyon fırlıyor.
Kriz olduğu için bu ABD’nin umurunda değil. Öte yandan yine Çin’in elinde ABD hazine tahvilleri var. Bunlar da siyasi araçlar aslında. Listenin başında ise şu acil denklem duruyor. Çin’in mallarını ABD almalı yoksa Çin mal satamaz!
Sonuçta iki ülke birbirine sıkı sıkaya bağlanmış durumda. Bu yüzden Beyaz Saray’da kimse sorun çıkarması muhtemel konuları açmadı veya teğet geçti.
Bu bir tür ittifak. Daha doğrusu mecburi müttefiklik.
Bu haber 1,873 defa okundu.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle