En Sıcak Konular

2011’in harita falı

4 Ocak 2011 13:53 tsi
2011’in harita falı Türkiye 2011'İn zorluklarıyla yüzleşmeye hazırlanıyor. Elbette bu yıl da Türkiye kabuk değiştirmeye devam edecek. Ancak değişen Türkiye’nin 2011 haritası, mayın tarlalarıyla dolu. İşte 2011'de siyaset ve uluslar arası arenada bizi bekleyen gelişme

Aslında 2010 yılının son haftalarında gelişen olaylar masaya yatırıldığında görülecektir. Aralık ayı bize 2011’in içerde ve dışarıda nasıl gelişeceğine ilişkin sembolik ve önemli ipuçları verdi. 2010’un son haftalarında gündeme gelen konular 2011’in nasıl geçeceğini bize anlatıyor. Gelişmelerden yola çıkarak fal haritamızı çizelim:

HAZİRAN’DA SANDIK BAŞINA

Aralık ayında Başbakan Erdoğan, “seçim startı verdi” dedirtecek bir program uygulamaya başladı. Haftasonları Anadolu’nun yollarını tutuyor, AK Parti Genel Merkezi yoğun bir seçim çalışması yapıyor. Erdoğan’ın seçim ekibi İstanbul’dan Ankara’ya gelerek Genel Merkez’de seçim toplantıları düzenliyor. Mart ayından sonra, tüm Türkiye seçim sathına girecek. 2011 seçimleri hem Erdoğan, hem Kılıçdaroğlu hem de Bahçeli için kritik olduğundan, seçim kampanyaları oldukça sert geçecek. Bu seçimler Erdoğan için kritik, çünkü Erdoğan tek başına iktidarını oy kaybetmeden korumak zorunda. Aksi takdirde 2012’de mi 2014’temi yapılacağı resmi olarak açıklanmayan Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki adaylığı tehlikeye girebilir. Bu seçimlerin Erdoğan’ın son milletvekili seçimleri olduğunu hatırlatmak gerekiyor.

CHP POZİSYON ALDI

CHP Aralık ayındaki kurultayda 2011’de seçimlere kadar ya da seçimlerden sonra belki de bir beş yıl daha kendisini yönetecek A Takımı’nı seçti. Kılıçdaroğlu, partideki konumunu takviye etti. Ancak parti yönetimindeki kırılgan yapı sürüyor. Süheyl Batum’un kısa süren genel Sekreterliği, Gürsel Tekin’in kuurltayda en çok çizik yiyen kişi olması, Haziran sonrası CHP’de yeni gelişmelerin olacağı konusunda işaret fişeği. 2010’un ilk yarısında kaset skandalıyla dramatik bir dönüşüm geçiren CHP’de yaşanacaklar sandıktan çıkacak oya bağlı. Kılıçdaroğlu ayakta kalabilmek için bu seçimden en azından oy artışıyla çıkmak zorunda. Çıkamazsa Baykal ve Sav ekibinin oklarını üzerine çekecek. Bu yüzden Kılıçdaroğlu sert bir muhalefet yöntemi izleyecek. Bunun da işaret fişeğini yine Aralık’ta Kayseri Büyükşehir Belediyesi’yle ilgili ortaya attığı iddialarla göstermiş oldu.

SİYASETE İMRALI MÜDAHALESİ

Türkiye 2011’e “demokratik özerklik” tartışmasını başlatan BDP’nin çıkışını tartışarak girdi. Özerklik tartışması başında ve sonunda ortaya koyduğu tavırla Öcalan Türk siyasetinde biraz daha önplana çıktı. BDP önce tansiyonu artırdı, ardından makul çizgiye geldi. Adeta nabız yokladı. BDP’nin “özerklik tartışması”ndan çıkardığı sonuç şu: 2011 seçimlerinde, referandumda olduğu gibi iktidar partisini köşeye sıkıştırma gücü elinde var. Eğer hassas konulara değinirse iktidar partisi zor durumda kalıyor. BDP, Haziran’a kadar bunu bir kaldıraç gibi kullanacaktır. Böylece tabanını da kendisine yakın tutacaktır. Ancak bu madalyonun bir yüzü. Diğer yüzünde Öcalan bulunuyor. Öcalan’ın son çıkışları iyi değerlendirilmeli. “Özerklik talebinin erken ve zararlı olduğu” açıklaması bir geri vites olarak görülüyor. Ancak sadece geri vites değil. Çünkü Öcalan bir başka açıklamasında “öldürülme” endişesini dile getiriyor. Bunun altı çizilmeli. Ankara’da Öcalan’ın özerklikle ilgili pozitif açıklamalarını “içimizdeki marjinalleri ben törpülerim, bırakın rahat yöneteyim” mesajı, yani siyasi bir manevra, olarak okuyan da var, “Öcalan tehlikeli bir tartışmanın kendisine zarar vereceğini gördü”, yani “geri adım attı” diyen de.

MHP’YE AÇILIM BARAJI

Elbette bu süreç MHP’nin durumunu da belirliyor. BDP’nin manevraları MHP’ye oy getiriyor, ya da oy kaybettiriyor. MHP bu konumda edilgen durumda. Yönetim uzun bir süredir baraj altında kalma endişesi yaşıyor. Hükümetin BDP’nin gündem yaratmasına izin vermemesi, süreci MHP aleyhine çevirecektir. Ancak hükümet, açılım konusunda somu adım atamıyor. Erdoğan, seçim öncesinde risk almak istemiyor. Bu BDP’nin siyasi manevralarına güç veriyor. Hükümet seçim öncesinde açılım konusunda adım atamayacak gibi duruyor. Ancak seçimlerden sonra yen anayasa sürecinde yeniden gündem belirleme arayışına girecektir. Ankara'da bununla ilgili bakanların katılımıyla gizli toplantılar yapılıyor. "Gündem nasıl belirleyebilriz" sorusunun yanıtı aranıyor.

2012 Mİ 2014 MÜ

Tam bu sırada Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Diyarbakır gezisinin altını çizmeli. Gül, özerklik tartışmalarının yapıldığı çok kritik bir dönemde Diyarbakır’ giderek oldukça olumlu mesajlar verdi. Halkın Gül’e ilgisi önemliydi. Bu gezi önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimini akıllara getirdi. Yüksek Seçim Kurulu, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2012’de mi 2014’te mi yapılacağına henüz karar vermedi. Bu karar 2011’de açıklanacak. Erdoğan’ın seçimlerin 2014’te yapılmasını istediği görülüyor. Bu yüzden cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2014’te yapılacağı öngörülüyor.

ABD’NİN SKANDAL YILI

Türkiye’nin Kürt meselesi, seçimler ve yeni anayasa tartışmalarıyla geçireceği 2011, küresel alanda sürpriz gelişmelere gebe. Aralık ayına, ABD Dışişleri Bakanlığı’na ait belgelerin sızdırılmasıyla diplomatik skandala dönüşen Wikileaks damgasını vurdu. ABD diplomatik olarak zor durumda kaldı. İçerde eli zayıflayan Obama da bundan nasibini aldı. Obama’nın içerde ve dışarıda eli giderek zayıflayacak. 2011 obama için çok zor bir yıl olacak.

ÇATIŞMA UZAK ASYA’YA KAYACAK

Küresel mücadele alanı, Orta Doğu’dan Uzak Asya’ya kaymaya devam edecek. Yine Aralık ayında Güney Kore ile Kuzey Kore arasında yaşanan gerilim, 2011’de mücadelenin nerede olacağını bize gösteriyor. Ortadoğu, ABD, Rusya Çin gibi ülkelerle birlikte Türkiye, İran, İsrail gibi ülkelerin mücadelesine sahne olacak. Yakın çevre alanındaki hakimiyetini kanıtlayan Rusya’nın, batı dünyasıyla yaşadığı sorunlar düşük profilde, daha çok istihbarat savaşlarıyla geçecek. Ortadoğu’da muhtemel bir sıcak çatışma, İsrail’deki kırılgan hükümetin düşmesiyle hayata geçebilir. Bu çatışmaların merkezini İsrail-Filistin ve Lübnan oluşturabilir. İran’la sıcak bir çatışma ihtimali 2011’de yakın tehlike olarak görülmüyor. Ancak zayıflamış bir Obama yönetimi bunun kapısını da aralayabilir.

AB’NİN SINIR HARİTASI

2011 falında en küçük yer AB’ye ayrılacak. Çünkü AB, hala ne olmak istediğine karar verebilmiş değil. Almanya ve Fransa karar merciinde hala çok güçlü, diğer üye ülkeler için gelecek vaat etmiyor. AB’nin genişleme ve küresel oyuncu olma vizyonunun hangi yönde seyredeceğine ilişkin en ilginç örnek yine Aralık ayında Yunanistan’dan geldi: Atina, sınır kaçakçılığını ve göçmenliği engellemek için Türkiye sınırına çit örme kararı aldı. Bu yaklaşım 2011 AB’sini giderek içe kapanan bir yapı olmaktan kurtaramayacak.

www.iyibilgi.com özel



Bu haber 1,944 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,681 µs