En Sıcak Konular

Haki(ki) duygular: Asker neyi sevmez?

0 0 0000 00:00 tsi
Haki(ki) duygular: Asker neyi sevmez? Asker elbette irticadan nefret ediyor. Asker elbette ülkenin bütünlüğünü bozmaya uğraşanlardan haz etmiyor. Yani asker aslında en çok ‘aşırılardan’ haz etmiyor. Bu doğal ve doğru. Üstelik başka ‘aşırılar’dan da rahatsız oluyor. Ken

Çünkü asker bu odaklardan üstüne gelen baskıdan ve provakatif çıkışlardan hoşlanmıyor

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin “hassasiyetleri” konusunda aslında pek bilinmeyen bir şey yok. Tıpkı son basın toplantısında Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın dediği gibi; “Türk halkı ordusunu biliyor!”

Doğru. TSK’nın özellikle hoşlanmadığı iki tane konu var. İrtica ve bölücü hareketler. Ordunun bu iki konuda taviz vermesi de geri adım atması da mümkün değil. Bu değişmez karakteri zorlayanlar boşa zaman ve emek harcıyor. Askerin bu duygusu da doğal ve haklı.

Temel duygu…

Ancak askerin bunlar kadar doğal ve asal bir başka duygusu “vatanseverlik”. Yukarıdaki iki hassasiyet de aslında bu temel duygudan besleniyor. Ancak bu temel duygudan ivmelenen bir “hoşnutsuzluğu” daha bulunuyor ordunun.

O da bu iki konuda TSK’nın povakatif biçimde tahrik edilmesi, zorlanması, baskıya uğraması. Üstelik bu duygular çoğu zaman; “bak ben seninle aynı düşünüyorum, senin tarafındayım” diyen odaklardan geliyor.

İkide bir “darbe olsun, asker niye müdehalede bulunmuyor, yapılanlar görülmüyor mu” diyen bu odakların unuttuğu ise askerin işte bu ana duygusu. Yani vatanseverlik. Hal böyle olduğundan TSK’nın “demokrasi, hukuk, çağdaşlık” söylemi de bu kesimlere garip geliyor.

Örneğin ulusalcı olduğunu söyleyen çevreler bu söylemler karşısında şaşırıyor. Çünkü asker milliyetçi olduğunu söylüyor ama onlara göre bir şey yapmıyor. Oysa askerin milliyetçiliği “aşırı” veya “etnik” değil.

Askerin milliyetçiliği…

Yine bizzat Orgeneral Büyükanıt’ın dediği gibi ordu Atatürk milliyetçisi ve vatanı bu bağlamda sevmek farklı türlerdeki milliyetçilikle karıştırılmamalı. Zaten milliyetçiliğin bu şeklinin eleştirilmesinden de rahatsızlar.

Aynı örnek laiklik üzerinde de verilebilir. TSK, laiklik üzerindeki özenli duruşunun altını kaç defa ve “anlaşılır” biçimde çizmesine, hatta bu konuda bir çok kez  “gereğini de yapmasına” rağmen, “askerden çok asker”lerin bu meselede hala TSK’ya baskı yapması garip bulunuyor.

Yani, örneğin ordunun Cumhurbaşkanı’nın “sadece sözünde değil özünde” bu değerlere bağlı olmasını istemesi, aykırı davranacaklara karşı tavır göstereceği anlamına geliyor ama “hadi o zaman” diyenlere uyup seçim sırasında TBMM’yi basacağı anlamına gelmiyor.

Onun yerine Cumhuriyet Mitingi’ni “kanuni bir hak ve demokratik bir yolun kullanımı” olarak tanımlıyor.

Sivil çizmeler…

Peki ama askerden çok çizme giymeye meraklı bu kesimler veya isimler kim, kimler? Örneğin ulusalcı kimliğin parçası olduğu iddasıyla sürekli biçimde “Kuzey Irak’a saldıralım, harekat yapalım, çapulculara dersini verelim” diyerek TSK’ya bir anlamıyla psikolojik baskı uygulayanlar.

Oysa ordunun bakışı zaten belli… “Bölgeye bir operasyon yapılmasının faydası olur. Bunun içinde siyasi otoritenin de sorumluluk üstlenmesi gerekir. Bu olursa gereği gayet iyi biçimde yerine getirilir!” İşte hepsi bu kadar.

Keza, Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin olarak TSK’nın bir şey yapıp yapmayacağını biteviye “soran”lara verilen yanıt; “sözünde değil özünde olursa sorun yok.”

O halde örneğin Emin Çölaşan’ın, basın toplantısında biraz da kibirli biçimde üst üste sorduğu soruların veya toplumun her kesimi tarafından, hatta Başbakan ve AKP’liler tarafından bile “medeni oldu” sözleriyle değerlendirilen Cumhuriyet Mitingi’nde açıkça herkesi rahatsız eden bir tutum sergileyen Tuncay Özkan hangi sınıfa giriyor?

Hemen hergün AB, demokrasi, ordunun siyasete müdahalesi ve benzer konular üzerinden askeri kritik eden basın organları ve yazarların Silahlı Kuvvetleri üzdüğü kabul edilirse, “ordu niye müdahale etmiyor, hadlerini bildirsin bunların, komutanlar uyuyor mu, niye ses çıkarmıyorlar” minvalli çıkışlarıyla bu yazarlar da orduyu üzmüyor mu?

Belki de gerçek vatanseverliğin bedeli böyle oluyor!



Bu haber 391 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,310 µs