Savaşta ve barışta Türk medyası
0 0 0000 00:00 tsi
Bakoyanninin ziyareti, Türk-Yunan barışı adına sadece siyasiler için değil, ayrıca basın için de bir sınav niteliğindeydi. Kardak krizi kahramanı Türk basını, bu sınavdan yüzünün akıyla çıktı. iyibilgi yorum
Savaş ve barış
Türk-Yunan ilişkilerinin kritik noktalarında basılı ve görsel basının önemli etkisi olduğu tarihte olduğu gibi bugün de apaçık. NTVnin Ocak ayında yayınladığı almanakta Kardak krizi ile ilgili kısımda ilginç bir ifade yer alıyor. Almanakta, Kardak krizinin mimarının basın olduğu anlatılıyor.
Şimdi ise durum tam tersi yönde. Kardak krizinde aşırı tepki göstererek, hatta kayalıklara gidip bayrak dikerek, iki ülkenin karşı karşıya gelmesinde önemli katkısı olan basın, bugün fazlasıyla temkinli. Önceden gereksiz düşmanlık aşılayanlar, bugün gereksiz pohpohlama arayışında.
Bunun son örneği Yunan dışişleri Bakanı Dora Bakoyanninin İstanbul ziyaretinde yaşandı. Türk basını savaşta gösterdiği şahin tutumun tam aksini barışta ortaya koydu. Hatta öylesine ileri gidildi ki, Bakoyanninin hayatının aşkını Türkiyede bulduğu anlatıldı. Yetmedi Bakoyanni, Dora diye çağrılarak ne kadar bizden olduğu gözümüze gözümüze sokuldu.
Bundan on yıl önce bir Yunan Dışişleri bakanı Fener Patrikhanesine gelip ibadet etse ne olurdu acaba? Yine aynı Bakan, Patrik Bartolomeos ile birlikte Fener Patrikhanesinin ekümenik durumundan bahsetseydi, acaba yer yerinden oynar mıydı?
%73 mü?
Bunlarla yetinilmedi. Ayrıca basında bir anket sonucu yer aldı. Güya İstanbulda yaşayan Türklerin %73ü Yunanlılar ile ilgili kendilerine sorulan soruya verdikleri cevapta Biz Türkler, Yunanlıları çok severiz. Yunan halkını kendimize en yakın halk olarak görürüz demiş. Bu da yetmemiş, Türkler Yunanistanın AB sürecinde Türkiyeye verdiği desteği samimi bulmuş. Türk toplumunu azıcık tanıyan insanların gülüp geçeceği rakamlar bunlar. Üstelik milliyetçi duygularımız gün geçtikçe kabarıyorken. Rakamların bu şekilde çıkmasına hiç ihtimal yok değil tabi. Özellikle Yabancı Damat gibi son dönem barışçıl medya ürünlerinden sonra.
Yunan tarafı ne kadar samimi?
Türk medyasının barışta gösterdiği performans bir yana, Yunan tarafının Türkiye ile ilişkilerinde ne kadar samimi olduğu şüpheli. Aslen Türk olan, ama kendisini Müslüman Yunan olarak açıklayan Gülbeyaz Karahasanın Batı Trakyada süper vali adayı olması kıyametleri koparmıştı. Heybeliada Ruhban okulunun açılması için baskı yapan Atina, içinde cami barındırmayan tek Avrupa başkenti. Dahası Yunanistan, Türk azınlığını Türk olarak değil, Müslüman yunan olarak kabul ediyor. Yani Yunanistanda ben Türküm demek yasak.
Yunana gösterilen lütuf, Türkten esirgenince
Yunanistan Egede olsun, Kıbrısta olsun, Türkiyeye karşı tavrını pek de yumuşatmazken Türk medyasının bu grekofil (Yunan dostu) yaklaşımını açıklamak biraz zor. Hatta şu söylenebilir: Yunana lütfedilen Türkten esirgeniyor. Soru şu: Acaba Abdullah Gül, yurtdışına çıkıp, bir ibadethaneyi ziyaret edip, imam ya da şeyhin (Türk/İslam gelenekleri çerçevesinde) bırakın eteğini, elini öpseydi, barıştaki Türk medyası bunu nasıl karşılardı? Bakoyanniye gösterilen çağdaş duyarlılık, Gül için de gösterilir miydi? Hiç sanmıyorum
iyibilgi haber merkez
Bu haber 270 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle