İngiliz basınında Türkiye'nin AB mücadelesi
0 0 0000 00:00 tsi
Financial Times'a göre, Türkiye'ye müzakere tarihi verip vermeme konusunda geçen ekim ayında son dakikaya kadar süregiden kıran kırana pazarlıkların, bu sabah Lüksemburg'ta tekrar etmesi bekleniyor.
Kıbrıs, müzakereler süresince Türkiye'nin Rum hükümetini tanıması gereğine vurgu yapılmasını istiyor. Fakat Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Kıbrıs'ın taleplerini reddettiğini yazan Financial Times, Avrupa Birliği diplomatlarının bir uzlaşı formülü bulmak için bu sabah yoğun çaba sarfedeceğini belirtiyor.
Gazeteye göre, Kıbrıs'ın talepleri ile Türkiye'nin itirazları arasında bir orta yol bulunamaz ve müzakerelere giriş gecikmeye uğrarsa, Türkiye'nin üyelik başvurusu, bir boşluğun içine düşebilir. Financial Times, ismini vermeden alıntı yaptığı bir Avrupa Birliği diplomatının şu sözlerini aktarıyor:
''Daha başlangıçta kendimizi Türkiye'nin karşısında güvenilmez bir görüşmeci durumuna düşürme riskimiz var. Oysa son bir yıl içerisinde Türkiye'nin Avrupa Birliği için stratejik önemi, olsa olsa biraz daha artmış olmalı.''
Türkiye'ye destek veren bu açıklamaya karşın, Financial Times'ın yer verdiği bir başka yorum daha var:
''Bu sabah bir anlaşmaya varılsa dahi eğer Türkiye, Kıbrıs gemilerine ve uçaklarına limanlarını açması gereken tarihte açmazsa, Rum yönetimi müzakere sürecini toptan durdurmaya istekli olduğunu belli ediyor.''
Financial Times, buna ek olarak Avrupa Birliği yetkililerin Türkiye'deki reformların gidişatından da kaygı duyduklarını yazıyor.
Guardian gazetesinin bu sabah Türkiye haberinde öne çıkardığı nokta da bu. Gazetenin ifadesiyle, ''Ankara ile Brüksel müzakerelere başlamaya hazırlanırken, bu fırsatı sabote etmek isteyenler var.''
Tam sayfa yer alan haber-yorumun başlığı: ''Laik Türkler ile İslamcıların mahkemelerde ve sokaktaki üstünlük kavgası''
Guardian, Lüksemburg'ta müzakerelere oturulmadan önce Türkiye'de son haftaların birçok alanda çok çalkantılı geçtiğini yazıyor. Gazetenin deyişiyle, ''siyasi şiddet, suikast, etnik çatışma, siyasi davalar ve insan hakları ihlallerindeki artış Türkiye'de istikrarsızlık ve korku yaratıyor.'' Guardian'a göre diplomatların, siyasetçilerin ve gözlemcilerin görüşü şu:
''Bu huzursuzluğu körükleyen katı tutumlu milliyetçiler, Türkiye'de istikrarsızlık yaratarak AKP hükümetini ve Başbakan Erdoğan'ı zora sokmaya ve ülkenin Avrupa'yla bütünleşme hayallerini engellemeye çalışıyorlar.''
Guardian, 2003 yılında iktidara geldiğinden beri AKP hükümetinin Türkiye'de modernleşmenin motoru olduğunu yazıyor. Gazeteye göre yargı, asker ve bürokraside ağırlığını koruyan muhalefetteki laik elit zümre ise ilerlemeye daha çok ayak direyen, daha milliyetçi ve Avrupa karşıtı bir görünüm sergiliyor. Ve Türkiye'nin gelecekteki yönü tartışmasında, Guardian'a göre, gündemi artık milliyetçi kanadın belirler olduğu izlenimi hakim.
Guardian, Erdoğan'ın muhaliflerinin, Avrupa'yı kullanarak Başbakan'ın Türkiye'nin laik temellerini çürütmeyi ve ülkeyi bir İslam devletine dönüştürmeyi hedeflediğinden kuşku duyduklarını yazıyor. Gazete, bu bağlamda cumhurbaşkanlığına kimin geleceği tartışmasının kilit önem taşıdığını, çünkü hükümete muhalif kesimlerin laikliğin kalesi olarak gördükleri bu koltuğu Erdoğan'a kaptırmamaya kararlı olduklarını belirtiyor.
Ancak Guardian, meclis aritmetiğine göre şayet isterse cumhurbaşkanlığının Başbakan Erdoğan'ın avcunun içinde olduğunu yazıyor. Fakat gazeteye göre Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin uyarıları karşısında bir yandan bu konuda geri adım atarken, diğer yandan giderek artan biçimde kendi tabanında güç toplamak için dini popülizme yönelmiş bulunuyor.
BBC Londra
Bu haber 273 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle