Bankacılar ekonomik canlanma bekliyor

19 Ekim 2010 12:51 tsi
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) "Bankacılık Sektörü Yönetici Kesimi Beklenti Anketi" sonuçlarına göre, bankacılık sektörü yöneticileri önümüzdeki üç aylık dönemde, cari işlemler açığı ve bankacılık sektörü karlılığı haricinde hem makr

Bu durum ekonomik canlanmanın ve iyileşmenin devam edeceğinin bir işareti olarak değerlendiriliyor.

BDDK tarafından hazırlanan ve 68 üst düzey banka yöneticisi tarafından cevaplanan Ekim-Aralık 2010 dönemi Bankacılık Sektörü Yönetici Kesimi Beklenti Anketi sonuçları açıklandı.

Anket sonuçlarına göre, iyileşme ve büyümenin devam edeceğine dair olumlu beklentiler sürüyor. Ankette, GSMH, kredi hacimleri ve bankacılık sektörü aktif büyüklüğü gibi büyümeye ilişkin göstergelerde artış beklentilerinin ağırlıkta olduğu görülüyor. Ankette olumsuz beklentiler ise cari işlemler açığının büyümeye devam edeceği ve bankacılık sektörü karlılığının düşeceğine dair beklentiler.

TÜFE ve bütçe açığının yükseleceğine dair beklentilerde artış olsa bile bu göstergelerde de ağırlığın olumlu yönde olduğu ankette, katılımcılar önümüzdeki 3 aylık dönemde cari işlemler açığı ve bankacılık sektörü karlılığı haricinde hem makroekonomik hem bankacılık sektörü ile göstergelerde olumlu gelişmeler bekliyor, bu durum ekonomik canlanmanın ve iyileşmenin devam edeceğinin bir işareti olarak değerlendiriliyor.

Makroekonomik göstergelere ilişkin beklentiler incelendiğinde 2009 yıl sonundan itibaren görülen olumlu havanın devam ettiği görülüyor. Cari işlemler açığına ilişkin önceki dönemlerde de var olan artış beklentisi devam etmekle birlikte, diğer göstergelere ilişkin olumlu beklentiler ışığında bankacılık sektörü yöneticilerinin cari açığı yönetilebilir olarak değerlendirdiği ve genel makroekonomik dengeleri bozmasını beklemedikleri çıkarımlarında bulunuluyor.

Makroekonomik göstergelerden GSMH’nin artacağına dair beklenti oranı yüzde 40’ı önemli ölçüde olmak üzere toplam yüzde 99 seviyesinde. Cari işlemler açığına ilişkin artacak beklentisine sahip katılımcı oranı yüzde 29’u önemli ölçüde olmak üzere toplam yüzde 92 düzeyinde. Bütçe açığında, TÜFE’de, iç borçlanma faiz oranında ve dolar kurunda artış beklentileri sırasıyla yüzde 41, yüzde 31, yüzde 16, yüzde 29, aynı kalacak beklentileri yüzde 31, yüzde 35, yüzde 76 ve yüzde 47, azalacak beklentileri ise yüzde 27, yüzde 32, yüzde 7 ve yüzde 24 olarak gerçekleşti.

Anket sonuçlarına göre, genel olarak, makroekonomik göstergelerdeki beklentiler bir önceki anket döneminde de olduğu gibi olumlu yönde.

Ankette, fon kaynaklarına ilişkin beklentilerin önceki anket dönemlerindeki gibi ağırlıklı olarak aynı kalma yönünde olduğu görülüyor. Bu durum, katılımcılar tarafından faiz marjlarını etkileyecek önemli bir değişim beklemedikleri şeklinde değerlendiriliyor. Aynı kalacak beklentisinin 3 ay vadeli TL faiz oranında yüzde 74, 3 ay vadeli DTH faiz oranında, TCMB bankalar arası para piyasası kısa vadeli faiz oranında ve bankaların yurt dışı borçlanma faiz spreadinde yüzde 81 seviyesinde olduğu görülüyor.

Kredilerin faiz oranlarında da fon kaynaklarının faiz oranlarına benzer şekilde aynı kalma beklentilerinin hakim olduğu gözleniyor. Buna göre, aynı kalma yönünde beklentiye sahip katılımcı oranı, konut kredilerinde yüzde 72, diğer tüketici kredilerinde ve ticari kredilerde yüzde 71, kredi kartlarında ise yüzde 78 seviyesinde.

-TAKİPTEKİ TÜKETİCİ KREDİSİ VE TİCARİ KREDİ HACİMLERİ-

Kredi hacimlerine ilişkin sorularda, GSMH ve aktif büyüklüğü beklentilerine paralel olarak, önceki anket dönemindeki gibi artış yönündeki beklentilerin ağırlıklı olduğu görülüyor. Kredi hacimlerinde artış beklentisine sahip katılımcı oranının toplam nakdi kredilerde yüzde 94, toplam gayrinakdi kredilerde yüzde 86, ticari kredilerde (KOBİ kredileri hariç) yüzde 89, KOBİ kredilerinde yüzde 89 seviyesinde olduğu dikkat çekiyor. Benzer şekilde bireysel kredi hacimlerine bakıldığında artacak beklentisi konut kredilerinde yüzde 88, taşıt kredilerinde yüzde 66, ticari kredilerde yüzde 89 olarak gerçekleşti.

Takipteki tüketici kredisi ve ticari kredi hacimlerinin artacağına dair beklentiler bir önceki anket döneminde yüzde 50 ve yüzde 43 iken bu anket döneminde yüzde 40 ve yüzde 35’e gerileyerek bir miktar düşüş gösterdi.

Kredi hacimlerini etkileyebilecek en önemli faktörlerin sorulduğu sorularda da bir önceki anket dönemindeki gibi, ticari krediler için ticari iç talepteki artma/azalma, bireysel krediler için ise tüketim talebindeki artma/azalma faktörünün en etkili faktör olabileceği ifade edildi.

Bankacılık sektörü aktif büyüklüğüne ilişkin olarak katılımcıların yüzde 94’ü artış, yüzde 4’ü aynı kalma yüzde 1’i ise azalma bekliyor. Aktif büyüklüğüne ilişkin artış beklentileri genel olumlu makroekonomik beklentiler ve kredi hacimlerine ilişkin artış beklentileri ile uyumlu. Sektörün karlılığına ilişkin beklentilerde ise katılımcıların yüzde 49’u azalacağını, yüzde 38’i karlılığın aynı kalacağını ve yüzde 13’ü ise artacağını belirtti.

-BANKA KARLILIKLARI-

Karlılığa ilişkin azalacak beklentisinin bir önceki anket döneminde yüzde 28 seviyesinde iken bu anket döneminde yüzde 49 seviyesine çıktığı görülüyor.

Bankaların karlılığını etkileyecek en önemli faktörlerin sorulduğu soruda katılımcılar yüzde 60 ile ilk sırada faiz marjındaki değişimleri, ikinci sırada ise yüzde 16 ile Kur hareketlerini gösteriyor. Anket katılımcılarının yüzde 63’ünün en fazla artış göstermesini bekledikleri fon kaynağı mevduatı. İkinci sırada yüzde 31 ile sermaye piyasaları geliyor.

Bankacılık sektöründeki yabancı sermaye payına ilişkin beklenti yüzde 84 oranında aynı kalacağı yönünde. Bankacılık sektörünü ve sektöre olan güveni en fazla etkilemesi beklenen faktörlerin sorulduğu sorularda makroekonomik gelişmelerin önde geldiği görülüyor.

Sektörün riskliliğine ilişkin soruda ise katılımcıların yüzde 43’ü riskliliğin artacağını, yüzde 54’ü ise aynı kalacağını beklediklerini ifade etti.

Riskliliğin artacağına dair beklenti bir önceki anket dönemine göre (yüzde 34) bir miktar artış gösterdi. En önemli risk kaynağı olarak ise katılımcıların yüzde 44’ü kredi riskini, yüzde 43’ü ise faiz riskini gördüklerini belirtti.

Anket sonuçlarından, GSMH, kredi hacimleri ve aktif büyüklüğü göstergelerinde büyümenin devam etmesinin, cari işlemler açığının artmaya devam etmesinin, fakat bunun genel ekonomik yapıyı önemli ölçüde etkilememesinin, faiz oranlarının yatay bir seyir izlemesinin, karlılığın nispi olarak azalmasının beklenildiği sonuçlarına ulaşıldığı belirtildi.

Bu haber 789 defa okundu.