En Sıcak Konular

"Onursuzca indireceğiz!"

0 0 0000 00:00 tsi
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine beş kala CHP lideri Başkal ile ilgili ilginç bir bilgi açığa çıktı. Baykal'ın bir zamanlar bir Cumhurbaşkanı için "onursuzca indireceğiz" dediği öğrenildi. Baykal o sözü kimin için söyledi?

Engin Ardıç'ın yazısı:

Siz dayatma görmemişsiniz! 

Anlama özürlüler için hemen belirteyim: Başbakanın cumhurbaşkanı olmasını istemiyorum.

Sonra da asıl lafıma gireyim: Aylardır ortalıkta dolaştırılan, seçim günü yaklaştıkça da hız verilen bir safsata var. Yeni cumhurbaşkanının “dayatmayla” seçileceği safsatası...

Meclisin gerekli ve yeterli oyuyla yapılacak seçim “dayatma” olarak kabul ediliyor. Toplumda bir “konsensüs” gerekiyormuş, herkesin üzerinde anlaşacağı ortak bir aday bulunmalıymış...

Geçen gün de bir CHP yöneticisi (adının Ahmet ya da Mehmet olması önemli değil, bir CHP yöneticisi olması önemli), bunun bir tür “sivil darbe” sayılacağını söyledi.

Başbakanı Çankaya’da “sözde” görmek istemeyenler ama aslında iktidar partisinin oy yitirmesine neden olacağı umuduyla bal gibi isteyenler, “dayatma ürünü olmayan” bir tek aday bulup çıkaramamışlar, şimdi atıp tutuyorlar... Çünkü böyle bir adam yok! Kemalistinin dincisinin, sağcısının solcusunun, bürokratının kapitalistinin, aydınının halkının, işçisinin köylüsünün hep birlikte üzerinde anlaşacağı bir tek Türk yok!

Kendi adayın yok, başkası aday çıkarınca dayatma oluyor ha?

Şimdiki gelişmenin bir dayatma olduğunu söyleyebilecek en son kişi herhalde herhangi bir CHP yöneticisidir...

Atatürk, serbest seçimlerle oluşan bir meclis kararıyla ve çeşitli tercihler arasından mı kazanarak cumhurbaşkanı olmuştu?

İkinci bir aday var mıydı? Aday olabilecek herhangi bir babayiğit var mıydı peki?

Laf aramızda, Atatürk’ün cumhurbaşkanlığına yeniden seçildiği bir tek tarihi, bir tek yılı bilen var mı aranızda? Yok. Acaba 1929’da mı cumhurbaşkanlığı yenilenmişti yoksa 1935’te mi, biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz. Meclis seçimleri 1928 yılında mı yapılmıştı yoksa 1936 yılında mı? Onu da bilmiyorsunuz. Peki 1941’de mi seçim olmuştu 1942’de mi? Yanıt veremezsiniz.

Çünkü bütün bunların hiçbir “belirleyici” yanı yoktu da ondan. Sonucu belli olan seçim, seçim miydi?

Hadi o Atatürk... İnönü’nün cumhurbaşkanı olması için Fahrettin Altay ağırlığını koyunca bu dayatma olmuyor, öyle mi?

Celal Bayar seçimi kazanıyor, Çankaya’ya çıkıyor, bu dayatma oluyor, bazı askerler İnönü’ye “istersen darbe yapalım, önleyelim paşam” diyorlar, bu da demokratik tepki mi?

Cemal Gürsel’i cumhurbaşkanı yapmak için halka mı sordunuz muhalefete mi?

İkinci aday Ali Fuat Başgil’e tabanca çekiliyor vazgeçirmek için, dayatmanın ağababası, feriştahı, daniskası... Ama dayatma sayılmıyor, çünkü bürokrasi öyle uygun görüyor.

Cevdet Sunay’ı rahmetli babam mı dayatmıştı millete?

Faruk Gürler’in seçilmesi için meclis basmalar, kapılara dayanmalar dayatma değil, meclis çoğunluğuyla Turgut Özal’ın seçilmesi dayatma...

“Onursuzca indireceğiz” demişti Deniz Baykal, ne çabuk unutuldu? Ayıptı be, ayıp! Cumhurbaşkanına hakaretti.

Ama meclis çoğunluğuyla bu kez Süleyman Demirel’in seçilmesi bu kez dayatma değildi, çünkü o “yabancı değildi” canım, Erdal İnönü’nün büyük ortağıydı!

Vallahi Fahri Korutürk’ün de, Ahmet Necdet Sezer’in de arkalarında amansız bir halk desteği vardı, çünkü çok iyi tanınan kişilerdi bunlar kamuoyunda... Belki de Ankara’da üç beş politika esnafı kapılar ardında iş bitirip “zararsız” bir aday üzerinde anlaşınca bu konsensüs sayılıyordu, bu tercihin halkla uzaktan yakından ilgisi olmasa da...

Hele Kenan Evren... Karşı propaganda yapmak yasaktı, oy zarfları saydamdı, zar gibiydi, içi, yani oyun rengi görünüyordu, vallahi anayasa da dayatma ürünü değildi, “aradan çıkarılan” cumhurbaşkanlığı seçimi de!

Cumhurbaşkanlığı makamının olağanüstü yetkilerle donatılmasına zamanında ses çıkarmayın, şimdi bu gücün “ötekilerin” eline geçmesi tehlikesi ortaya çıkınca ağlamaya başlayın...

Daha fazla rezil olmadan susun bari.

Anlama özürlüler için de, yazının ilk cümlesini yeniden yazayım: Ben de başbakanın cumhurbaşkanı olmasını istemiyorum. Ama olacak. Hopursak da olacak, bopursak da olacak.
 
Akşam



Bu haber 531 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,121 µs