En Sıcak Konular

"Devrimci Karargah" iki yıldır gündemde

15 Ekim 2010 16:41 tsi
"Kırk yıllık solcuyuz böyle örgüt görmedik!"


Türkiye, Devrimci Karargâh Örgütü'yle iki yıl önce tanıştı. Oysa söylenenlere göre örgütün 30 yıllık bir tarihi vardı. Liderleri Serdar Kaya, ilhamını Dr. Hikmet Kıvılcımlıdan almıştı. Militanları PKK kamplarında eğitildi. Türkiye sorumlusu Ulaş Erdoğan'ı ise Çeçenistan'a Ülkücüler götürdü. Emniyet müdürü Hanefi Avcı bu örgüte yardım ve yataklıktan tutuklandı. Sosyalist solun temkinle yaklaştığı örgüt bu hâliyle daha çok tartışılacağa benziyor.

İnternete girip "Devrimci Karargâh Örgütü" (DKÖ) yazdığınızda karşınıza çıkan en çarpıcı başlık Ekşi Sözlük'ten: "Kırk yıllık solcuyuz böyle örgüt görmedik!" Gerçekten de örgütün adını birkaç yıl öncesine kadar ne duymuşluğumuz, ne de herhangi bir eylemine rastlamış lığımız var.

DKÖ son birkaç yıldır Türkiye'nin gündeminde. Adını önce Selimiye Kışlası'na atılan havan mermisiyle duyurdu. Sonrasında İstanbul- Bostancı'da örgüt lideri Orhan Yılmazkaya'nın öldürüldüğü çatışmayla gündeme geldi. Ardından da Adalet ve Kalkınma Partisi'nin İstanbul İl Başkanlığı aynı örgüt tarafından bombalandı. Bir polis memuru öldürüldü.

Şimdi aynı örgüt bu defa Hanefi Avcı'nın tutuklanmasıyla birlikte tekrar gündemde. DKÖ gerçekten denildiği gibi "çakma" bir örgüt mü? Yoksa gerçekten iddia edildiği gibi Ergenekon çaresiz kalınca DKÖ'nü mü devreye soktu? İtirafçıların, gizli tanıkların iddia ettiği gibi taşeronsuz kalan derin devletin yeni bir tezgâhı mı? Bunları bilmemiz mümkün değil. Ama Selimiye Kışlası'nın bombalanmasının ardından PKK'nın DKÖ'nü sahiplenmesi, Dev-Sol'la birleşmesi yapılanları, yaşananları ciddiye almayı gerektiriyor. Aktüel hem kamuoyunda, hem de sol platformlarda çok tartışılan bu örgütü mercek altına aldı.

Çeçenistan'a savaşmaya gitti

Emniyet kaynaklarına göre DKÖ, Dr. Hikmet Kıvılcımlı'nın fikirlerinden ilham almış. İddialara göre geçmişi 1980 öncesine kadar uzanıyor. Liderliğini Sarp Kuray'ın yaptığı Partizan Yolu hareketi DKÖ'nün atası. Partizan Yolu 1988'de adını 16 Haziran Hareketi olarak değiştiriyor. Örgütün o dönemde "önderi" ise Serdar Kaya.

1988 yılı Partizan Yolu ya da 16 Haziran Hareketi için her anlamda bir dönüm noktası. Örgüt bu tarihte PKK ile anlaşma yapıyor. Yapılan anlaşmaya göre 16 Haziran Hareketi'nin deşifre olmamış kadroları Lübnan- Bekaa'daki PKK kamplarına yerleştiriliyor. Burada silahlı eylemler konusunda eğitiliyorlar. Ardından da yeni kadrolar Türkiye'de ses getirecek terör eylemlerine başlıyorlar.

Bunun üzerine yapılan operasyonda örgütün Türkiye önderi Serdar Kaya çok sayıda militanla birlikte yakalanıp, tutuklanıyor. Tutukluluk sırasında örgüt lideri Sarp Kuray ile önder Serdar Kaya'nın arası açılıyor. Kaya, Kuray'ı cezaevinden gönderdiği mektuplarla eleştirmeye başlıyor. Bunun üzerine Yunanistan'da örgütün genel toplantısı yapılıyor ve Sarp Kuray örgütten arkadaşlarıyla birlikte ayrılıyor. Serdar Kaya ise 16 Haziran Hareketi'nin adını Devrimci Karargâh Örgütü olarak değiştiriyor.

MİT, örgütü tanımıyor!

1992'den 2008'e kadar hiçbir eylemde bulunmayan örgüt bir anda gün yüzüne çıktı. Bu arada Serdar Kaya tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Bundan yararlanarak yurt dışına, Hollanda'ya kaçtı. Sarp Kuray ise yaşadığı Fransa'dan Türkiye'ye döndü. Ancak Kaya'nın kendisine göndermiş olduğu örgüt raporları yüzünden cezaevinde. Müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Örgütü yurt dışından yöneten Serdar Kaya, Türkiye sorumluluğuna ilk başta Orhan Yılmazkaya'yı getirdi. Yılmazkaya PKK kamplarında eğitim almıştı. Bu eğitimin fotoğrafları basına da yansıdı. 27 Nisan 2009'da İstanbul-Bostancı'da polisle girdiği çatışmada öldürüldü. Yılmazkaya'nın ardından örgütün Türkiye sorumluluğuna Ulaş Erdoğan getirildi. Erdoğan, Marksist Leninist Komünist Partisi (MLKP) üyesiydi. Ancak örgütle anlaşmazlığa düşünce ayrılmış, 14 ay Çeçenistan'da Ruslara karşı savaşmıştı. Erdoğan'ı Çeçenistan'a götürenler ise Ülkücülerdi. Erdoğan, Çeçenistan dönüşünde Devrimci Karargâh Örgütü'ne katılmaya karar verdi. Yılmazkaya'nın öldürülmesinin ardından da örgütün Türkiye sorumlusu oldu.

DKÖ'nün liderleri ardı ardına öldürülse, yakalansa da sonunu getirmek mümkün olmadı. Çünkü örgüte diğer sol gruplardan katılımlar olmaya başladı. Bu arada DKÖ, Dev- Sol (Devrimci Sol) ile birleştiğini açıkladı. Örgütün internet sitesinden duyurulan bu bildiri sosyalist sol gruplar tarafından şüpheyle karşılansa da Dev-Sol aksine bir açıklama yapmadı. Birleşme 1990'lı yıllarda aldığı darbelerle dağılma sürecine giren Dev-Sol'un Bedri Yağan grubuyla yapılmıştı.

Örgüte en büyük destek ise PKK'dan geldi. PKK hem DKÖ'nün Selimiye Kışlası'na yönelik saldırısının ardından, hem de Orhan Yılmazkaya'nın öldürülmesinden sonra bildiri yayınladı. Oysa diğer sol ve sosyalist gruplar örgüte hep temkinli yaklaşıyorlardı. Bu yüzden örgüt lideri Orhan Yılmazkaya'nın cenazesine hiçbir sol grup katılmamıştı. Emniyet kaynaklarına göre örgüt son derece profesyonel çalışıyordu. Örgüt içi haberleşmede cep ya da ankesörlü telefon kullanılmıyordu.

Konuşmalarda da buluşma yeri söyleniyor ama asla ayrıntıya girilmiyordu. Buluşmaya giden örgüt üyeleri de takip edildiklerini düşünerek hareket ediyorlardı.

Örgüt yurt dışındaki liderleri Serdar Kaya ile haberleşmek için de özel bir yazılım geliştirmişti. Bu yazılım sadece çok özel durumlarda, örgüt içi haberleşmede kullanılıyordu. Bu yüzden hem polis, hem de Milli İstihbarat Teşkilatı bu yazılımı ve örgütün yapılanmasını çözmek için uzun süre uğraştı.

DKÖ'nün Ergenekon'la bağlantısı da sık sık gündeme getirildi. Konuyla ilgili eski PKK 'lı Bülent Dumlu'nun açıklamaları ve yaptığı ihbarlar vardı. Örgütün Türkiye sorumlusu Ulaş Erdoğan da bir süre sonra Serdar Kaya'nın davranışlarından şüphelenmişti. Erdoğan ifadesinde Kaya'nın JlTEM'le çalıştığını ileri sürüyordu. Ancak bu sürede en şaşırtan gelişme Ergenekon Davası'nda yaşandı. Örgütle ilgili soruşturma başlatan savcı Zekeriya Öz bir yazıyla polis ve MİT'ten bilgi istedi. Yazıya Emniyet Genel Müdürlüğü elindeki bilgi ve dokümanları göndererek cevap verdi. Ancak MİT'ten gelen cevap herkesi şaşırttı; Konuyla ilgili ellerinde bilgi ve belge yoktu!

Devrimci Karargâh Örgütü ile tüm bu gelişmeler yaşanırken polis geçtiğimiz haftalarda yeni bir operasyon yaparak 17 kişiyi gözaltına aldı. 12 kişi ise yapılan sorgulamanın ardından tutuklandı. Tutuklananlar arasında yer alan Necdet Kılıç üzerinden Hanefi Avcı'ya ulaşıldı. Sonunda emniyet müdürü Hanefi Avcı da "örgüte yardım ve yataklıktan" tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne yerleştirildi.

Devrimci Karargâh Örgütü'nün kısa tarihi böyle. Sosyalist sol örgüt ve grupların şüphe ile baktığı, Türkiye'nin daha önce karşılaştığı örgütlere pek benzemeyen bu grup daha bir süre tartışılmaya devam edecek. Gerçek mi? O belki çok uzun zaman sonra ortaya çıkacak, belki de hiç çıkmayacak... (Kaynak: Tuncay Opçin-Yeni Aktüel)



Bu haber 1,177 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,173 µs