Davutoğlu: Hala cezalandırılıyoruz

12 Ekim 2010 14:42 tsi
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'ndan AB'ye açık mesaj: Maalesef çağrılarımıza yanıt bulamıyoruz!

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner ile görüştü ve görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi. İkili, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Davutoğlu, Türkiye’nin AB sürecindeki sorunlardan olarak görülen Kıbrıs meselesinden bahsederken, Türkiye’nin, Türkiye ve Kıbrıslı Türklerin barışa dönük çabasına rağmen halen cezalandırılıyor olmasını anlamanın mümkün olmadığını, şimdi de bir iki ay içinde 2004'te olduğu gibi bütün tarafları kapsayan bir barış konferansı yapmayı önerdiklerini ancak bu çağrılara yanıt bulamadıklarını söyledi. İki bakan da Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy'nin beklenen Türkiye ziyaretini 2011’in başında yapacağını açıkladı.

Davutoğlu, Türkiye'nin AB üyeliği ile ilgili bir soruya cevap verirken, Türkiye'nin AB üyeliği konusundaki kararının, bütün ülke tarafından paylaşılan kesin ve stratejik bir hedef olduğunu söyledi. Türkiye'nin reform çabasının herkes tarafından bilindiğini belirten Dışişleri Bakanı Davutoğlu, son anayasa reformunun, bütün siyasi reformların bir işareti olduğunu kaydetti ve şunları ekledi:

“DAHA ÖNCE BİR ÜLKENİN ÖNÜNE KONMAMIŞ BİR SİYASİ ENGEL…”

"Eğer önümüze müzakere sürecinin doğası ile ilgili olmayan siyasi engeller çıkarılmazsa ya da bu engeller kaldırılırsa çok kısa sürede çok büyük mesafe alırız. Bu siyasi engel de çok açık söyleyelim Kıbrıs sorunudur. Daha önce başka bir ülkenin önüne konmamış bir siyasi engel olarak bu konu bizim önümüze kondu. Bu konuda 2006'da alınan kararlar çerçevesinde fasıllar üzerindeki blokaj kalktığında bir iki yıl içinde bütün fasıllarda ilerleme sağlarız ve hatta kapatma aşamasına geliriz. Bu konuda kararlıyız."

“ÇABAMIZA RAĞMEN HALEN CEZALANDIRILIYOR OLMAMIZI ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL”

“Türkiye ve Kıbrıs Türk kesiminin 2004'te aldığı net karara ve barışa dönük çabasına rağmen hala bizim cezalandırılıyor olmamızı anlamak mümkün değildir. Şimdi bile aynı şeyi söylüyoruz, gelin bir iki ay içinde aynen 2004'te olduğu gibi bütün tarafları kapsayan büyük bir barış konferansı yapalım ve bu sorunu kökten çözelim. Böylece Türkiye'nin AB sürecinin de önü tamamıyla açılsın. Ama maalesef bu çağrılarımıza yanıt bulamıyoruz. Umarız ki BM'de süren müzakereler olumlu sonuç verir ve bu sorun çözülür. Böylelikle Türkiye-AB ilişkilerinin ufku tamamen açılır. Dolayısıyla kısa dönemdeki gelişmeler biraz da bu tür siyasi engellerin kaldırılıp kaldırılmamasına bağlı."

Hürriyet

Bu haber 891 defa okundu.