Bakan Akdağ: Amacımız anne ölüm oranını düşürmek

12 Ekim 2010 13:26 tsi
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, anne ölüm hızında Türkiye'nin yüksek gelir grubu ülkeler ile boy ölçüşür duruma geldiğini belirterek, "Amacımız önümüzdeki 5 yıl içinde anne ölüm oranlarını yüz binde 10'ların altına düşürmek." dedi.

Çocukluk çağı obezitesine de dikkat çeken Akdağ, çocukluk çağı ve erişkin obezitesinin Türkiye'de süratle yayıldığı uyarısında bulundu.
 
Dünya Bankası ve UNICEF tarafından düzenlenen Erken Çocukluk Gelişimi Konferansı, Ankara Hilton Otel'de başladı. Konferansın açılışına Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu da katıldı. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, burada yaptığı konuşmada erken çocukluk çağı gelişiminin önemini vurguladı.

Son 8 yılda anne ve çocuk sağlığı ile ilgili önemli adımlar atıldığını dile getiren Akdağ, "Bunun geleceğimize yapılan en önemli yatırım olduğunu biliyoruz." diye konuştu. Bu kapsamda Türkiye'de yeni doğan ölümlerinde ciddi bir düşüş yaşandığına dikkat çeken Akdağ, "2002 yılında 665 olan yeni doğan yoğun bakım yatak sayısı bugün 2 bin 140'lara çıktı." dedi.

Anne ölüm oranlarındaki azalmaya da işaret eden Bakan Akdağ, Türkiye'de 2008'de yüz binde 23 olan anne ölüm oranlarının bugün yüz binde 16'lara kadar düştüğünü vurguladı. Anne ölüm hızlarında Türkiye'nin yüksek gelir grubu ülkeler ile boy ölçüşebilecek noktaya geldiğini dile getiren Akdağ, "Amacımız 2011'de bu oranı yüz binde 15'in altına düşürmek. Önümüzdeki 5 yılda da yüzde 10'un altına çekmeyi istiyoruz." şeklinde konuştu.

Gelinen noktada çocukların psiko-sosyal gelişimlerinin de yakından takip edilmeye başlandığını dile getiren Akdağ, erken çocukluk çağında psiko-sosyal açıdan geriliğe yol açabilecek bir durum varsa, bunların izlenmesinde çocuk psikologlarının önemli bir yeri olduğuna işaret etti. Akdağ, bu konuda sayısal bir eksiklik söz konusu olduğunu bunun giderilmesi gerektiğini söyledi.

Konuşmasında çocukluk çağı obezitesine de dikkat çeken Bakan Akdağ, Türkiye'nin obeziteyi büyük bir problem olarak yaşamaya başlayan ülkeler arasında yer aldığını vurguladı. Çocukluk çağı ve erişkin obezitesinin Türkiye'de süratle yayıldığını belirten Akdağ, "Bu problemi gündemimize almış durumdayız." ifadesini kullandı.

MİLLİ EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU'NUN KONUŞMASI

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ise erken çocukluk eğitiminin en öncelikli konularından biri olduğunu aktardı. Türkiye'de bu kapsama giren yaklaşık 7.5 milyon çocuğun bulunduğunu söyleyen Çubukçu; ortak bilinç ve farkındalık oluşturan çalışmaların büyük önem taşıdığını belirtti. Bu kapsamda dezavantajlı çocukların okulöncesi eğitim alabilmeleri için Milli Eğitim Bakanlığı'nın öncülüğünde birçok proje yürütüldüğünü ifade eden Çubukçu, "Son olarak yeni bir projenin tanıtımını yaptık. Uygulama süresi üç yıl olan bu projenin de hedefi dezavantajlı çocukların ve ailelerinin gündüz çocuk bakımı ile okul öncesi eğitime kayıt ve devamlarını artırmaya katkı sağlamaktır." diye konuştu.

Çubukçu, 'bir üst öğretime gitme adına daha hazır ve bu öğretimi terk etme ihtimali daha az, seçilen her alanda akademik olarak daha başarılı, daha çok ekonomik gelire sahip, sağlık problemleri ve suça karışma ihtimali en az olma gibi arzu edilen olgulara sahip bireylerin oluşmasının, erken çocukluk dönemi müdahalelerinin en önemli gerekçelerinden' olduğunu söyledi.

"2012-2013'E KADAR OKUL ÖNCESİ EĞİTİM 81 İLDE ZORUNLU OLACAK"

Okulöncesine yapılan yatırımlar sonucunda 2001-2002 eğitim öğretim yılında 48-72 aylık çocuklarda yüzde 11.7 olan okul öncesi eğitimi okullaşma oranının, 2009-2010 eğitim öğretim yılında yüzde 39'a ulaştığına dikkat çeken Çubukçu, şöyle devam etti:

"60-72 aylık çocuklarda ise okullaşma oranı yüzde 61'e ulaşmıştır. Okul öncesi eğitim 32 ilde zorunlu hale getirilerek bu illerde okullaşma oranı yüzde 93.1'e çıkarılmıştır. Okul öncesi eğitim 2012-2013 eğitim-öğretim yılına kadar kademeli olarak 81 ilde zorunlu olacak, böylece yüzde 100 okullaşma hedefine daha da yaklaşılmış olacaktır."

UNICEF Bölge Direktörü Kirsi Madi, kapsamlı bir çocuk gelişiminin 1 ila 6 yaş arasında başladığını söyledi. Çocukluğun ilk yaşlarında verilecek eğitimin, öğrenme becerisini artırırken, başarısızlık riskini azalttığını kaydeden Madi, "Çocukların duygusal ve sosyal gelişimleri de çok daha hızlı olmakta; şiddete ve istismara karşı çocuklar koruma kazanmakta." dedi.

Madi, erken çocukluk gelişiminin, kuşaktan kuşağa aktarılan yoksulluğun ortadan kaldırılmasına da yardımcı olduğunu dile getirdi.

"GEÇMİŞ 10 YILDA DÜNYA TÜRKİYE'DEN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİ"

Dünya Bankası Beşeri Kalkınma Sektörü Yöneticisi Jesko Hentschel, yeni nesillere yatırım yapılarak, beşeri, ekonomik ve sosyal kalkınmanın sağlanabileceğini söyledi. Geçtiğimiz 10 yılda dünyanın Türkiye'den bu alanda çok şey öğrendiğini belirten Henstchel, "Türkiye'de yapılan bilinç uyandırma kampanyaları bunlara örnektir." dedi.
 
Henstchel, çocukların sahip oldukları fırsatların, çeşitli sosyo-ekonomik alan ve seviyelere göre farklılıklar gösterebildiğine dikkat çekti.

cihan

Bu haber 551 defa okundu.