En Sıcak Konular

Sarkozy Seine'de boğulmak üzere

3 Ekim 2010 16:34 tsi
Sarkozy Seine'de boğulmak üzere Sarkozy'nin dibe vurmasının nedeni, demokratik bir toplumda iktidarın doğasını yanlış anlaması. CumhurbaŞkanının 'Fransa'nın kendisinden sorulduğunu' tekrarlayıp durması iktidarın sürdürülemez biçimde merkezileşmesine yol açıyor ve destek oranlarını d

Büyük Britanya’nın ada olması, eskiden beri Avrupa’dan kopukluğunun sebebi olarak bilinir. Peki aynı durumu şimdi Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’ye de uyarlayabilir miyiz? Elysee Sarayı’nda dostları giderek azalan ve halk desteği gün geçtikçe düşen bir lider mi var karşımızda? Görevdeki bir cumhurbaşkanının popüler olmaması elbette Fransa’nın Beşinci Cumhuriyeti’nin tarihinde yeni bir şey değil. Fakat Sarkozy’nin durumunda yeni olan, zirveden dibe iniş hızı.

Bilhassa kendi destekçileri arasında, şu an Fransa gibi bir ülkede cumhurbaşkan-lığı gücünün gereklilikleriyle Sarkozy’nin kişisel tarzı arasında yapısal bir kopukluk bulunduğu yönünde güçlenen bir hissiyat söz konusu. Başbakanın Seine Nehri’nin öbür kıyısındaki ofisinde bile yürütmenin iki makamı arasındaki mesafe gözle görülür durumda. Gözlemciler 30 yıl öncesini, Valery Giscard d’Estaing’in cumhurbaşkanı, Jacques Chirac’ınsa soğuk davranan başbakanı olduğu dönemi hatırlatıyor. Giscard d’Estaing, ikinci görev dönemi için seçilemeyen son Fransız liderdi.

Roman eleştirisi haksız

Fransız devletinin üst kademelerinde bir tür ‘biz ve onlar’ atmosferi oluşmuş halde; yani bir taraf, “Cumhurbaşkanının ve ‘şürekası’nın yaptıklarından mesul değiliz” diyor. Sarkozy Fransız seçkinlerini hâlâ alenen hor görüyor; muhtemel sebebi onların üst tabakasına mensup olmaması ve onlar tarafından kabul görmediğini hissetmesi. Ancak Sarkozy’nin partisi içinde bile, cumhurbaşkanının kendileri için bir engel teşkil ettiğine dair artan bir rahatsızlık var; onu, Mayıs 2012’de cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte yapılacak parlamento seçimlerinde koltuklarını kaybedecek olmalarının kesin sebebi sayıyorlar.

Bazı açılardan haksız bir popülarite düşüşü söz konusu. Sarkozy aslında belli yapısal reformların üzerine cesaretle gidiyor, bunların başında Fransa’daki emeklilik yaşı geliyor. Ayrıca Fransa’nın yanı sıra Avrupa’nın dört bir köşesinde Romanlarla ilgili meselede büyük bir ikiyüzlülük sergileniyor. Bu insanların Romanya ve Bulgaristan gibi ülkelerdeki içler acısı durumu konusunda Avrupa’nın kendisi ne yaptı ki? Avrupa Komisyonu üyesi Viviane Reding’in Fransa’nın Romanları sınırdışı etmesini 2. Dünya Savaşı’nda Yahudilerin sınırdışı edilmesiyle kıyaslaması ziyadesiyle şokE edici ve tamamen yersizdi.

Neticede Fransa’nın ve Avrupa’nın gözünde düştüğü durumdan bizzat Sarkozy’nin kendisi sorumlu. Asıl sorunu, bu küresel çağda demokratik bir toplumda iktidarın doğasına dair esaslı bir yanlış kavrayış içinde olmasından kaynaklanıyor. Fransa Cumhurbaşkanı sorumluluğunun ne kadar büyük olduğunun altını çizip duruyor. Sürekli ‘Fransa’nın kendisinden sorulduğunu’ tekrarlıyor; Fransızları koruması gerektiğinden dem vuruyor. Fakat bu sadece yanlış değil, kaçınılmaz olarak sürdürülemez bir aşırı iktidar merkezileşmesine yol açıyor. Fransızları ancak kendileri koruyabilir ve Cumhurbaşkanının rolü, usta bir pedagog olarak onları kendileri için neyi olduğuna ikna etmek, bu arada onlara hem korundukları hem de kendilerinden mesul oldukları duygusu vermektir.

Bunun ötesinde tarz meselesi de var. Avukatlık eğitimi alan Sarkozy ne pahasına olursa olsun kazanmak istiyor, bu uğurda uzun vadeli çıkarları veya kısa vadeli kazanımları feda etme riskini bile göze alıyor. Brüksel’deki son Avrupa Zirvesi’ni ele alın: Büyük AB ülkelerinin küçük olanları baştan çıkarması gerekiyordu, Sarkozy’nin meylettiği gibi zorbalık yapması değil.

ABD Başkanı Barack Obama’nın dünyanın geri kalanına hitaben en azından becermeye çalıştığı tatlı sözle ikna etme tutumu, Fransa için de düstur olmalı. Ancak görünüşe göre Sarkozy cumhurbaşkanlığını beklerken yürüttüğü İçişleri Bakanlığı görevinde öğrendiği tutumlardan zerre kadar kurtulamamış. Her yerde komplolar görüyor. Daha da kötüsü, paraya ve zengin insanlara yönelik artık gayet iyi bilinen ilgisi, mali ve ekonomik krizin hemen sonrasında giderek büyüyen bir engel teşkil ediyor.

Peki ne olacak? Cumhurbaşkanının Fransa içinde ve dışında imajının durmadan kötüye gidişinin, büyük sonuçlar doğurmaksızın devam etmesi pek muhtemel değil. Birçok analizci Fransa siyasetinin bugün 1980’e geri döndüğüne inanıyor: O dönemde sağcı bir cumhurbaşkanının tek dönemlik görevi, kısa süre sonra solun zaferiyle sona ermişti. Muhafazakârlar arasındaki mevcut bunalım ve rahatsızlık göz önüne alındığında, Sarkozy’nin sonu da Margaret Thatcher gibi olabilir. Demir Leydi, iktidarının sonlarında kendi partisinden birçokları tarafından reddedilmişti.

Sonu Thatcher’a benzeyebilir

Elbette Fransız sistemi bir partinin görev dönemi bitmeden liderini alaşağı etmesine imkân vermiyor. Ayrıca solun birlik olamama huyunu veya Sarkozy’nin inanılmaz enerjisini hafife almak da tehlikeli olacaktır. 2007’de azametli bir adaydı ve sağ, 2012’de de en az bölünme-ye yol açacak aday olduğu sonucuna varabilir. Bununla birlikte Sarkozy ilham kaynaklarından birinin Thatcher olduğu-nu sıkça dile getirdi. Kendi kampından karşıtları da Thatcher’ın düşüşünden ilham alabilir pekâlâ.

Dominique Moisi: Fransa Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde öğretim üyesi, 28 Eylül 2010

Radikal



Bu haber 857 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,297 µs