Demirel'den inciler
0 0 0000 00:00 tsi
Köşe yazarı olmanın en tatsız taraflarından biri, katiyyen okumaya değmeyeceğini düşündüğünüz bazı metinleri bile dikkatle okumak zorunda kalmaktır..
Demireli Basın Klubünde izleyemedim. Ama uzun söyleşi metnini Habertürkten okudum.
Söyleşinin en vahim bölümünü, türbanlıları Arabistana gönderen (!) o korkunç cümleyi eminim hepiniz manşetlerde okudunuz. O yüzden tekrar etmeyeceğim. Ama şu kadarını söyleyeyim ki, türbanlı kızların hiçbiri okumak için Arabistana gitmiyor. Hepsi de ABDde ya da Avrupada okuyor. Zira, ABDnin ve Avrupanın hiçbir üniversitesi türbanı yasaklamıyor. Tıpkı bir zamanlar Demirelin Moskovaya yolladığı (!) solcuların da fikir özgürlüğüne kavuşmak için Moskovaya değil, Avrupaya gittiği gibi...
Her neyse, biz türban zırvalamalarını bir yana bırakıp söyleşinin daha eğlenceli kısımlarına geçelim. Madem ki, ben vazife icabı dişimi sıktım ve okudum, sıkıcı bölümleri kendime saklayıp basın kulübünden seçtiğim bazı incileri sizlerle paylaşayım dedim.
***
Şimdi ben günlük siyasetin içinde değilim. Parti siyasetinin üstündeyim. Ama ülkede bir gün başka birisinin yapamayacağı, ama mutlaka benim yapmam gereken bir hizmet çıkarsa orta yere ben bundan kaçamam.
***
-Kürtler millet değildir.
-Peki nedir?
-Kürtler bir halktır. Bakın Kürtler diye bir halk vardır. Bunu önce ben söyledim.
***
Bir kurumlar devleti olan Türkiyede nasıl kurumlar arasında bir ahenksizlik varsa, demek ki AKPnin içinde de bir ahenksizlik var. Öyle görünüyor. Şimdi onlara sorsanız yok derler. Yok demeleri olmadığı anlamına gelmez.
***
Türban sorunu icat edilmiş bir sorundur. Kim sorun var diyorsa, bunu icat etmiştir.
***
- Nasıl bir şey bu Milli Siyaset Belgesi?
- Bu kırmızı bir kitaptır.
- Milletvekilleri bu belgeyi görebilmeli mi?
- Bir milletvekili isterse, o belgeyi göstermekte bence hiç bir mahzur yoktur. Bir milletvekili o belgeyi görmek isterse, ona gösterirler. Ama açık bir belge değildir.
- Bu belgenin hazırlanması sürecine Bülent Arınçın dediği gibi Meclis de katılmalı mı?
- Hayır, Meclis siyasi bir organdır.
***
- Derin devlet ne peki?
- Sorunlar arttığında, ülke uçurumun kenarına geldiğinde sesler yükselir. Kurtaralım diye. Bu ses, genelde askerden gelir. Ve asker el koyar. Devlet görev yapamaz hale geldiğinde, devlete el koyan askerdir. Derin devlet odur. Zaten başka devlet kalmaz o zaman. Birini kaldırıp kendisini getirir.
***
- En çok neyi özlediniz?
- Halkı , kalabalıkları, meydanları özlüyorum. Enine boyuna meydanları. Bir meydanlara çıksam, bir mikrofon elime geçse. Ve sallana sallana ülkenin durumunu anlatsam, bir de yol gösteriversem.
***
Bir ülkede halkın önemli bir kısmı askerin idareye müdahalesini istiyorsa ve asker müdahale ettiği zaman alkışlarsa ve askerin müdahalesini bir çare olarak görüyorsa, o zaman mesele askerin meselesi değil, halkımızın meselesidir.
İşte Demirelin uzun söyleşisi içinde katıldığım ender bölümlerden biri....
Ama naçizane bir katkıda bulunmak isterim: Bir ülkede halkın önemli bir kısmı, hala Demirelin siyasete katkısı olabileceğini düşünüyorsa, onun siyasi görüşlerini merak ediyorsa ve bazı TV yapımcıları hâlâ onu programlarına çağırıyorsa, insanlar söylediklerini dinliyor ve hatta zaman zaman alkışlıyorsa, o zaman mesele Demirelin değil, halkımızın meselesidir
Bu haber 280 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle