Hedefimiz Arapsız İsrail

30 Eylül 2010 16:58 tsi
Yahudi yerleşim birimi inşaatlarını yeniden başlatarak barış sürecini çıkmaza sokan İsrail'in nihai hedefini aşırı sağcı Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman açıkladı.

BM Genel Kurulu'nda konuşan Lieberman, nihai ve kesin çözüme ancak Arap ve Yahudi yerleşimcilerin yerlerinin değiştirilerek ulaşılabileceğini söyledi. Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada da Lieberman'a destek verildi. Açıklamada Netanyahu, Lieberman'ın konuşmasını önceden görmediğini ancak bu tür değiş tokuşları reddetmediklerini söyledi.

Aşırı sağ koalisyonun liberal üyesi Savunma Bakanı Ehud Barak ise açıklamaya sert tepki göstererek, bu tür görüşlerin hükümetin genel politikasını yansıtmadığını belirtti. Lieberman'ın planına göre Batı Şeria'nın yarısını Yahudi yerleşimcilere tahsis eden İsrail, buradaki 300 bin yerleşimciyi 1967 sınırları içinde yaşayan yaklaşık 1 milyon 200 bin Arap'la değiş tokuş edecek. Bu değiş tokuş sırasında bazı topraklar da değiştirilecek ve yeni Filistin devletinin sınırları bu şekilde çizilmiş olacak. Her ne kadar Lieberman'ın planı olarak gösterilse de uzmanlar İsrail'deki genel kanaatin bu yönde olduğunu belirtiyor. Bu şekilde İsrail, hem Arap-İsrail savaşları sonrasında topraklarını terk eden milyonlarca Filistinliden kurtulacak hem de nüfus artış oranı Yahudilerden fazla olan Arapların, muhtemel nüfus tehdidini de bertaraf etmiş olacak.

Yahudi nüfusunu ancak dışarıdan getirttiği Yahudi asıllılarla artırabilen İsrail, hem getirilen insanların yaşlı olması hem de gelebilecek insan sayısının sonuna ulaşılmasından dolayı ciddi bir nüfus problemiyle karşı karşıya bulunuyor. İsrail'de özellikle dindar Yahudiler arasında nüfus artarken, liberal Yahudilerin çocuk yapmaması dikkat çekiyor. Konuşmasında "Nihai bir anlaşma, İsrail ve Filistinliler arasında yapılacak olan nüfus ve toprak değiş tokuşuyla mümkündür." ifadelerini kullanan Lieberman, nüfus transferinden çok Yahudi ve Filistinlilerin yaşadığı topraklardan sınır hattı çekilmesini istediklerini söyledi. Kendisi de bir yerleşimci olan Lieberman, bir anlaşmaya varılması durumunda evini terk etmeye hazır olduğunu belirtiyor. Aşırı sağ koalisyonun lideri Başbakan Binyamin Netanyahu'nun konuyla ilgili olarak uluslararası baskılara maruz kalacağı ve İsrail hükümetinin konuyla ilgili tavrını sorgulayacağı ifade ediliyor. Her ne kadar Netanyahu bu tür radikal bir politikayı dile getirmemiş olsa da daha önceki barış görüşmelerinde toprak ve nüfus takasının sürekli masada tutulduğu biliniyor. Batı Şeria ve Gazze'de 4 milyondan fazla Filistinli yaşarken, bu rakam İsrail sınırları içindeki Araplarla birlikte 5 milyonu geçiyor. Yahudi nüfus ise yaklaşık 6 milyon civarında. Dünyadaki toplam Yahudi nüfus ise 13 milyona düşmüş durumda.

İsrail'in yanı sıra tüm dünyada da Yahudi nüfusunun hızla erimesinin tehlikesine işaret eden Yahudi liderler, bu durumun en önemli sebebi olarak gösterilen başka din mensuplarıyla evliliklerden doğan çocukların da Yahudi kabul edilmesini istiyor. Yahudiler bir kişinin kendi dinlerinden kabul edilmesi için annelerinin Yahudi olmasını şart koşuyor.

ZAMAN

Bu haber 968 defa okundu.