Bir gazetecinin mesleğini kaybettiği an

Doğan Grubu’ndan HaberTürk’e geçişinin öyküsü sadece profesyonel bir dönüşümden öte ideolojik bir “gelişme” olarak değerlendirilen Yiğit Bulut’un hükümeti yönelik sevecen tavrı, acaba yine bizzat hükümet tarafından nasıl algılanıyor? Bunun üzerinden bir muhalefet getirmeyeceğiz Yiğit Bulut’a.

Fakat ne zamanki Yiğit Bulut, genel anlamıyla “basın” özel anlamıyla internet ve gazeteleri kapsayan bir RTÜK benzeri önerdi, işte o an bir gazetecinin mesleği üzerine iyice düşünmesi gerektiği bir andır.

Esasen kendisinin düşünmesi de fark etmez, diğer gazetecilerin onun gazeteciliği hakkında düşünmesi gerekir. Hem TV’de program yapan ('Sansürsüz'!) hem de bir gazetede köşe yazan biri, özgürlüğün tüm dünyada en kıymetli değer addediliği bir dönemde, nasıl böyle bir kurumun hayata geçirilmesini hükümete önerebilir?

Bunu izleyenlere de bir çift laf söylemek lazım. Dinleyenlerin şu veya bu nedenle “ağır ol bakalım Yiğit efendi, evrensel değerlerden bi-haber olduğun belli ama hiç olmazsa Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 26 ve 28. maddelerini oku öyle gel” demeyenlerin de kulakları çınlatılmalı.

Ki o maddeler AKP’nin değiştirmeyi düşündüğü maddelerden değil. Ve tabii önce AKP’liler ve seçmenleri hemen farkına varmalı ki, özgürlüklerini kullanamamış olmaktan yakınan bir kitle olarak, kimden gelmiş olursa olsun böyle bir teklife, “hiç duymamış olalım, sende hiç söylememiş ol hatta bundan sonra da başka bir şey söyleme” yanıtını verebilmeliler.

www.iyibilgi.com