En Sıcak Konular

Özer Çiller uçtu!

0 0 0000 00:00 tsi
Tansu Çiller'in bir zamanlar kendisi kadar politikanın içinde olan eşi Özer Uçuran Çiller şimdi başka bir boyutta! Konuştuğunu iddia ettiği 22. göbekten dedesi Mevlana yardım ederse, 130 yaşına kadar yaşamayı düşünüyor. 

Tansu Çiller'in bir zamanlar kendisi kadar politikanın içinde olan eşi Özer Uçuran Çiller şimdi başka bir boyutta! Konuştuğunu iddia ettiği 22. göbekten dedesi Mevlana yardım ederse, 130 yaşına kadar yaşamayı düşünüyor.

'Soyadım Uçuran ya, belki ondan 'uçtu' diyorlardır!'

Özer Uçuran Çiller, kişisel ve ruhsal gelişim konusundaki merakı ve yazdıkları ile alay edenlere böyle cevap veriyor.

Özer Uçuran Çiller... Türkiye onu, ilk kadın başbakanımız Tansu Çiller'in eşi olarak tanıdı. En az başbakan eşi kadar politikanın içinde, en az onun kadar mevzulara müdahildi. Az tartışılmadı bu yüzden... Eşinin DYP liderliğinin sona ermesinin ardından Özer Uçuran Çiller de siyaset sahnesinden çekildi... Ancak kendini 'aşmış', olumlu düşünceye adamış, stresi yenmiş, 'tamamlayıcı tıp' konusunda uzman kadar bilgilenmiş, sağlıklı yaşamı benimsemiş, ezoterizmi (gizli sırlar öğretisi) çözmüş biri olarak karşımızda bugün... Başka bir boyutta yani... Bir nevi 'düşünce adamı' kıvamında... Ne zamandır, kişisel ve ruhsal gelişim mevzusuna merakı konuşulup duruyordu. Bir cumartesi öğleden sonrasını ayırdı ve Yeniköy'deki yalılarında büyük bir zevkle bu meraklarını anlattı. Yeşil çayını yudumlayarak, tıp dilini kullanarak, en az bir doktor kadar teknik bilgiler vererek üstelik... Ya, Özer Uçuran Çiller uçmuş diyenler, alay edenler? "Soyadım Uçuran ya, ondandır" dedi gülerek ve ekledi: Çok şükür ayaklarım yere basıyor...

POLİTİKA STRES YAPTI

- Artık guru mu oldunuz Özer Bey?

- Guru ne demek? (gülüyor)

- Aşmış, bitirmiş, usta olmuş demek! Var mı sizde de böyle bir durum?

- Katiyen yok, öyle bir şey değil; bu birazcık yaşla ilgili. Çünkü insan yaşlandıkça yaşama daha önem veriyor.

- Kaç yaşındasınız?

- 69 yaşındayım. 'Geri kalan zamanımı nasıl daha sağlıklı geçirebilirim' diye düşünürken kendine dikkat etmeye başlıyorsun. Ama ben zaten 1975'lerden itibaren olumlu düşünme felsefesine kafamı takmıştım. Hatta Mutlu ve Başarılı Olma Sanatı diye bir kitap yazdım. Çünkü hastalıkların yüzde 75'i olumsuz düşünmeden ve stresten kaynaklanıyor.

- Şunu merak ediyorum, bütün bunlara nasıl merak sardınız? Uzun yılların birikimi mi, bir kitap okudunuz da hayatınız mı değişti ya da ne bileyim bir gün yataktan çıkıp 'Politika hayatının stresini atayım üzerimden' mi dediniz?

- Tansu Hanım'ın politikada olması inanılmaz strese neden oldu bizim hayatımızda. Bir gazete alıyorsunuz, bir şey var, cevap vermeye çalışıyorsunuz, onun stresine giriyorsunuz. Tabii o zaman 'stresi nasıl yeneriz' derken, şifalı otlara filan yöneldik..

- Çok mu gergindiniz?

- Amerika'da hipertansiyon teşhisi konuldu bana ve bir takım ilaçlar verildi. Sonra, Kuşadası'ndaki çiftliğimize gittiğimizde dostlarımız bizi mineraller ve vitaminlerle tedaviler yapan pratisyen bir doktora yönlendirdi.

'BEN BİR SENTEZCİYİM!'

- Bayağı kafayı taktınız bunlara yani...

- Evet, bayağı taktım! Ona gittim, bir cihaz vardı, iki dakikada yüzünüzün yedi bölgesinde enerji taraması yaparak size uygun anti oksidanlar, vitaminler veriyor. Ne ilaç alıyorsanız, onları da götürüyorsunuz, o cihazın cam kabına koyuyor. Benim ilacı da koydu ve 'Sen bu ilacı bırak,' dedi. Mucize gibi; ne yapıyor bu kadın, nasıl anlıyor diye bakıyorum. Nitekim almadım o ilacı, o gün bugündür düşüktür tansiyonum.

- Yani yanlış ilaç kullanımı sonrasında kendinizi yetiştirdiniz?

- Evet öğrenmeye karar verdim. Cihazın ismini görmüştüm, Vega diye bir şey. İnternette araştırdım, Almanya'da çok köklü bir şirket! Bizim şirketten iki arkadaşımızı gönderdim ve 2005 yılında onların Türkiye temsilciliğini aldım.

- Marvega diye bir merkez kurdunuz sonra...

- Marsan Holding ya bizim şirketimiz, bunu da Marvega diye kurduk. Doktorların yanılma payını ortadan kaldıran cihazlarla bir nevi terapi yapıyoruz.

- Sizin kişisel ve ruhsal gelişim üzerine yazdıklarınız çok tartışılır oldu. Merak ediyorum, kendinizi ne olarak görüyorsunuz? Düşünce adamı mı, tamamlayıcı tıp uzmanı mı, aşmış biri mi?

- Çok zor isim koymak, bir de insan kendini methetmek istemiyor. Her insanın bazı yetenekleri vardır. Ben kendi sınırlarımı gayet iyi biliyorum; ben bir sentezciyim denilebilir.

- Ne demek sentezci?

- Yaratan sizi öyle bir yaratmış ki, muhteşem bir makine! Bu makineyi bilmek imkânsız. İnsan hayranlık duyuyor buna. Bu konu benim çok ilgimi çekiyor, bunları alıp bir sentez yapıyorum. İkinci kitabım Pencere bir sentez kitabıdır. Einstein'ı alıyorum, kuantum tıbbını alıyorum, tüm parçacıkları birleştiriyorum yani paradigma yapıyorum. Paradigma, karşılıklı ilişkide olan parçacıkların bütününe denir. İşte bu bir sentezdir. İlgi duyduğum konularda sentez yapıyorum. Yani ben kendimi sentezci olarak görüyorum.

'Hep kaleye top girmesin diye uğraştık'

- Politikayla haşır neşir olduğunuz sürede bu meraklarınız gündeme gelmedi; uzak mı durdunuz, gizli gizli mi ilgilendiniz acaba?

- Hep kaledeydik, o top girmesin, bu top girmesin diye kendimizi yerden yere atıyorduk (kahkahalar atıyor). Vaktimiz yoktu bunları düşünmeye...

- Yaşamınızda neyi değiştirdi peki bu öğrendikleriniz? Yani eskiye göre daha mı huzurlusunuz, daha mı çok sağlıklısınız, daha mı mutlusunuz?

- Çok iyi insan oldum bence! Yine ukala, kendini beğenmiş diyecekler ama alakası yok inanın. Bence stresi yenmenin en önemli ilacı kendini sevmek. Çoğu insan seviyorum der, aynaya bakar 'Ben güzelim, şuram iyi, buram iyi, param var,' deyip kendini tatmin eder ama şuuraltı önemlidir. Gece yattığınızda geçirdiğiniz günün muhasebesini yapmalısınız.

- Siz kendinizi seviyor musunuz?

- Her zaman sevmiyorum ama düzeltmeye çalışıyorum okuduklarımla.

- Daha iyi, daha huzurlu olmanızın nedeni politikadan uzak kalmanız olmasın sakın!

- Tesiri var tabii. O kaldırılabilecek gibi bir yük değil! Bendeki bu hızlı gelişim, Tansu Hanım politikayı bıraktıktan sonra oldu aslında...

'Tansu benimle dalga geçiyordu'

-Sarmısak büyük ilaçtır denir. Siz kullanır mısınız?

- Erik gibi yiyordum, bu ara fazla yemiyorum.

- Kokmuyor mu peki?

- Kokmuyor! Tansu Hanım şikâyet etmiyor (gülüyor).

- Tansu Hanım'ın ilgi alanlarınıza merakı var mı?

- İlk önce hiç inanmıyordu, dalga geçiyordu. 'Tıbbın alternatifi olmaz,' diyordu. Ben de ona inanıyorum, tıbbın alternatifi olmaz ama tamamlayıcısı olabilir. 2003 senesinde yazdığım kitap için de 'yazma' diyordu.

- Neden?

- Ezoterizm gibi bilimsel olmayan şeyler yazma diyordu.

- 'Dalga geçerler' diye mi?

- Evet yani, 'Her şeyle dalga geçiyorlar, bir de bununla dalga geçecekler,' diyordu.

'Mevlana 22'nci göbekten dedem; onunla konuşurum'

-Ne yiyorsunuz, nasıl besleniyorsunuz?

- En önemlisi yediğiniz yemek; bilinçli yapmıyoruz bunu. Kansere yakalanmamak için şeker; pasta ve tatlı yemeyeceksiniz. Süt içmeyeceksiniz. Kırmızı et yemeyeceksiniz. Haftada belki bir kere beyaz et! Çay, kahve, çikolata yok. Bir tek yeşil çay içebiliyorsunuz. Çok unlu da yememek lazım.

- Spor yapıyor musunuz?

- Her gün 1 saat tenis oynarım. 25 senedir her gün mutlaka saunaya girerim. Gazetelerimi orada okurum. Kalp probleminiz yoksa toksinleri atmak için en iyi yol!

- Özel karışımlarınız, özel formülleriniz var mıdır?

- Draje olarak aldığım vitaminler var...

- Ailede genetik olarak uzun yaşayan var mı?

- Babam 75 yaşında öldü ama çok sigara içiyordu; annem 86 yaşına kadar yaşadı.

- Siz '130 yaşına kadar yaşanabilir,' diyorsunuz...

- Mevlana 22'nci göbekten dedem, onunla da konuşuyorum, o da yardım ederse...

- Nasıl konuşuyorsunuz?

- Yaratanla konuşuyorum yatarken ve sabah kalkarken... Hep dua ediyorum. Dört meleğim var sanal dünyamda; biri koruyucu, biri yol gösterici, biri yaratıcı, biri de Mevlana meleğim. Onlarla haşır neşirim.

- '130 yaşına kadar gidersin,' mi diyorlar yoksa size?

- Konuşamıyoruz daha, ben sırf dua ediyorum! (gülüyor) Bakın en önemlisi; sağlıklı olmak için şuuraltındaki kötü kayıtları silmek şart.

- Kötü kayıt nedir?

- Mesela bir hastalıkla ilgili kötü kaydı silerek 'Ben seni yeneceğim' derseniz, bağışıklık sistemini harekete geçiriyorsunuz.

- Hedefiniz kaç yaşına kadar yaşamak?

- Yaratan 130 sene vermiş ama bence 90 iyi bir yaş, 90'dan sonrası kötü; elden ayaktan kesilince zor olur.

'Ayaklarım o kadar yerde ki...'

-Allah'la ilgili kitap yazacağınızı okumuştum. Doğru mu?

- Kitaba başlamadım çünkü bu konuda yeteri kadar donanımım yok. Ama çok ilgimi çekiyor. Bana göre her şey birdir, o bir de yaratandır. Evrim yaratanın işidir, yaratan bunu yoktan var etmiştir.

- Yani siz Darwinciler'den daha çok 'Akıllı Tasarımcılar'a inanıyorsunuz, öyle mi?

- Evet! 1946'da Malezya'da bir balık buluyorlar, inceliyorlar ki 410 milyon sene önce yaşamış bu balık hiç evrim geçirmemiş. O günün balığı, bugünün balığı! Bunu bir Darwinist'çiye soruyorlar, 'Bu inanılmaz; sokakta bir dinozor görseydim bu kadar şaşırmazdım,' diyor.

- Sizi şaşkınlıkla dinliyorum; ne kadar çok okumuşsunuz, araştırmışsınız. Affınıza sığınarak sormak istiyorum; Özer Çiller uçtu' falan diyorlar...

- Hiç kimse arkamdan gelmiyor ama... (kahkahalar atıyor)

- Sizin kulağınıza da geliyor mu bunlar?

- Yok gelmiyor, belki söylemiyorlar bana, bilmiyorum ama bunlar merak duyan herkesin öğrenebileceği şeyler... Belki soyadım Uçuran ya, ondan uçtu diyorlardır. (kahkahalar)

- Meditasyon, yoga falan yapıyor musunuz?

- Hayır, ben tamamen düşünüyorum, inanılmaz düşünüyorum. O kadar çok seviyorum ki düşünmeyi...

- Evde özel kıyafetler, entari türevi şeyler giyindiğiniz şeklinde bir şehir efsanesi var; doğru mu bu?

- Hayır canım, tam uçmuşum ben o zaman! Benim entarim bu işte. (üzerindeki eşofmanı gösteriyor) Ayaklarım o kadar yerde ki Allah'a şükür. O tarafım kuvvetlidir. Kendimi çok iyi tanıyorum, kendimi çok seviyorum.

Sabah



Bu haber 798 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,052 µs