iyibilgi özel iyibilgi özel

En Sıcak Konular

Çevrecilerin et düşmanlığı!

0 0 0000 00:00 tsi
Çevrecilerin et düşmanlığı! Ekolojik tarım, organik besin gibi kavramların yanında vejetaryenlik de anılıyor. Sanki çevre sevgisi et yemeyenlerin tekelindeymiş gibi görünüyor. İşte bir çevre dostunun bu konuyla ilgili düşündükleri... iyibilgi özel

Real Food- Gerçek Yiyecekler kitabının yazarı Nina Planck Amerika’da bir çiftlikte büyümüş, yol kenarlarında meyve sebze satmış. Okula gitmeden ineklerinin sütünü sağmış. Daha sonra büyüdüğünde şehre yerleşmiş ve New York’un ekolojik pazarını kurmuş.

Nina Planck bu pazara hayvan besiciliği ve kasaplık yapan birini davet ettiğinde kıyamet kopmuş. Sebebi? “Hiç ekolojik pazarda et olur mu?” demişler. Demişler ama, sonradan pazardaki et talebi karşılanamayacak kadar büyümüş. Geleneksel yöntemle hayvan besiciliğinin de, etlerin de değeri anlaşılmış.

Bizdeki ekolojik pazarda et olacak mı?

Şişli’de Cumartesi günleri kurulan ekolojik pazarda gönül rahatlığıyla yiyebileceğimiz meyve-sebze bulunuyor. Halihazırda, Buğday Derneği’nin çabalarıyla kurulan pazarda vejetaryen bir görüntü var. Peynir, kuruyemiş, bakliyat, tahıl, un, baharat satılıyor. Şimdilik et veya et ürünü yok. İnşallah geleneksel yöntemle beslenmiş hayvanların etini bulabileceğimiz bir yer haline gelir.

İstanbul’da güvenilir bir et adresi

Yaşadığınız şehirde, kolaylıkla güvenilir et bulabiliyor olabilirsiniz. Veya semtinizdeki kasaplar Güneydoğu’dan veya Trakya’dan güvenilir et getiriyor olabilir. Ama İstanbul’da yaşayan çoğu insan nereden iyi et bulabileceği büyük bir sorun. İstanbullular güvenilir et satın almak için http://dukkanistanbul.com/ adresini ziyaret edebilir.

Güvenilir et derken...

Modern hayvan besiciliğinde hayvanların daha çok ve daha uzun süre süt vermesi, daha çok kilo alması için hormon verildiğini duyuyoruz. Kötü koşullarda yaşıyorlar. Çayır çimen görmeden kapalı alanlarda, beton üstünde yaşıyorlar. Sık sık hasta olan bu canlılara bolca antibiyotik veriliyor.

Modern besiciliğin en büyük günahlarından biri de hayvanlara yedirilenler... Normalde yazları taze ot, kışları saman yiyen canlılara devamlı soya fasulyesi, mısır - büyük ihtimal genleriyle oynanmış - gibi tahıllar veriliyor. Bu tahıllarla beslenen hayvanlar daha yağlı oluyor. Çelişkiye bakın ki, insan eliyle bu hayvanların eti yağlandırıldıkça, insanlar kasaplardan etin “yağsız” olanını talep ediyor!

Daha da büyük bir ayıp var. Otobur olan hayvanlar kendi hemcinslerinin etlerini yemeye zorlanıyor. Hemcinslerinin kullanılmayan sakatat, kemik, kan gibi parçaları öğütülüp ineklere yediriliyor. Lokantalarda “tabak artığı” denen bir uygulama da var. Tabaklarda kalan yenilmemiş yemekler ayrı bir yerde toplanıp hayvanlara yem yapılıyor. Bu tabakların içinde köftelerin, etlerin, kıymanın da olduğunu düşünürseniz...

“Modern” hapishanelerde tutulan hayvanlar aslında can çekişiyor. Ömürleri çok kısa oluyor; genç yaşta ölüyorlar.

Geleneksel besicilikte yazları çayırda çimende gezinen hayvanlar kışları saman yiyor. Kısacası, “ot”la besleniyorlar. Açık havada geziniyorlar. Güvenilir et derken, geleneksel yöntemle beslenmiş hayvanların etini kastediyoruz.

Meme kanserinin sebebi “modern” etler

Kötü koşullarda yaşamaya zorlanan, devamlı hasta olan, antibiyotik ve hormon iğneleri yapılan bu hayvanların etleri insanları da hasta ediyor.

Illinois Üniversitesi öğretim üyesi ve “Kanser Önleme Koalisyonu” kurucusu Dr. Samuel Epstein’a göre “Meme kanserinin ve diğer kanserlerin riski sadece ette hormonların kontrolsüz bir şekilde kullanımıyla artmaktadır”. 

Hayvanlara verilen hormonlar arasında yer alan estrojen, üreme sistemiyle ilgili meme, prostat kanserleriyle ilişkilendiriliyor. 1950 yılından bu yana bu hastalıklarda ciddi bir artış gözleniyor.

Büyük korkuya yol açan deli dana hastalığı da modern besiciliğin getirdiği bir diğer bela. Bu hastalığın kasıp kavurduğu İngiltere’de deli dana hastalığının bu kadar çok yayılmasının sebebi olarak, hasta hayvanların etlerinin diğer hayvanlara yedirilmesi gösteriliyor.

Antibiyotikli etleri yiyen ve sütleri içen insanlarda görülen antibiyotik direnci meselesi var bir de. Hasta olup da antibiyotik içmesi gereken insanlarda bu ilaçlar etki etmeyebiliyor çünkü vücutlarında bol miktarda antibiyotik zaten var!

www.iyibilgi.com



Bu haber 1,911 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler

    3,252 µs