Nükleer dosya için Türkiye yeniden sahnede

26 Eylül 2010 08:30 tsi
Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantıları çerçevesinde yoğun görüşme trafiğinin yaşandığı İran-Batı nükleer geriliminin aşılması için Türkiye yeniden devrede.

Hafta içi P5+1'lerin (BM Güvenlik Konseyi'nin daimi beş üyesi ve Almanya) BM'de yaptığı toplantının ardından yapılan açıklama bir kez daha İran'ın nükleer çalışmasıyla ilgili sorunun diplomatik yollardan çözümüne olan inancı güçlendirdi. Diplomatik çevrelerde, Türkiye ile Brezilya'nın çabalarıyla geçtiğimiz mayıs ayında imzalanan; ancak başta ABD Batı'nın tepkisini çeken Tahran Bildirisi'nin İran'ın nükleer çalışması sorununa diplomatik yoldan çözüm için yol açtığı yorumları yapılıyor.

Türk tarafı konuyla ilgili olarak temkinli açıklamalarda bulunurken, ABD Başkanı Barack Obama'nın BM Genel Kurulu'na hitabında İran sorununa ilişkin ''diplomatik pencere açık'' ifadeleri bu konuda çaba gösteren Türkiye ile Brezilya'nın bir kez daha arabuluculuk görevi üstleneceği yorumlarına neden oldu. P-5+1 bakanlar toplantısından sonra açıklama yapan AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'ın, 1 Ekim 2009'daki anlaşma çerçevesinde görüşmeleri sürdürme kararlılığında olduklarını söylemesi de bu yönde yorumlanıyor.

İran lideri Mahmud Ahmedinejad ile görüşen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün önceki gün Dış İlişkiler Konseyi (CFR) adlı düşünce kuruluşunda yaptığı konuşmada, "Çok yakında güzel gelişmeler olacak." sözleri yine sorunun diplomatik yoldan çözümüne ilişkin beklentileri güçlendirdi. Çarşamba günü BM'de Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Gül ile Ahmedinejad görüşmesinde bir araya geldiği İranlı mevkidaşı Manuçehr Muttaki ile önceki gün tekrar konuyu masaya yatırdı. Tahran Bildirisi'nin ardından ABD, yoğun diplomatik çabaları sonunda BM Güvenlik Konseyi'nden İran'a yaptırım kararı çıkarmış, söz konusu oylamada Türkiye ile Brezilya'nın karşı oy kullanması, bu iki ülkenin arabuluculuk girişimini rafa kaldırmıştı. Türkiye'nin 'hayır' oyu vermesi Ankara-Washington ilişkisine zarar vereceği yorumlarına neden olmuştu.

BM koridorlarında Türkiye ile Brezilya'nın İran konusunda yeniden arabuluculuk görevine dönmelerine Obama'nın tutumunun neden olduğu konuşuluyor. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve bakanlığının İran'a karşı daha sert tutumuna karşın Beyaz Saray'ın sorunların çözümünde diplomatik yolların denenmesi ve son çare olarak askeri seçeneğin masaya getirilmesinden yana olduğu ifade ediliyor. Nükleer kriz dosyasında gözler, "nükleer yakıt üreten büyük ülkeler tarafından İran'daki tıbbi araştırmalar için nükleer yakıt gönderilmesi durumunda, ülkesinin uranyum zenginleştirme programını sona erdirebileceği'' sözleriyle dikkat çeken İran lideri Ahmedinejad'ın zikrettiği ekim ayında yapılması beklenen müzakerelere çevrilmiş durumda.

ZAMAN 

Bu haber 868 defa okundu.