En Sıcak Konular

Tophane'nin arkasındaki mesele: Mutenalaştırma!

23 Eylül 2010 09:20 tsi
Tophane'nin arkasındaki mesele: Mutenalaştırma! "İşin ilginci, saldırganlar sanat eserlerine dokunmadılar. Daha ilginci, söz konusu sergilerden biri ‘anti-Kemalist’ bir sergiydi ve doğal olarak ‘şeriatçıların’ ona saldırması beklenmezdi."

Gentrification

Postmodern bir durumdur. Şehir içindeki bakımsız, eski mahallelerin, orta sınıf ve sermaye tarafından parça parça satın alınıp; restore ve renuve edilmesi anlamına gelir.
 
Bu, aynı zamanda, bu bölgelerde yaşayan yoksul halkın oradan bir biçimde ‘kovulması’ da demektir.
 
Ev ve mekân sahipleri mallarını satarlar. Kiracılar açıkta kalır.
Cihangir’de olan buydu. Galata’da olan buydu. Şimdi Tophane de ‘gentrification’ kapsamında.
 
300 lira kirada oturan ve evinden çıkartılma endişesi yaşayan yoksulların hemen bitişiğinde, örneğin eski bir TÜSİAD Başkanı’nın oğluna ait apartmanın bir dairesinin 7000 dolara kiralık ilanı var Hürriyet Emlak sitesinde.
‘Gentrification’ ile bir semtin değeri nasıl artar? Sadece binaların yenilenmesiyle değil...
 
O bölgede orta sınıfın ve zenginlerin ‘yaşam biçimi’ne uygun hizmetlerin de verilmesiyle.
 
Cafeler, barlar, sanat galerileri de bölgeye gelir. Hatta öncü gelir...
Normaldir. Daha önce Cihangir’de, Galata’da yaşanan çatışmalar; bugün Tophane’de yaşanıyor.
 
Avrupa’daki, Amerika’daki ‘gentrification’ örneklerinde de aynı sosyal çatışmaların yaşandığı, bu temanın Hollywood filmlerine konu olduğu gibi.
 
Ancak ilginç olan, birçok anlam katmanının iç içe girdiği Türkiye’de, ‘gentrification’ın sebep olduğu bir çatışmayı otomatik olarak ‘şeriatçı bir kalkışma’ gibi sunmaya hazır solcuların bulunması...
 
Evet, hiçbir şekilde mazur görülemeyecek ‘fiziki şiddet’in sebepleri ‘içki’ diye telaffuz ediliyor ama...
 
Siz zannediyor musunuz ki, Tophane’de ‘bu enteller gelmeden önce’ hiç ‘sulu-kuru’ içilmezdi?
 
Tophane’de sermaye ile yoksulların, bohemler ile kent yoksullarının çatışması yaşandı.
 
Ve tuhaf olan...
Adı solcu olan siyasetçiler ve entelektüeller, ilk elden bu saldırıyı ‘vandalizm’ olarak tanımladı.
 
Sanat eserlerine ve kamu mallarına saldırı demekti vandalizm.
Ve fakat işin ilginci, saldırganlar sanat eserlerine dokunmadılar. Daha ilginci, söz konusu sergilerden biri ‘anti-Kemalist’ bir sergiydi ve doğal olarak ‘şeriatçıların’ ona saldırması beklenmezdi.
 
Zaten, aydınların bir kısmı otomatik olarak saldıranları ‘şeriatçı’ olarak tanımlasa da, onlar şeriatçı falan değildi.
 
Sanırım, CHP gibi partilerin, olayı otomatik olarak bir ‘şeriat’ ve ‘vandalizm’ etiketlemesine dönüştürmeden, perde arkasında neler olduğunu anlaması gerekiyor.

Belki ‘gentrification’ lafını ilk kez bu yazıyla duyuyor olabilirler ama ‘kentsel dönüşüm’ sözünü duymuşlardır muhakkak ve bu ‘kentsel dönüşüm’ün kent yoksullarının nazikçe (gently) mahallelerinden kovulması anlamına geldiğini de fark edebilirler.
 
Hükümete gelince...
Gentrification önüne geçilebilir bir olgu değil. Zaten AK Parti’li belediyeler de jenerik olarak ‘gentrification’ projeleri yürütüyor ve destek oluyor.
 
Ancak, bunun sosyal altyapısının doğru kurulamadığı açık. ‘Gentrification’ sürecindeki her bölgenin güvenlik planlaması ve sosyal planlaması büyük bir dikkatle yapılmalı ve buralardaki kent yoksullarının mağduriyetinin tamamen önüne geçilemese de, mağduriyetlerinin en az seviyeye indirgenmesi sağlanmalı.

Aksi takdirde, ekonomik öfkenin, “içki içiyorlar”, “gürültü yapıyorlar” üslubuyla, şiddete dönüşmesi, Tophane’de gördüğümüz gibi, an meselesi....
 
Sanatçı ve entelektüel dostlarımızın, saldırıya uğramalarına ve haklı olarak öfkeli olmalarına karşın bu yazının tezlerini anlayabileceklerini düşünüyorum. Benim şaşırdığım, kent yoksullarının oylarına talip olan siyasetçilerin; olayın arka planını hiç anlama çabası göstermeden yüzeysel bir siyaset örneği gösterip, ‘Madımak’ yakıştırması yapması oldu...
 
Elbette, sanat galerilerine saldırılamaz... Elbette, sanatçılar ve sanatseverlere ilişilemez...
 
Bunu yapanlar, yapmaya cüret edenler muhakkak cezalandırılmalı.
Ama ‘niçin oldu’ sorusu da sorulmalı, niçin mahalleli birahanelere değil de, ‘sanat galerilerine saldırıp sanat eserlerine dokunmadı’ sorusunun cevabı bulunmalı. Gentrification mahalleleri, gentrification süreçleri işlerken birer sosyal bombadır.
Birbirine en uzak sosyal profiller bu süreçte yan yana yaşarlar ve muhakkak mahalleden nazikçe de olsa, parası verilerek de olsa,  bir ‘kovulan’ vardır.
Kim ne derse desin, kapitalizmin çarkı işleyecek ve sonuçta Tophane de, yeni bir Cihangir ve yeni bir Galata olacak. Cihangir ve Galata hangi çatışma süreçlerini geçirdiyse, Tophane de aynı süreçten geçecek.
 
Büyük ‘gentrification’ süreçlerinin yürüdüğü İstanbul’un güvenlik bürokrasisi önlemlerini bu bilinçle almak durumunda.
 
Beyoğlu Belediyesi’ne de bir notum var...
Tophane’de ‘gentrification’ın önünü açarken, bölgedeki halk ile yeni gelen bohem burjuvazinin kaynaşması için bir tek sosyal çalışma yaptınız mı?
Yapmadıysanız, Tarlabaşı projesinin altından nasıl kalkmayı düşünüyorsunuz?
Dönüştürülmüş sokakların başına birer özel güvenlik elemanı koyarak mı?

Atılgan Bayar / Akşam



Bu haber 1,500 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,443 µs