En Sıcak Konular

58 Washington'u hizaya getirdi

20 Eylül 2010 09:39 tsi
58 Washington'u hizaya getirdi Bu mesaj Ankara'ya: Obama'ya gözün gibi bak.

12 Eylül referandumundan üç gün sonra Washington'da German Marshall Fund'un (GMF) 'Transatlantik Eğilimler' araştırmasının açıklanması vesilesiyle konuşan ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Philip Gordon, Türkiye'ye ilişkin mesajlarının yumuşaklığıyla izleyenleri şaşırttı.

Halbuki aynı üst düzey yetkili, Toronto'daki G20 zirvesinden hemen önce Ankara'ya mesaj vermek üzere Associated Press'i kendisiyle röportaja davet etmiş, Erdoğan hükümetine İran politikasından dolayı zehir zemberek eleştiriler yöneltmişti. Şimdi neden böyle davranıyor olabilirdi?

GMF'nin raporu, Türkiye'de kamuoyu ekseninin ABD, AB ve NATO'dan kaydığı iddialarını destekleyen ciddi veri ve analizlerle doluydu. Üstelik GMF'ciler önceki birkaç raporlarında 11 AB üyesi ülkeyle aynı gruba koydukları Türkiye'yi bu kez farklı bir kategoriye ayırmış, grafiklerin birçoğunda müstakil bir mukayese sütunu açmışlardı. (Herhalde 'ayrıcalıklı ortaklık' isteyen Avrupalılar bundan memnun olmuştur.) Ancak Philip Gordon, Türkiye'de eksen kayması olduğunu destekler mahiyette bir şey söylememeye gayret etti. Hatta Erdoğan hükümetine adeta kaşının üstünde gözü var bile demedi. Bana göre Gordon'un tavrında 'yüzde 58 faktörü' çok etkili olmuştu. Referandum sonucu bir çeşit güvenoyu da alan AK Parti'nin en azından bir dönem daha gidici olmadığını idrak eden Amerikan yönetimi, hemen kendine bir balans ayarı yapmıştı. Böylelikle ABD'de uzun süredir Erdoğan hükümeti aleyhine kazan kaynatanlar, bir kez daha hedeflerine ulaşamamıştı.

Washington'da özellikle İsrail lobisine yakın bazı düşünce kuruluşu uzmanlarının Türkiye'deki uzantılarıyla birlikte yürüttüğü hükümet karşıtı kampanya sayesinde çoğu kimse AK Parti'nin gidici olduğuna inanmaya başlamıştı. Referandumdan az farkla 'hayır' ya da 'evet' çıkacağı, bu durumun 2011 seçimlerinde bir CHP-MHP koalisyonuna zemin hazırlayacağı, böylelikle ABD'nin AK Parti'den kurtulacağı müjdeleniyordu! Ve Amerikan yönetiminde bazı kilit isimler bu tür yanıltmacaların tesiri altında kalmıştı. Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın huzurunda yapılan dahil, çeşitli beyin fırtınası toplantılarına dışarıdan davet edilen Türk ve Amerikalı uzmanların çoğu zikredilen çizgideydi. O kapalı meclislerde AK Parti'ye husumetlerini bol bol dışa dökme imkânı bulan bu kimseler, neyse ki tecrübeli ve akil Amerikalıları fazla etkileyememişti. Hatta analizden çok hakarete varan bir kısım duygusal değerlendirmelerin yer yer ters teptiğini bile duydum.

Erdoğan hükümetinin biraz burnunu sürtme görüşünün baskın olduğu Dışişleri Bakanlığı'ndan yükselen bazı itirazlara rağmen, Başkan Obama'nın referandum günü Erdoğan'ı arayıp kutlaması önemli bir kırılma noktası oldu. Hele Obama'nın konuşma notlarında bulunmadığı halde, Erdoğan'ı 'tebrik' de etmesi, Washington'daki bazı azılı AK Parti düşmanlarını çileden çıkardı. Böylelikle Obama, Amerikan hükümetinin Ankara'ya yönelik bundan sonraki tonunu da en tepeden belirlemiş oldu.

Yüzde 58 olgusu, Washington'da şimdiye kadar yapılan kurumlar içi beyin cimnastiği toplantılarında öne çıkan Erdoğan hükümetine mesafe koyma görüşlerini boşa çıkardı. Amerikalılar yeni bir durum değerlendirmesi yaptı ya da yapacaktır. İsrail lobisinin Kongre'deki hükümet karşıtı faaliyetleri bile referandum öncesindeki kadar karşılık bulmayabilir. Çünkü son tahlilde Washington'da dış ilişkilere hakim olan, güç dengelerine paralel giden pragmatik ve gerçekçi ekoldür. Yönetimde üst kademelere çıktıkça, bu çizgi ağırlık kazanmaktadır. Ve baş temsilcisi ise Başkan Barack Obama'dır.

Önce Ermenistan, sonra İran konusunda yaşanan tatsızlıklara rağmen Başkan Obama'nın Başbakan Erdoğan'ı geçen pazar arayıp sevecen bir üslupla tebrik etmesi, aralarındaki ilişkinin kimyasının hâlâ bozulmadığını gösteriyor. ABD'nin dümeninde Obama gibi samimi, barışçı, evrensel aydın kimlikli bir lider olması Türkiye için ne büyük şans! Beni üzen ise, Türkiye'ye verdiği değeri ve önemi her vesileyle gösteren, okyanus ötesine başkan sıfatıyla ilk uçusunda ziyaret eden Obama'nın döneminde bile Türk-Amerikan ilişkilerindeki sıkıntıların önüne geçilememiş olması.

Obama'nın bu ilişkiyi hâlâ çok önemsediğini, Türkiye'ye karşı kasti ya da cahilane olumsuz telkinlere kapılmayacağını düşünüyorum. Ama bizim de Obama'ya Türkiye'nin hedefleriyle de genelde örtüşen dış politikasının başarıya ulaşmasında biraz daha fazla yardımcı olmamızda fayda var. Çünkü reformcu Obama, sadece ABD'ye değil, Türkiye'ye ve dünyaya da bir süre daha lazım..

Özellikle İran'a gem vurulması konusunun, Obama'nın siyasi geleceği için de hayati önem taşıdığını, sırf İsrail lobisinin bir fonksiyonu olmadığını görmeliyiz. Nükleer silahsızlanmayı en büyük dış politika hedeflerinden biri ilan eden Obama'nın nezaretinde Tahran nükleer silah edinirse ve Ortadoğu'da zincirleme bir silahlanma başlarsa, iç ve dış politikada nasıl küçük düşeceğini bir düşünün. Unutmayalım, insaf ölçüleriyle bağdaşmaz şekilde Obama'nın Müslüman ve sosyalist olduğu iddialarını yayarak sürekli zemin kaybettiren, ikinci kez dört yıllığına seçilmesini önlemeye çalışan Cumhuriyetçiler, İran politikasında böyle bir başarısızlığı çok istismar eder. Ve eğer Cumhuriyetçiler ABD'de dümeni tekrar ele geçirirse, daha milliyetçi, dışlayıcı ve savaşçı bir siyaset izleyeceklerinden şüpheniz olmasın. İsrail lobisiyle el ele Türkiye'de vesayeti yeniden canlandırmaya bile çalışırlar.

Sözün özü, yüzde 58 Washington'u hizaya getirdi. Erdoğan hükümetiyle angajmanı tercih eden Obama'nın elini güçlendirdi. Ankara da Obama'nın işini daha da kolaylaştırmalı.

Ali H. Aslan / Zaman



Bu haber 1,614 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,525 µs