En Sıcak Konular

Erdoğan: Kararan neyse ispatla!

16 Eylül 2010 17:39 tsi
Erdoğan: Kararan neyse ispatla! 'Yargının içerisinde üst makama gelmiş kişiler ’Yarından itibaren karanlık bir gün başlıyor’ değerlendirmesini yapabiliyor. Bu ne kadar karanlık bir zihniyet oldu'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2011 seçimlerinden sonra yeni bir Anayasa çalışmasına başlanacağını belirterek, "Biz çalışmalarımızı yürütüyoruz. Diyoruz ki, diğerleri de çalışmalarını yapsınlar ve 2011 seçimlerinden sonra biz iktidar partisi olursak, Meclis Başkanlığı’na kim gelirse böyle bir uzlaşma komisyonu verelim. ‘Biz yapacağız’ demeyeceğiz. Şimdiden veriyorum müjdesini. Orada da o adımı atalım. Hodri meydan. Yeter ki bu ülkede bütün STK’ların katılımını sağlayalım. Aydınlarımızın katılımını sağlayalım ve böylece anayasamızı oluşturalım. 2011 Allah ömür verirse inşallah 10 ay sonra bu seçimler olacak. Bu adımları atalım" dedi.

Erdoğan, İstanbul Ticaret Odası Eylül Ayı Meclis Toplantısı ve “5. Başarılı Kobi Yarışması Ödül Töreni”ne katıldı. Burada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Başbakan Erdoğan şunları söyledi:

YENİ ANAYASA 2011 SONRASI

Şu anayasa paketinin halk oylaması ile birlikte yüzde 77,5 katılım yüzde 58 evetin geçmesinden sonra şu anda diyoruz ki, sorumluluğu olan kurum, kuruluş hepimiz bir çalışmanın içerisine giriyoruz. 2011’in hemen sonrasında yeni bir Anayasa mı istiyoruz, istiyoruz. Yeni bir Anayasa istiyorsak ne düşünüyorsak neyi o anayasada görmek istiyorsak buyurun çalışmayı yapalım. Bazı şeyler bizim ülkemizde gözden kaçıyor. Ve bunlar unutuluyor. İster istemez tekrarlamakta fayda görüyorum. Bundan önce yine aynı durumları yaşadık ve sayın Toptan'ın meclis başkanı olduğu dönemde biz dedik ki, ‘anayasa uzlaşma komisyonu kuralım. Bizim çalışmamız olmasın. Siz organize edin’. Diyorlar ya uzlaşmaz. Buyurun uzlaşma komisyonu için bu kadar fedakarlık ederek böyle bir teklif getirdik. Ana muhalefet partisi ‘böyle bir komisyona üye vermeyiz’ dedi. Bunların derdi üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Biz herşeye varız. Zaten hazırlıklarımız vardı. Bu çalışmalarımızı yürütüyoruz. Diyoruz ki, diğerleri de çalışmalarını yapsınlar ve 2011 seçimlerinden sonra biz iktidar partisi olursak Meclis Başkanlığı’na kim gelirse böyle bir uzlaşma komisyonu verilim. ‘Biz yapacağız’ demeyeceğiz. Şimdiden veriyorum müjdesini. Orada da o adımı atalım. Hodri meydan. Yeter ki bu ülkede bütün STK’ların katılımını sağlayalım. Aydınlarımızın katılımını sağlayalım ve böylece anayasamızı oluşturalım. 2011 allah ömür verirse inşallah 10 ay sonra bu seçimler olacak. Bu adımları atalım.

HANIMSIZ DOLAŞACAK HALİMİZ YOK

Son günlerde bazı kesimlerce gündeme getirilmeye çalışıyan konulardan biri de 2011 seçimlerinde ‘seçim ekonomisi uygulayacak’ diyorlar. Bu halk oylamasında dediler ya devletin tüm imkanlarını seferber ettiler. Doğru hazine yardım yaptı. Onu kullanıyoruz. Ama ana muhalefete de yaptı. Grubu olan partiler yardımını alıyor. Devletin araç gereçleri ile geziyor. Kardeşim sen başbakan veya başbakan yardımcısı olduğun zaman oluyor da ben gezdiğim zaman niye rahatsız oluyorsun. Bu yasalarla sana verilmiş hak. Diyor ki ‘Ülkenin başbakanı şu tarihe kadar kullanır’ diyor. Bu size verilmiş hak. Makama tahsisli araçlar vardır. Hizmete tahsisli araçlar vardır. Hizmete tahsisli aracı memurlar kullanır. Biz makam sahibiyiz. Makam sahibi makama tahsisli olanı kullanır. Bu onun en doğal hakkıdır. Bunlar 60’lı yılların politikaları. Bunlar tutmuyor. Tutmadığını milletim Pazar günü ortaya koydu. ‘Yok hanımına alıyor, kızına alıyor çocuğuna alıyor’. Yasa diyor ya. Herhalde hanımsız dolaşacak halim yok.

12 EYLÜL’DE EŞİK AŞILDI:
Pazar günü ülkemiz ve milletimiz adına sevindirici netice ile noktalanan hadise yaşadık. 12 Eylül 2010 aslında 30 yıl öncesinin adeta bir yüzleşme günüydü. Bir hesaplaşma günüydü. Türkiye’nin geleceği adına çok önemli sınavı milletçe başarı ile verdik. İnanın olumsuz yaklaşanlar bundan kazandı biliyor musunuz? Sadece evet diyenler kazanmadı. Hayır, diyenler de kazandı. Göreceksiniz. Bir müddet sonra ’Keşke ben de hayır vermeseydim’ diyenleri göreceksiniz. Çünkü olayı politize ettiler. Olayı adeta bir genel seçim havasına döndürdüler. Sanki ‘evet’ derse Ak Parti’ye oy verecekmiş. İşin aslı bu değil. Aslı 26 madde idi. O 26 maddeyi okumamak problem oradaydı. 12 Eylül’de ileri demokrasiye, hukukun üstünlüğüne giden yolda tarihi bir eşiği aştık. Demokrasinin hukukun adaletin çıtakını el birliği ile yükselttim.

Düşünebiliyor musunuz? Yargının içerisinde üst makama gelmiş kişiler ’Yarından itibaren karanlık bir gün başlıyor’ değerlendirmesini yapabiliyor. Bu ne kadar karanlık bir zihniyet oldu. Kunu gösteriyor aslında sormak lazım ya. Kararan ne var göster bakalım. Bunu ispatla. Aslında bu ülke karanlıktan aydınlığa çıkıyor. Millet bunun kararını verdi. Hem bir taraftan diyeceksin ki, saygı duymak lazım o zaman niye kararıyor. Şimdi bu değişen süreçte inşallah yüzde 77,5 katılımın olduğu halk oylaması bu. Bunun içinden yüzde 58 net bir sonuç çıkıyor. Aziz milletimiz takdir yetkisini kullanıyor ve 26 maddede değişiklik yapan paket tartışmaya mahal vermeden onaylıyor. Türkiye’nin önünde yepyeni bir ufuk açacaktır. Sonuçların belli olmasından hemen sonra yaptığımı açıklamada emeği geçen herkese teşekkür etmiştim. Tekrar başkan ve yöneticilere tekrar huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Millet olarak gerçekten elbirliği ile çok büyük iş başardık. Burada 12 Eylül günü sandıkta iradesini ortaya koyarak Türkiye'nin parlak geleceğe adım atmasına rol oynayan vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Hakaret eden etmeyen kimseye kırgın değilim. Bunlara zaten biz alıştık. Ama diyoruz ki bu hakareti bir kenara bırakalım. Eleştirel yaklaşımla modern bir toplum olalım. Bu işi hakaret boyutuna taşımayalım. Bir çok böyle çirkinlikler sergileyerek güzel ülkemize insanımıza bir şeyler kazandıramayız. Milletimini aldığı karara saygı duyalım. Bunlar bizi yüceltir kaybettirmez.

DEMOKRASİ VE EKONOMİ İÇİÇE:
Siz demokrasi ile ekonomik gelişmeyi ters oarntılı olarak değerlendiremezsiniz. Atbaşıdır. Doğru orantılıdır. Demokrasi ileri ise ekonomi ileri olacaktır. Onun için Türkiye 8 yıldır bunun mücadelesini verdi. Şimdi de bunun neticesini almaya başladı. Özellikle biz ekonomiyi nasıl siyasi hesaplarla ideolojik kaygılarla yönetmiyor herkesin çıkarına olan poliktikaları hayata geçiriyorsak ekonomi içindeki aktörler de ülkenin hassasiyetini gözetmek durumundadır. Demokratik istikrar ile ekonomik istikrarı sağlamak durumundayız. Ekonomide büyüyelim ama demokraside yerinde sayalım. İhracat artsın ama hak ve özgürlükler genişmlemesin. Böyle yaklaşım olamaz. Olsa da başarıya ulaşamaz. Ekonomide büyüme istiyorsak demokraside gelişmeyi de savunmak durumundayız. Olmaz. Artık bu geçmişin kompleksli anlayışıdır. Bu anlayışa yer yok dünyamızda. Türkiyeyi büyüteceksek iktidar, muhalefet, STK, sanatçı sprocusu ile hep beraber sorumluluk almak ve çaba göstermek zorundayız.
Kobilerin bu hassasiyetimizi büyük oranda paylaşıyor olmasından memnuniyet duyuyoruz. Bunu Anadolumuzda çok gördüm. Bu gayretlerin boşa çıkmadığını memnuniyetle görüyoruz. Kobilerimiz kendilerine sağladığımz desteklere ülkemize ve milletimize yaptığımız katkılara büyük destek verdiler. Halk oylamasında çıkan sonuç ülkemizin güven ve istikrarına güç vermiştir. Sizlerle biraz ister istemez dramamlar üzerinde duracağım. Çünku sizler artık istatiklerin içindesiniz. Hele bazen geometrik artışları da değerlendirmek durumundayız. Önümüz çok daha açık ve hedef 2023’de dünyanın ilk 10 ekonomisi içinde yer alan Türkiye’nin baş aktörleri sizler olacaksınız.

MERKEZ BANKASI

IMF'yi devre dışı bıraktığı için içerden birilerinin eleştirdiği program bizatihi IMF tarafından takdir ediliyor. Kraldan çok kralcı tavırlar ne milletimiz ne bu camia tarafından kabul görülüyor.

23,5 milyar dolar borçla devraldık. Şu anda 6,6 milyar dolar. Şu anda anında da öderiz. Böyle bir sıkıntımız yok. Aynı şekilde Merkez Bankamızda 26,5 milyar dolar vardı. Şu anda 75 milyar dolar var. Layık görüyor musunuz. Hayır layık görmüyorum. Merkez Bankamızın döviz rezervi en az 100 milyar dolar olmalı. Ama bağımsız bir merkez bankamız olduğu için! konuşmakla kalıyoruz. Halbuki Türkiye’nin döviz rezervi 75 milyar dolar olur mu ya. 100 olması lazım. Ulaşacağız. Merkez Bankası’nın da durumunu gözden geçirmemiz lazım. Orta vadeli programımız başarı ile devam ediyoruz. Ekonomideki canlanmanın katlanarak devam edeceğine inanıyorum.

TEĞET GEÇTİ

Biliyorsunuz küresel kriz başladığı zaman açıklama yaptım. Dedim ki,‘kriz teğet geçecek’. Ekonomiyi çok iyi bildiğini iddia edenler dalga geçmeye başladı. Yere sağlam basıyoruz. 4 ay önce ‘işsizlikte başladığımız oranı yakalayacağız’ dedim. Dünkü rakamlarla başladığımız noktayı yakaladık. Daha iyi konuma geleceğiz. Yıl sonu itibari ile bunu konumaya çalışacağız. Çünkü işsizlikte yapısal sürekliliği sağlama bizim için daha zaman alacak. Niye zaman alacak. Artık teknoloji yoğun emek dönemindeyiz. Olay farklı hale geliyor. Bunu dünyadaki çok çok bizden ileri ülkelerin liderleri ile de konuştuğumuzda onlarla da işimiz her geçen gün zorlaşıyor, diyor. Düşünün Amerika bizimle aynı konuma geldi. Yüzde 10 işsizlik ispanya gibi bir ülke yüzde 20'in üzerine çıktı fakat Türkiye hamle üstüne hamle yapıyor. 2010 yılının ikinci çeyreği GSMH büyüme verileri birkaç gün önce açıklandı. Türkiye 2010 un ikinci çeyreğinde 10,3 ile dünyada en fazla büyüyen üçüncü ekonomi oldu. ABve OECD ülkeleri arasında son iki çeyrekte en hızlı büyüyen ülke oldu. 1 numarayız. İlk 6 ayda yüzde 11. Bundan sonraki iki çeyreği tamamen olumsuz düşünelim. Buyurun 5. Böyle bir konumdayız. Küresel krizde ekside iken Türkiye kendini toparlamış durumda. Biz bu yıl itibari 7-8 gibi yerleri yakalayacağız. Biz tekrar yakaladığımız iyi konuma oturacağız. İkinci çeyrekte için yakaladım. G20'de en hızlı büyüyen ekonomi durumuna geldik. Son 3 çeyrek rekor büyüme kaydeden Türkiye küresel krizi en hızlı geride bırakan ülkelerin başında geliyor.

Hürriyet



Bu haber 881 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,258 µs