En Sıcak Konular

ABD Irak'tan çekilmedi ki...

6 Eylül 2010 14:44 tsi
ABD Irak'tan çekilmedi ki... Kenneth M. Pollack, Amerika'nın Irak'tan askeri çekilmesi hakkındaki beş efsâneyi kaleme aldı.

Kenneth M. Pollack

1 Bu aydan itibaren, Irak’ta  Amerikan muharip gücü kalmayacak

Gerçekle uzaktan yakından bile ilgisi yok. Irak’ta kalacak olan kabaca 50.000 askeri personelin çoğunluğu muharip güçtür. Sadece başka bir isimle anılıyorlar. Irak’ta kalmaya devam eden askerlere artık “tugay muharebe takımları” değil de “istişare ve yardım tugayı” denilecek. Fakat başka bir isimle de olsa varlık, varlıktır ve tugay ve personel farklılıkları asgaridir.

Irak’taki Amerikan askerleri hala emniyette olmayacaklar. Müşavir sıfatıyla da olsa muharebe görevlerinde Irak askerlerine eşlik edecekler. Amerikalı pilotlar, Irak kara gücüne destek olmak için muharebe amaçlı uçuşlar gerçekleştirecekler. Ve Amerikan özel kuvvetleri, yüksek yoğunluklu operasyonlarda Iraklı terörist gruplarla çarpışacaklar. Bu nedenden dolayı, Amerikan askerleri Irak’taki üslerinden çıktıklarında neredeyse her zaman savaşın hırıltısını duyacak ve savaşa hazırlıklı olacaklar.

Son 12- 18 ay zarfında değişen şey, Irak’taki şiddetin düzeyidir. Şiddet’in düzeyi daha da düştü. Sivil savaş ve isyan bastırıldı, teröristler marjinalleştirildi ve böylelikle de Amerikan askerleri, geriye kalan muharebe sorumluluklarını Irak güvenlik kuvvetlerine devredebiliyorlar. Amerikan askerlerinin büyük bir çoğunluğu Irak’ta muharebe etmeyi beklemiyorlar. Zamanlarının büyük bir çoğunluğunu barış koruyuculuğu yaparak, personel ve tesis güvenliğini sağlayarak ve Irak kuvvetlerini eğiterek geçiriyorlar. Ancak bu söylediklerimize bu ay başlanmadı: Irak’ı milis ve ayaklanmacılardan geri almak için yürütülen ve 2008’de sona eren “temizle ve tut” operasyonlarından beri yapıp ettikleri şeylerdir.

2 Askeri takviye (surge) sayesinde Irak yeterince güvenli olduğu için Amerikan kuvvetleri çekildiğinde Irak tekrar sivil savaşa yuvarlanmayacaktır

Irak’taki güvenlik, 2005-2006’nın en karanlık günlerinden beri muazzam iyileşme kaydetti fakat gelecek ay ve yıllarda neler olacağına jüri henüz karar vermedi.
Irak’ınki gibi idâri çöküşün farklı cemaatleri iktidar uğruna savaşa teşvik ettiği cemaatler arası sivil savaşlar hakkında yapılan kapsamlı araştırmalar, tekerrür ihtimalinin yüksek olduğunu bulgulamıştır. Dahası, Irak’ı sivil savaşa itmeye yardım eden korku, öfke, açgözlülük ve intikam arzusu halen yüzeyin hemen altında durmaktadır.

Geçen asırda yaşanmış çok sayıda sivil savaş üzerinde yapılan akademik çalışmalar, kabaca savaşların yüzde 50’inde, savaşın ateşkesten sonraki beş yıl içinde yeniden yaşanacağını göstermektedir. Eğer ülkenin altın, elmas veya petrol gibi yağmalanabilir kaynakları varsa, bu ihtimal daha da yüksektir. Önemli olan nokta şu: Eğer büyük bir güç (bugün Amerika’nın Irak’ta oynamakta olduğu rol gibi) barış koruyucusu ve aracı olarak uzun vadeli hizmet taahhüdüne istekliyse, tekerrür oranı üçte bir oranında azalıyor. Irak’a karşı Amerikan taahhüdü işte bu yüzden önemlidir.

Sivil savaşların, halk öyle istiyor diye olmadığına işaret etmelidir. Sivil savaşın bir felâket olduğunu çoğu insan takdir eder. Bu nevi savaşlar, liderlerin gâyelerine kuvvet kullanımıyla ulaşabileceklerine inanmaları yüzünden tekrar patlak verir. Aksi yönde bir kanaat hâsıl olana dek – büyük bir gücün askeri kuvvetlerini bunu sağlar ve ideal olanı budur – tekrar savaşa saparlar.

3 ABD ardında parçalanmış bir siyasi sistem bırakıyor

Eğer sağcılar, askeri takviyenin Irak’ı sivil savaşın imkansız olduğu noktaya kadar istikrara kavuşturduğunu (yanlış bir şekilde) iddia ederlerse, soldaki muadilleri, 2007-2008’de Amerikan taktik ve stratejilerinin değişmiş olmasının Irak siyaseti üzerinde hiçbir etkisi olmadığında (aynı derecede yanlış bir şekilde) ısrar ederler.
Parti yandaşları, askeri güç takviyesinin etkileri/neticeleri hakkında tartışmayı daha yıllarca sürdürecekler ve tarihçiler, savaşı askeri güç takviyesi itibariyle ele alacaklar. Bununla birlikte, Irak siyaseti 2006’ya kıyasla kökten farklıdır. Irak siyasi liderleri demokrasiyi benimsemeye mecbur kaldılar – pek çok durumda gönülsüzce- ama benimsediler. Parti liderleri, rakiplerini öldürme veya devirme planları yapmıyorlar. Seçmenlere artık gözdağı veremezler; onları ikna etmek zorundalar. Akıllı olanları, seçmenlerin isteklerini yani etkin yönetim, iş ve elektrik, temiz su gibi hizmetleri yerine getirmeleri gerektiğini anladılar.

Evet, Irak siyaseti kördüğüm halinde ve işlev bozukluklarıyla mâlûl ve evet, uzun vadeli istikrar ve kısa vadeli ekonomik ihtiyaçlar, siyasi ilerlemeye bağlıdır. Fakat Irak’ın gerçek barışa, çoğulculuğa ve hatta refaha doğru şöyle böyle ilerleyeceğini hayal etmek artık mümkündür şayet doğru fırsatları yakalar, ABD’den, BM’den ve komşularından ele avuca gelir bir şekilde yardım almayı sürdürürse.

4 Iraklılar, Amerikan askerlerinin kalmasını istiyor. Veya Iraklılar askerlerin çekilmesini istiyor

Söz konusu olan Irak kamuoyu kanaati olduğunda çok, çok dikkatli olun. Irak’ta görüşlerin karmaşıklığını ortaya koyacak kadar incelikli anketler nâdirdir. Tipik olarak, Amerikalıların her ne pahasına olursa olsun Irak’ı hemen terk etmesini isteyenleri az sayıda, Amerikan askerlerinin sonsuza kadar kalmasını isteyenleri az sayıda, Amerika’nın çekilmesi konusunda azimli olan ama bunun belirli bir zaman sonra gerçekleşmesini isteyenleri ise büyük çoğunluk olarak verilmektedir. Iraklılara, askerlerimize daha ne kadar ihtiyaç duyulduğu sorulduğunda, verdikleri cevaplar birkaç aydan birkaç yıla kadar değişmektedir fakat katılımcıların bu cevabının, Irak kuvvetlerinin, kendi güvenliklerini sağlayabilecek duruma gelmelerinin ne kadar zaman alacağı hakkındaki inançlarıyla güçlü bir bağı vardır.

Tipik olarak, aynı şeyi Irak’taki insanlardan, sosyal ve siyasi katmanlardan da duyabilirsiniz. Iraklılar ulusçudur ve Amerikan askeri varlığına içerlemektedirler. Amerika’nın ülkeyi işgal edip sonra da ülkede asayişi sağlayamaması veya kapsamlı bir yeniden inşa sürecine başlayamaması ve 2005-2006 arasındaki sivil savaşa yol açan başarısızlıklar yüzünden yine pek çok Iraklı acılıdır. Çoğu Iraklı, o zevalden kurtulmuş oldukları için teselli buluyor ve Amerikalılar ayrıldığında yeniden başlamasından korkuyorlar. Bunun nedeni, Irak güvenlik kuvvetlerinin test edilmemiş olması ve siyasi işleyişin, sivil savaşın bir daha yaşanmayacağı hususunda Iraklılara emniyet duygusu verecek şekilde olgunluğunu henüz ispatlamamış olmasıdır. Sonuç itibariyle, halkın büyük bir çoğunluğu hem Amerikan askerlerinin çekildiğini görmeye azimliler ve hem de askerlerin gerçekten çekilecek olmasından dolayı da dehşete kapılıyorlar.

5 Savaş “takvime” uygun bir şekilde sona erecek

Her ne kadar Obama yönetiminin Irak’ta başarmasını istememiz gerekiyorsa da, başkanın bu ay muhariplere söylediği bu söz bizleri ihtiyata sevketmelidir. Eğer Yunan tragedyasının ilk sahnesinde dile getirilseydi tam da Sofoklesvâri bir yuvarlanışla neticelenecek türde bir iddiadır.

George W. Bush’un sıkıntı çekerek öğrendiği üzere, savaşa bir kez başladığınızda, kötü, tahmin edilemez pek çok şey olur. Hiçbir savaş takvime göre işlemez hatta İsrail’in Altı Gün Savaşı veya I. Körfez Savaşı gibi en çarpıcı zaferlerle bitenleri bile. Dahası, savaşın ikinci dalga  etkileri daha yıllarca sürer.

Amerika’nın Irak’a dahli azaltılabilir (ümit de o yönde zaten) fakat Amerikan mevcudiyetine olan ihtiyaç daha yıllarca sürecektir. Irak büyük bir potansiyeli olduğunu ispatladı fakat şu noktada sadece potansiyeldir. Ülke sadece Iraklılar için değil dünyanın stratejik bakımdan en önemli bölgelerinden birinde bizim çıkarlarımız için de tehlike barındırmaktadır.

Bu nedenlerden dolayı, Obama’nın ABD’yi uyararak Amerika’nın Irak’a müdahil olmayı sürdürme lüzumuna ve misyonumuzu nasıl isimlendirirsek isimlendirelim, gelecek yıllarda kayıplarla karşılaşma ihtimaline değinmiş olması yerindeydi.

Kaynak: Washington Post

 



Bu haber 805 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,001 µs