En Sıcak Konular

Türban konusu ne olacak?

2 Eylül 2010 09:02 tsi
Türban konusu ne olacak?

Başbakan Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Türbanı biz çözeceğiz' açıklamasına sert tepki gösterdi.

Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu'nun türban sorununu biz çzöeceğiz açıklamasına;

- Bu söylem dört dörtlük bir demagojidir.

-- Biz bunu çözmek için girişimde bulunduğumuzda ortalıkta hiçbiri yoktu...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, halk oylamasında ''evet'' sonucunun çıkması halinde çetelerin biteceğini belirterek, ''Çünkü çetelerle mücadelede çok önemli bir kırılma noktası, bunu çok iyi biliyorlar. Ben YARSAV dedim, orada kestim. YARSAV'dan sonra bir de çeteler var. Bunlar müşterek bir çete oluşturdular. Müşterek çete çalışıyor'' dedi.

Kanaltürk'te canlı yayınlanan ''Merkez Siyaset'' adlı programda soruları yanıtlayan Başbakan Erdoğan, 1991'de Telekom'un özelleştirilmesinin gündemde olduğunu, Telekom'a 25 milyar dolar teklif geldiğini ve o zaman Türkiye'nin borcunun 22 milyar dolar olduğunu söyledi.

Özelleştirme sürecini Danıştay ve Anayasa Mahkemesinin engellediğini ifade eden Erdoğan, bu anlayışın ülkeyi bir adım ileriye götüremeyeceğini bildirerek, ''Hep engellediler. Aynı şeyi daha yeni İzmir Alsancak Limanı için yaptılar. 1.2 milyar dolar ve 30 ay engellediler. Faiziyle 1.6 idi. 30 ay sonunda, yapılan özelleştirmenin uygun olduğuna karar verdiler. Ama bu arada adamcağız teminatını yaktı ve gitti. Peki şimdi bu zararı neyle telafi edeceğiz. O zamanki zararı nasıl telafi edeceğiz. Şimdi bu anlayışla nereye gidersiniz'' diye konuştu.

Anayasa Mahkemesinin 11 asıl, 4 yedek olmak üzere 15 üyesi bulunduğunu bildiren Erdoğan, şöyle devam etti:

''Bu 4 yedek asıl olacak. 2 yeni üye. Bunlar için de çıldırdılar. 'Ekonomist olamaz, şu olamaz, bu olamaz, sadece hukukçu olacak' dediler. Peki onu da düzenledik. Cumhurbaşkanı bunların atamasını yapacak. Burada yeni sistem içerisinde şu geliyor; bir tanesi Barolar Birliğinin illerden seçerek gönderdiği bir kişi olacak. Ama 3 isim gönderecek. Bu 3 isimden birini parlamento seçecek. Parlamentonun bulaştığı yer burası. Bir diğeri, 2 tane Sayıştay üyesi olacak Anayasa Mahkemesinde. Bunların da süreleri dolduğu zaman bunların yerine gelecek her isme 3 isim gönderecekler. 65 yaşına kadar görev yapma süresi kalkıyor, 12 yılla o da donduruluyor.''

''BUNA İLERİ DEMOKRASİ, BİRİNCİ SINIF DEMOKRASİ DENMEZ''

Başbakan Erdoğan, Avrupa'daki bazı ülkelerde Anayasa Mahkemesi üyelerinin tamamını veya bir kısmını parlamentoların seçtiğini belirterek, şunları kaydetti:

''HSYK Başkanı diyor ki; 'Onlarda öyle ama bizde henüz böyle bir kültür oluşmuş değil'. Her sıkıştığınızda bu ülkenin insanını enayi yerine koyuyorsunuz. Onlar hep gelişmiş oluyor, bu ülkenin insanları gelişmiş olmuyor. Bu saygısızlıktır. Bu ülkenin parlamentosuna da bu ülkeyi yönetenlere de saygısızlıktır. Yani bu ülkenin en akıllısı onlar. Onlardan başka akıllı yok. Onlar seçerse doğru, onlar seçmezse yanlış. Böyle bir yaklaşım olur mu? Buna ileri demokrasi, birinci sınıf demokrasi denmez. Ben buna ikinci sınıf demokrasi bile diyemiyorum. Bu yaklaşım tarzlarını duyduğum zaman kendimden de utanıyorum.'' 

HSYK'nın durumunun da aynı olduğunu, tek tutunulan şeyin Adalet Bakanı ve Müsteşarının yer alması olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Adalet Bakanı ve Müsteşar ilk defa mı buraya geldi? Yıllar yılı var. Bizim dönemimizde gelmedi ki? Adalet Bakanı ve Müsteşar diğer ülkelerin bir kısmında var. Yok diye bir şey yok. Şimdi bunların hazmedemedikleri şey, bu onların arka bahçesiydi. Bir kast sistemi vardı. Şimdi bu kast sistemi çöküyor. Şimdi bu halkın ön bahçesi olacak'' dedi.

Bu çevrelerin, ilk derece mahkemelerinden gelenlere bile güvenleri olmadığını, ancak 11-12 bin civarındaki hakim ve savcıyı kendilerinin atamadığını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:

''Dert başka, çünkü kendilerine güvenleri, inançları yok ve Türkiye geneline yayılmış yargı camiasına saygıları yok. Çünkü bunların eliti var. Bu elit kesim, egemen kesim, 'Biz ne dersek o olacak' anlayışıyla yaklaşıyor ve bunun için de bu arka bahçe olarak görevi sürdürmek için... Şimdi o telefon görüşmeleri, teknik takibe takılma var ya, işte bunlar hepsi bunun neticesi. Tabii ister istemez bakanlığımız da araştırmaları, çalışmaları yapıyorlar, yapacaklar. Gerçekten böyle bir şey var mıdır, yok mudur? Bu iddiaların araştırılması lazım. Varsa bunlar ülkemiz için hayra alamet değil.''

''BU KUNDAKLAMALARIN YAPILMASI BOŞUNA DEĞİL''

''Hayır çıkması için terör örgütü elebaşından medet umulması, gerçekten doğruysa çok ciddi bir skandal'' denilmesi üzerine Başbakan Erdoğan, ''Ben şunu da söyleyeyim. Burada bu tür şeyler ilk defa yaşadığımız şeyler değil. Her şeyden önce sağduyulu bölge halkım, benim Kürt kökenli vatandaşlarım, bugüne kadar o bölgede bize çok oy verdi. Ama bu insanlar hep ölümle tehdit edildiler. Bakın şu anda bugün ya da dün ilköğretim okullarına kundaklamalar yapıldı. Bu kundaklamaların yapılması boşuna değil. Hepsi bunların sinyalleri'' diye konuştu.

Erdoğan, ''Boykot çağrısının bir devamı mı diyorsunuz?'' sorusu üzerine de ''Devamı mahiyetinde. Korku yaratmak, korku havasının neticesinde vatandaşın sandığa gitmesini engellemek. Şehir merkezinde buna benzer adımlar atıyorlar. Tabii biz de her türlü tedbiri aldık, alıyoruz, almaya devam edeceğiz. Bölgedeki vatandaşlarımız bence kararlı olmalılar. Biz hükümet ve devlet olarak bütün imkanlarımızı seferber edeceğiz, yanlarında yer alacağız'' dedi.

''Ses kaydına ilişkin soruya, 'Başka şeyler de var' dediniz? Yani hayır propagandasına dönük farklı bir kampanya veya perde arkasında başka şeyleri mi kastettiniz?'' sorusuna da Erdoğan, şu yanıtı verdi:

''Evet olabilir, şimdi daha neler çıkacak ortaya. Bu kampanyada özellikle 'evet'in çıkması halinde nelerin biteceğini onlar biliyorlar. Çünkü çetelerle mücadelede çok önemli bir kırılma noktası, bunu çok iyi biliyorlar. Ben YARSAV dedim, orada kestim. YARSAV'dan sonra bir de çeteler var. Bunlar müşterek bir çete oluşturdular. Müşterek çete çalışıyor. 'Evet'in çıkması halinde çetelerin biteceğini biliyorlar. Cumhurbaşkanlığı seçiminde kimler neler yaptı, hatırlayın. Şimdi benzer şeyler yine yapılabilir. Ama milletimin sağduyusu bunların hepsini aşmaya yetecektir.''

TERÖR ÖRGÜTÜNÜN BİR NUMARALI HEDEFİ

''PKK ile mücadele noktasında referandumun getirileri ne olacak'' sorusu üzerine de Başbakan Erdoğan, PKK terör örgütü ile halkın arasını açmanın çok önemli olduğunu, şehirden dağa gidişi engellemenin, belki bu arada dağdan inişi hızlandırmanın büyük önem taşıdığını aktardı.

Bunun sadece iktidarın yapacağı bir iş olmadığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''İktidar bütün enstrümanlarını kullanacak. Bu, sosyal ekonomik enstrümanlardır, psikolojik enstrümanlardır, bunun yanında tüm diplomatik ilişkilerdir, askeri, güvenlikle ilgili atılmış adımlardır ve tüm bunların yanında medya çok önemli. Medyanın atacağı adımlar, atacağı başlıklar bunlar çok önemli. Çünkü terör örgütünün bir numaralı hedefi, propagandasını yapmaktır. Yazılı ve görsel medya bunlara yer verdiği sürece güç kazanacaktır, bunu aşmamız lazım.''

Erdoğan, bunun yanında halkın endişelerini gidermenin birinci derecede görevleri olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

''Evet ile birlikte inşallah bölgede çok daha farklı bazı tedbirler geliştirmek, adımları atmak için Terörle Mücadele Yüksek Kurulumuzun başlattığı bazı çalışmalar var, bunlar devam ediyor. Burada kararlıyız. Ama burada süreci unutmayalım. Bizim milli birlik, beraberlik, kardeşlik süreci sıradan bir süreç değil. Burada 'Demokratik Açılım' başlığını verdiğimiz süreç, sıradan bir süreç değil, bir projenin hayata geçirilmesi. Peki bu akşamdan sabaha mı? Mümkün değil, akşamdan sabaha. Yani şu anda 30 yıllık terörün meydana getirdiği tahribatı sizler kaldırmanın mücadelesini vereceksiniz. Bunun tabii dal budak saldığı, içeride ve dışarıda ayakları var. Bunlar üzerinde çalışmalar sürdüreceksiniz. Ciddi dış destekler aldığını inkar edemeyiz. Maalesef dış destek de alıyor. Bunlarla ayrı mücadele ediyorsunuz.''

Başbakan Erdoğan, terörün bir sektör haline geldiğini, sektörün uyuşturucu, insan kaçakçılığı ve farklı ayakları bulunduğunu ifade ederek, şöyle dedi:

''Tüm bunlarla beraber sektör çalışıyor. Siz bir tarafı müdahale edip çökertiyorsunuz, öbür taraftan bakıyorsunuz ayağa kalkıyor. Burada bizim medyayla olan çalışmamız çok büyük önem arz ediyor. Burada akademisyenlerin desteğine ihtiyacımız var. Bu son oluşturduğumuz Kamu Güvenlik Müsteşarlığının kurulmuş olması, gerek medya, gerekse akademisyenlerle çok ciddi bir havuz oluşturacak, bilgi bankası oluşturacak. İnşallah bu adımları attık.'' 

bugün



Bu haber 549 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,213 µs