Erdoğan Cumhurbaşkanı olamaz: "Yersen!"

* Avusturalya'da katıldığı bir radyo programında Abdullah Öcalan'dan bahsederken 'Sayın' ifadesini kullanan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmaması gerektiği söylendi. Baykal'ın dilinden düşmeyen bu delile kamuoyundan beklenen tepki gelmedi. Diğer muhalefet liderleri dahi bu durumu dil sürçmesi olarak niteleyip itibar etmezken, Baykal'ın, "kaset savaşları" başlattığı öne sürüldü. Yazar Nazım Alpman "Başbakan olduktan sonra böyle kibarlıklar sergiliyor mu? Ana Muhalefet partisi liderine bile yeri geldiğinde “anca gidersin” şeklinde yol gösteriyor." diyerek duruma esprili bir yorum getirdi. Hukukçular, Erdoğa'ın "sayın" dedikten sonra Öcalan'ı övücü bir cümle sarf etmediğini ve dil dürçmesinin açık olduğunu beyan ederken, Erdoğan'ın bu suçu Avrupa'da işlemiş olması ve suçun zamanaşımı kapsamına girmesi, ona cezai bir yaptırım yüklemediği de kamuoyu ile paylaşılan diğer bir bilgi oldu.
Üstelik Erdoğan'ın "sayın" hitabının, dil sürçmesi de olsa, Güneydoğu'da Erdoğan'a karşı sempati yarattığını da göz önünde bulundurmak gerekiyor.
 
* Baykal, “Hikmetyar'ın önünde diz çöken bir insan cumhurbaşkanı olamaz.” çıkışına Erdoğan'ın yıllar öncesinden hazırlık yaparak "değişmedim, geliştim" diyerek bu tepkilere karşı gardını almıştı. Mili görüş, yani eskiden içinde bulunduğu Saadet Partisi'nin ciddi eleştirilerine maruz kaldığı için de, geçmişi ile bağlarını kopardığı açıkça kamuoyuna yansıyan Erdoğan'ı "Refah partisi vuruşlarıyla" alt etmek de imkansız hale geldi.

 * CHP Kadın Kolları, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan"ın sözleri ve AKP hükümetinin uygulamalarından bazı örnekleri “Çankaya Kuşatması” adlı kitapta topladı. Kitapta, Başbakan Erdoğan"ın “cumhurbaşkanı olmaması” gerektiği belirtildi. CHP milletvekillerinin “Erdoğan şehitlerimize kelleler diye hitap edebilmeyi içine sindirebilmiştir." sözleri ve yayınladıkları kitap yankı bulmadı.

* TBMM eski başkanı Hüsamettin Cindoruk, "Siirt konuşması nedeniyle 'Halkı din farkı gözeterek düşmanlığa tahrik etmekten' 4 ay hapse mahkum Erdoğan'ın Köşk'e çıkmasına Anayasa izin vermez" dedi. Bu iddiaya CHP ve MHP dışnıda destek gelmezken, yargı cephesinin yaptığı yorumlar da bu iddianın balon olduğunu ortaya koydu.

* Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Başbakan Tayyip Erdoğan'ın oğlu Burak Erdoğan'ın gemi aldığı haberi Vatan Gazetesi'nin manşetinden kamuoyun duyuruldu. Fakat ne basın ne de halk bu haberin üstüne gitmedi.

* Erdoğan'ın vatandaşla yaptığı bir kaç münakaşa da, AKP karşıtlarının önüne koz verdi. Kendisi ile tartışmaya giren ve protesto sloganları atan Mersinli çiftçiye, "ananı da al git" diyen Başbakan, Balıkesir’de yaptığ bir konuşma sırasındadinleyicilerden bazılarının “Şehit cenazesi görmek istemiyoruz” tepkisi üzerine “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir canım kardeşim” diye cevap vermişti. Daha sonra yanlış anlaşıldığını ifade eden Başbakan'ın bu sözleri hala muhalefetin dilinde. Ve sürekli tekrar edildiği için vurucu etkisini kaybetti.

* Muhalefet cephesinden Erdoğan'ın önüne koyulan diğer bir engel de eşi Emine Erdoğan'ın başörtülü oluşuydu. Baykal, bu engeli en çok öne sürenlerden biri oldu yine. Baykal'a en vurucu cevabın başörtüsü yasakçılarından biri olan Demirel'den gelmesi ise oldukça şaşırtıcı oldu. Demirel, "Çankaya Köşkü'ne eşi türbanlı biri cumhurbaşkanı olarak çıkabilir mi?" sorusunu yanıtlarken de bunun kanuni bir engeli bulunmadığını söyledi. Yazar Osman Özsoy, Baykal'ı kastederek "Belediyelerin yüzde 70’ini elinde bulunduran, 4 yılı aşkın süredir ülkeyi tek başına idare eden partinin genel başkanı sıfatını taşıyan bir başbakanın Çankaya’ya çıkmasına engel olarak bula bula sadece bu iki nokta tespit edilebilmişse, bu durum AKP’nin iktidar yıllarının tamamen “ak”lanması anlamına gelmez mi?" diyerek Baykal'ın muhalefetiyle AKP'ye hizmet ettiğini belirtti. 

* CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Meclis'in ilk turda nitelikli çoğunlukla (3'te 2) toplanmaması halinde konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götüreceklerini açıklaması da itibar görmedi. Baykal'ın bu demeçlerini bir tahrik unsuru olarak değerlendiren ANAP başkanı Erkan Mumcu, "Bu yetkilerle donatılmış bir cumhurbaşkanını bütün dünyada halk seçer. Türkiye’de de cumhurbaşkanını halkın seçmesi gerekiyor. CHP’nin 367’yi araştırmadan önce bizimle birlikte Anayasa değişikliği için bir teklif vermesi gerekiyor. Çünkü 110 imza lazım ve bizim sayımız buna yetmiyor. İlk imzayı CHP atsın, ikinci imzayı biz atalım ve 110 imzalı bir Anayasa teklifiyle cumhurbaşkanını halk seçsin diyelim." şeklinde bir eleştiri ile yanıtladı.

* Tayyip Erdoğan üzerinde, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde kazı çalışması yapan Deniz Baykal, Erdoğan'ın Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde bazı basın kuruluşlarına para aktardığı iddiası da mesnetsiz kaldı. Dönemin Valisi Erol Çakır'ın kendisine istihbarat ulaştırdığını açıklayan Baykal'ın iddialarına  Çakır, "Ben böyle bir belge hatırlamıyorum" yanıtını verdi.

www.iyibilgi.com