Özkök anlatmalı!

0 0 0000 00:00 tsi
Türkiye geçtiğimiz hafta çok ilginç bir iddia ile sarsıldı, ancak iddianın üstü adeta örtüldü. Basına sızan olay günlükten bahsediyoruz... Türkiye'nin atlattığı iddia edilen darbe tehlikesinden... Gazeteci Birand da aynı konuya dikkat çekiyor ve Özkök'e

Mehmet Ali Birand'ın yazısı:

Bir darbe, bu ülkeyi parçalar...

NOKTA Dergisi'nde yayınlanan, ancak sahibi olduğu iddia edilen, eski Deniz Kuvvetleri komutanı Emekli Amiral Özden Örnek tarafından dahi reddedilen "darbe günlüğü" elden ele dolaştı. Genelkurmay'ı eminim çok rahatsız etmiş olması gereken bu Günlük hala tartışılıyor. Nedense, özellikle medyamız çok kolay bir şekilde "darbe komplolarından" söz edebiliyor. Akıllı uslu insanlarımız darbe tartışmaları yapabiliyor. Kimse, ne anlama geleceğinin hesabını yapmıyor.
Yarın sabah kalktığınızda, diğer kanallarda eğlence programları devam ederken, TRT kanallarında bir generalin "Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koymuştur. IMF, NATO, BM ve AB'ye bağlılığımız devam edecektir. Parlamento feshedilmiş, hükümet üyeleri tutuklanmış, tüm partiler kapatılmıştır..." açıklamasını duysanız ne düşünürsünüz?
Darbeciler belki sizin dünya görüşünüzü paylaşıyor olabilirler. Buna rağmen "Aman ne iyi oldu" diyebilir misiniz?
Eğer böyle bir düşünceniz varsa, vazgeçin. Zira bir darbe, Türkiye'yi en az 20 yıl geri götürür.

Nedenleri de çok açık:
1. Askeri darbe, toplumun bir bölümünü ve medyanın büyük bir kesimini karşısına alacaktır. Üstelik bu bölüm, artık eskisi gibi sessiz sedasız kalan cinsten değildir. Sokakları dolduracak milyonlar, bu ülkeyi altüst edeceklerdir.
2. Askeri darbe, PKK'nın ekmeğine yağ sürdürecek ve Güneydoğu'da yeni ayaklanma senaryoları uygulamaya sokulacak, kanlı olaylar başlayacaktır.
3. Askeri darbe, AB ile ilişkilerin tümüyle dondurulmasına yol açacaktır.
4. Askeri darbeciler, ya Washington ile tam bir çatışma ortamına girecekler veya Washington'un desteğini elde edebilmek için tam bir teslimiyete gideceklerdir.
5. Askeri darbe sonucu, kendi içinde çatışmaya girecek, uluslararası ilişkilerinde de izole olacak Türkiye, Kuzey Irak'ta Kürdistan'ın bağımsızlığını kolaylaştırmış, Ermeni soykırım tasarılarının parlamentolardan geçmesini sağlamış ve PKK üstündeki baskıların hafiflemesine yol açmış olacaktır.

Böyle bir Türkiye'ye tüm dış krediler ve yabancı yatırımlar kesilir, ekonomi altüst olur ve yeniden fakirleşme sürecine girilir.
Bunun karşılığında, darbeyle laiklik mi kurtarılmış olacak?
Hayır, tam aksine siyasi İslam coşacak, El Kaide istediği ortamı elde edecektir. Türkiye'nin bazı bölümleri laik kesimin, diğer bölümü dincilerin ve Güneydoğusu da Kürtçüler'in kontrolüne geçecektir.
Sorarım sizlere, askeri darbe sonucu, böyle bir Türkiye ile karşı karşıya kalmak ister misiniz? Yoksa bu ülkenin laik ve demokratik sistemini korumak için, sivil toplum olarak kendi sesimizi yükseltmeyi mi yeğlersiniz?
Ben de kendi kendime soruyorum: Darbe peşinde koşanlarımız, bu kadar basit bir hesabı dahi yapamıyor mu?
Yapanlar var. Ben bugünkü TSK'nın ve özellikle de Genelkurmay Başkanlığı'nın bir askeri darbe istemediğinden, ortaya çıkabilecek maceraperestleri de durduracağından eminim. Günlüğün nereden çıktığı ve özellikle içeriği ile ilgili bir iç soruşturmanın yapıldığını da biliyorum.
Org. Büyükanıt'ın sık sık "asıl güç sivil toplumda, medyadadır" demesi boşuna değildir.
Gelin bu darbe laflarını bırakalım ve bu ülkenin demokratik-laik sistemine biz sahip çıkalım. Sistemi değiştirmek isteyenlere bizler (yani siviller) tepki gösterelim. Askeri bu işlere sokarak zayıflatmayalım. Zira bugün gelinilen noktada, Silahlı Kuvvetlerimize her zamankinden fazla ihtiyacımız var.

Özkök Paşa anlatmalı
Günlük'teki en ilginç isim, Genelkurmay eksi Başkanı Emekli Orgeneral Özkök. Günlük'teki notlara göre, Özkök kimi komutanlar tarafından "DİNCİ" diye suçlanıyor, kimi tarafından "etkisiz-silik" sıfatıyla anılıyor.
Günlük tümüyle yalan olsa dahi, aynı dönemde Özkök Paşa'nın, başta eski bir Genelkurmay Başkanı olmak üzere, emekli komutanlar ve onların medyadaki uzantıları olan gazeteciler tarafından nasıl yerden yere vurulduğunu hepimiz hatırlarız.
Bize yansıdığı veya bizim algıladığımız kadarıyla, Özkök Paşa'nın hatası, darbe söylentileri ve hazırlıklarını engellemek, Annan Planı'nı reddettirmek için kimi çevrelerden gelen baskılara direnmekti.

Peki gerçek nerede?

Günlük'teki iddialar ve kendi dönemiyle ilgili söylentilere sadece Özkök Paşa yanıt verebilir. Ya konuşmalı veya anılarını bu toplumla paylaşmalı. Yaşadığımız bu çalkantılı dönemde, neyin ne olduğunu, kimin ne yapmak istediğini bizlere açıkça anlatmalıdır. Türk demokrasisine katkıda bulunmak için bunu yapmalıdır.
Türk demokrasisi 2004-2005 döneminde büyük bir değişim yaşadı. En fazla dalgalanma da Silahlı Kuvvetler içinde hissedildi.
Günlük dikkatli şekilde okunursa, her şeye rağmen darbe söylentilerinin, TSK'nın genelinde ve Genelkurmay mekanizmasında tercih edilmediği, hatta dirençle karşılaştığı ortaya çıkıyor.
Günlük ile ilgili gerçekleri ise ancak, emekli olduğu için en rahatça konuşabilecek durumdaki Org. Özkök bize anlatabilir.

Hurriyet

Bu haber 254 defa okundu.